6.BÖLÜM: "Denge"

7.5K 655 187
                                    


3.GÖZ

Gamze, karşısındaki kızın düşünceli haline bakarken yüzü asıldı. Tutku'yu daha önce hiç böyle gördüğünü hatırlamıyordu, belki Amerika'da olsa John yüzünden böyle olduğu zamandan bilirdi ama değildi, bu yüzden ilk defa görüyordu.

-Hey!" Parmağını onun gözleri önünde şaklatırken, düşüncelerinden hızla çıktı Tutku. Düşünmemek, elinde değildi. Songül, lavabodan gelmiş ne olduğunu sorarcasına gözlerini kısarak bakmıştı Gamze'ye. Ona da olanlar hızlı bir şekilde özet geçilmişti, öyle ani anlatılmıştı ki Songül'ün, en sevdiği arkadaşına bilindik tepkilerini vermeye vakti bile olmamıştı!

Garson kahveleri masaya koyup gittiğinde, genç kız kupasını avuçları arasında tutarak büyük bir yudum aldı köpüğünden.

-Bir şeylere takılmış kafası, ama söylemesini bekleyeceğiz galiba!" Gamze'nin sitemli cümlesine ek olarak, Songül kendisine bakmaya başlayınca elindeki bardağı bırakmak zorunda kaldı kız.

-Alple öpüştük." Gamze ağzına yeni aldığı kahveyi sağına püskürtürken, Songül'ün elayla yeşil arasındaki iri gözleri şokla açılmıştı. Evet, bir haber bekliyorlardı ve bunun Alple ilgili olduğunu da düşünmüşlerdi ama...

Fark ettikleri detay şok etkisi yarattı.

-Öpüştük? Karşılık verdin?" Omuzlarının biraz altına altına gelen kahverengi saçını, kulağının arkasına sıkıştırdı Songül. Tutku'nun başını aşağı yukarı sallaması, durumu daha da yorumsuz kılıyordu. Gamze, dudaklarını peçeteyle silerken, kendini zor toplamıştı.

-Ee sevgili falan mısınız şimdi?" Tutku, ona atabileceği en anlamsız bakışı atarken Songül göz devirdi. İkisi üzerinde gözlerini gezdiren Gamze kızıl saçlarını omuzlarından geriye atarken oflamıştı. "Tamam sormadım sayın, salakmışım gibi baktınız." Oldukça masumdu ve o cümleden o, bunu çıkarmıştı, ama işlerin çok derin bir yüzü vardı. Derin, gizemli ve bilinmez...

-N'oldu, nasıl oldu? Anlatacak mısın?" Onlar en yakın arkadaşlarıydı ve bir şey saklamak pek adil gelmiyordu Tutku'ya. Elbette her ince detayı vermek onun tarzı asla değildi bu yüzden anlatılabilecek şekilde anlattı.

-Beni parka çağırdı ve bir anda oldu." Dilini dudakları üzerinde gezdirirken, önce Songül'e sonra Gamze'ye baktı. "Ama istediği duygusal bir şey değil. Benim de değil gerçi ona duygusal hiçbir şey hissetmiyorum."

-Böyle mi söyledi sen mi öyle anladın?" Öyle ya ikisi arasında fark vardı ve Songül'ün sorduğu bu soru da açıkça farkı göstermek için sorulmuştu.

-Hem o söyledi, hem ben öyle anladım diyelim Gül." Şimdi ikisi de sessiz kalmıştı kızların, birkaç dakika önlerindeki kahveyi yudumladılar. Ama Gamze, aniden ona kafasını çevirirken, elini de beraberinde ağzına götürmüştü.

-Bir dakika! Sen düşünüyorsun!" Dedi çok önemli bir detaya dikkat çekerken. "Benim de duygusal değil dedin. Tutku, sen bunu istiyor musun?" Buna cevap vermeden önce ikisinin yüzünden de düşündüklerini anlamaya çalıştı.

Gamze kesinlikle böyle bir şeyi onaylamazdı gözlerini kocaman açmış, kirpiklerini sık sık kırpıştırmaya başlamıştı, Songül ise onu tepkisiz -bunun nedeni kızın olduğu gibi davranmasını istemesiydi- bir şekilde izliyordu. Songül'ün, Acar'ınkileri andıran ela-yeşil arası gözleri, onu daha da geriyor, bunu düşündüğü için bile suçlu hissettiriyordu.

-Ben ilk defa birine fiziksel anlamda bu kadar çekildiğimi hissediyorum." Dedi kafasındaki karışıklığı tam olarak ortaya koyarken. Elindeki kahve bardağında gezdirdi metal kaşığı. "Onu bir dakika tekme tokat dövmek isterken, diğer dakika dünkü gibi öpüşmek istiyorum." Boğazını temizleyerek, arkadaşlarıyla tek tek göz teması kurdu tekrar. "Hatta daha fazlasını... Pişman değilim kızlar. Hem de hiç."

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now