56.BÖLÜM: "Yetim"

3.2K 590 465
                                    



Yorum yapanlara diğer bölümlerde ithaf vereceğim. Aktif okuyucularımı öpüyorum!

Bakalım neler olacak... 🌟 ı lütfen unutmayın :)

3.GÖZ

   Tutku, vücudunda bir ağırlık hissederken kolunda kıpırdayan kablomsu şeyi anlamlandırmaya çalıştı gözleri kapalı. Sesler gittikçe daha anlaşılır olurken, yaşadığı son anı hatırlamaya çalışma isteği baskın geliyordu.

Extonla konuşuyorlardı değil mi? Sonra ne olmuştu? İtişip durmalarını hatırlar gibi olurken aniden bayılmasına neden olan şokun sebebi hayali bir görüntüden sese bürünüp Tutku'nun gözlerini aralamasına neden oldu.

-Bir şey yemediği için bayıldı o zaman... Anlıyorum. Ercan, doktoru hastaneye bırak ve bana onu getir." Aldığı cevap olumlu olacak ki adım sesleri ve beraberinde kapanan kapının sesini işitti genç kız. Gözleri etrafındaki cisimleri iyice ayırt ettiğinde yerinde doğruldu ve kolundaki seruma kaşlarını çatarak baktı. "Sıvı kaybetmişsin, küçük." Tutku, başını ona çevirmekte acele ettiğini geç anladı çünkü buna hazır değildi.

Gözleri aniden dolmuştu...

-Sen..." ne diyeceğini bilemediği için sustu. Aman Allah'ım değişmemişti bile, ne takım elbisesinin rengi ne yüzü... sadece boynunda derin bir iz vardı, sakalları ve saçları daha gürdü... Ama her şey oradaydı işte. Elindeki pusula dövmesi oradaydı, şah damarı üzerindeki küçük R harfi dövme oradaydı.

-Yaşıyorum." Diye tamamladı onu Kuzey, kızın ayak ucuna oturup ufak ve buz gibi olan elini tutarken. Tutku, onun sıcak avucunun etkisiyle hızla ısınırken burnunu çekti, ağladığının anca farkına varmıştı. "Özür dilerim. Yıllarca size yas tutturduğum için."

-Buradasın. Ben.. Sana kızamayacak kadar çok özledim seni." Tutku, ona sıkıca sarıldığında gerçekliğini hissetmek ister gibi ellerini Kuzey'in sırtına bastırdı, gözyaşları adamın takım elbisesini ıslatırken. "Gerçeksin."

-Öyleyim." Karayev, kızın sarılmasına karşılık verirken, iç çekişini hissetti Tutku. Pişmanlığını ve suçluluk duyduğuna inanıyordu adamın. "Tutku..." kızla sarılmaları sonlansa da birbirilerine oldukça yakınlardı.

-Ablam..." beyninde şimşek gibi ismi beliren kızla yerinde kıpırdadı Tutku. "Reva ablam.." Endişesine karşı pişmanlığı beşe katlanan Karayev ensesini ovaladı.

-Haberi var... O... Aslına bakarsan, o uzun zamandır biliyor." Kızın iri iri açılan gözlerinden kaçınmadı Kuzey ne kadar yapmak istese de. Sahiden ne kadar büyümüştü Tutku, en kötüsü de, gözleri ne kadar da yaşlanmıştı... "Benim ölümümden..." kendisini bile inandırdığı ölüm kelimesini değiştirdi. "Sahte ölümümden birkaç ay sonra öğrendi."

-O.. O yüzden Azerbaycan'a seyahat ediyordu." Dedi kız aydınlanmayı o anda yaşarken. "Kulüp için içkileri getirten Azerbaycanlı ortak sen miydin?!" Kıza takılan serumun bittiğini görünce Tutku'nun kolundan şeffaf iğneyi yavaşça çıkarıp bandı yapıştırdı. Kız ona odaklanamayacak kadar şaşkındı.

-Evet. Biz... Hâlâ birlikteyiz." Bandı yapıştırdığı an Tutku'nun yüzündeki şaşkınlığın yerini gülümsemeye bırakışını izledi. "Ama öncesinde konuşmamız gereken başka bir konu var, ufaklık... Eminim bu konuyu sen de çok iyi biliyorsun." Evi aniden Reva'nın sesi doldururken hızla kapatılan dış kapının ardından topuklu ayakkabılara eşlik eden dırdırı duydu ikili.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now