1.BÖLÜM: "Eve Dönüş"

10.6K 813 190
                                    


3.GÖZ

Liseden beri kullandığı ve çok sevdiği siyah bavulunu, arabasının bagajından çıkarıp, tekerleklerini yere çarptıktan sonra doğruldu ve ona kollarını açan Recep'e baktı genç kız. Adamın gelmesini kabul etmeyip sadece araba göndermesini istemişti, ama anlaşılan 2. amcası gibi gördüğü adam kapıda onun gelmesini beklemişti.

-Hoşgeldin kızım."

-İşte şimdi hoşbuldum." İkili birbirine aniden sıkı sıkı sarılırken, Recep Amerika'ya giden kızın sadece yarım dönemliğine kalmış olmasına, bu sabah döneceğini duyduğunda, hem sevinmiş hem de üzülmüştü.

Sevinmesi, evin belki de en akıllı bireyi olan bu kızı özlemesindendi. Üzülmesi ise Tutku'nun gözlerinde gördüğü yenilgiden...

O, genç kızın bavulunu çekerken, ki Tutku olduğu düşünülürse bir orta boy bavul yetmişti, kızın gözleri daha dün kesilmiş çimlerin, arkasında kalan kamelyaya ulaştı. Babasıyla burda tartıştığı zaman dün gibi canlandı gözünün önünde.

-Hiçbir yere gidemezsin Tutku! Amerika'yı falan unut!" Kızı onu dinlemeden arkasını döndüğünde boyun damarlarını çıkararak bağırmıştı Acar Devran, elindeki su ibriğini köşeye fırlatıp suyu yere dökerek. "Seni göndermiyorum küçük hanım! Duydun mu?!" Olduğu yerde tepindi Tutku. Daha dinlemeden kestirip atıyordu adam!

-Duymadım! Çünkü gitmek istiyorum baba! Hayatımın sonuna kadar bu evde mi tıkılı kalacağım?!" Ona inanamazmış gibi baktı elalarıyla, kendisine engel olamadı sinirden gülerken.

-Bu evde tıkılı mı kalıyorsun? Ağabeylerinden çok dışarıdasın kızım, bence bu konu konuşulmasın." Başını tekrar çeviren adamın ilgisini çekmek için kendini büyük bir çabayla sakinleştirdi kız ve daha makul bir ses tonuyla konuşmaya çalıştı. Ama sadece çalıştı. Eyleme geçmede başarılı olamadı.

-Hayır baba! Sana katılmıyorum. Ben yurtdışında okumak istiyorum, senin desteğin olmadan bir şeyler becermek, kendi hayatımı kurmak istiyorum."

-Hayatında kendi ayakların üzerinde duracak zamanın da gelecek Tutku! Ama sen daha 18 yaşındasın, sana destek olmalıyım. Okulunu oku ve hayatını öyle kur. Allah aşkına, konuştuğumuz konu mantıklı mı şuan?" Daha çok gülerek sinirlerini yatıştırmaya çalıştı, bu sırada elinde buzlu kahvelerle Elvin ikisinin yanına gelmişti. Bu konuda biraz Acar'a katılıyordu, Tutku fazla fevri bir kuştu. Ve aniden yuvadan uçmak, onun asi kanatlarını kırabilirdi.

-Okulu yurtdışında da okuyabilirim. Harika bir dosya hazırladım baba, okul başkanlığı saçmalığından bile faydalandım!" Okuldaki tek kız başkan olmuştu, o günü hatırlarken, eğer kavga ediyor olmasalar, tekrar sırıtırdı Acar. Çünkü erkek adaylar çoktan kazanmış havasıyla bağıra bağıra şov yaparken, Tutku onlara burun kıvırıp az konuşarak kazanmıştı. "Ayrıca ben bazı şeyleri artık yalnız yapmak istiyorum mümkünse! Çünkü boğdun beni!" Son cümlesini artık yaşının getirdiği ateşle söylerken, Acar'ın kalkık kaşları indi ve dudakları dümdüz bir hal aldı.

-İstediğin yere gitmekte özgürsün artık." Dedi çok sakin bir tavırla. Ama elaları o kadar kırgındı ki, Tutku ona doğru çaresiz bir adım attı.

-Baba, öyle demek istemedim." Söylediklerini sinirlendiği zaman sert ve dürüst bir şekilde dile getiriyordu ama Acar'a hiç böylesine bir saygısızlık yapmamıştı. Babasını kırmak istemiyordu, o sadece onun kanatları olmadan ayakta kalmanın peşindeydi.

-Bizden sıkılmış Elvin. Bırakalım küçük hanım hayatını yaşasın, ayak bağı olmuşuz ona." Arkası dönüp giden adamla sıkıntılı bir nefes almıştı genç kız. Babasıyla sonra arayı elbette düzeltmişti, Acar ona bir haftadan uzun küs kalamayıp, Amerika'ya her fırsatta gitmişti ama orada durup eskiyi hatırlarken ona hak vermeden edemedi.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now