55.BÖLÜM: "Merhaba..."

4.9K 681 548
                                    



Yeni yıla beraber girmezsek olmazdı...Özlediiim!

Şu virüs felaketinin bizleri ve sevdiklerimizin yakasını bıraktığı günleri görmek dileğiyle...

BÖLÜM TÜM OKURLARA İTHAF EDİLMİŞTİR!

3.GÖZ
      Acar, tam şirkete gitmek için taş yoldaki arabasına doğru ilerliyordu ki kaşlarını çatarak havuz kenarındaki üçlüye baktı.

Bu imkansızdı, acaba rüyada olabilir miydi? Çünkü Reva, Tuna ve Tutku'nun, yüzlerinde maske, gözlerinde salatalık, vücutlarında mayolarıyla şemsiye altında şezlonglara uzanması çok düşük bir ihtimaldi.

-Ahhh, ne güzel bir sabah. Cheers girls!" (Şerefe kızlar.) Tuna pembe içkisini kızlarınkine sırayla tokuşturup büyük bir yudum aldı ve Acar'a seslendi. "Hey! İhtiyar, güneşimi kapatıyorsunuz." O konuşmuştu ama Acar'ın şoktan çıkması zamanını aldığı için Tuna göz devirdi. "Kime diyorum? Yaşlılık böyle bir şey herhalde..." nihayet ölümcül elaları üzerine çektiğinde neşeyle sırıtmıştı.

-Ulan it, senin şirkete gelmen gerekmiyor mu? Bu stajı kim yapıyor?!" Tuna sanki "staj" kelimesini ilk kez duyan bir maymun edasıyla dikilip kaşlarını kaldırdı ve rahatsız olarak içkisini küçük masaya koydu.

-Bilmem. Kim yapıyor harbi?" Tutkuyla Reva gülmemek için yanak içlerini ısırırlarken, Acar burun kökünü parmaklarıyla sıkıştırdı. Tuna, sırıtarak bardağını geri aldı ve pipeti dilinin üzerinde serseri bir tebessümle kaydırdı. "Daddy is mad. I see..." (babacık sinirli... anlıyorum...)

-Kalk giyin, beraber gidelim hadi. Sen oğlumsun diye kaytarmana göz yumacak değilim." Genç adam omuz silktiğinde tam devam edecekti ki Tutku araya girme ihtiyacı hissetti.

-Baba, bugün bizimle kalsın. Lütfen." Ses tonundaki ihtiyaç ve duygusallık, Acar'ın babacan ruhunu ele geçirirken Tuna da içeceğinde pipetle balonlar çıkarıyordu. Onun gelse de zaten bu haylazlıkla bir şey yapamayacağını fark edince ela gözlerini göz devirdi.

-İyi. Bugünlük böyle olsun. Ama pazartesiden itibaren hafta içi her gün şirkettesin Tuna. Haberin olsun, itiraz yok." Genç adam elini alnına götürerek bir asker selamı çaktı.

-Eyv bebeğim." Babası onunla uğraşmanın imkansız olduğunu anlayınca iç çekerek uzaklaşırken Tuna, Tutku'nun yanağına sulu bir öpücük kondurdu. "Ne güzel üzgün taklidi yaptın sen öyle fıstık!" Kızın burnunu parmakları arasında sıkıştırmıştı bunu söylerken. "Ağabeyin yesin seni."

-Bizi eğlendir diye söyledim! Yoksa sana meraklı değiliz." Reva, yüzünü güneşten ikisine doğru çevirip "bana fark etmez" gibisinden omuz silkince, Tuna hemen ayaklandı.

-Tamam hadi kalkın o zaman! Sizi randevuya çıkarayım. E hayatınızda benim gibi erkek mi gördünüz!" Kendini de övmeyi ihmal etmezken, iki kızı da bileklerinden kavrayarak çekiştirdi. Ve ne yazık ki Tuna'da öyle bir deli gücü vardı ki ikisi de ayağa kalkmak zorunda kalmıştı.

-Tuntun, hiç kafam kaldırmaz şimdi ya..." Tutku da Reva'ya destek atarcasına kafa sallarken Tuna elalarını kısarak etrafa bakındı.

-Seksi bir şeyler giyinin, bir saatimiz var." Kurtuluşları olmadığını anladıklarında iç çekmek dışında bir şey yapmazlarken, yalıya doğru yürüyen gence seslendi Tutku.

-On beş dakika olsun bari! Bir saat sürmez ki hazırlanmak." Delikanlı yalının kapısından girerken küçümseyici bakışlarla kız kardeşini inceledi tepeden tırnağa.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now