59.BÖLÜM: "Kelebek"

3.9K 401 175
                                    







Finalleri yazmak beni hep üzüyor ama insan yenilerine de anca eskiye nokta koyarak başlıyor :)

Bu hafta Ateşin Gölgesinde'ye başlıyorum. Desteğinizi bekliyorum ve özellikle dmlerinizi de ;)

Şimdilik Sarıyla Tutku'ya veda edelim. Edelim ki Kuzeyle Reva'ya ve diğerlerine dönebileyim. Bu çift çok alakasızdı ama bence güzel oldu. Onların aşkı bana hep biraz imkansız, uzak ve buruk geldi çünkü. Yine de favori gösterenlere de ayrı teşekkür ederim..

Sabrınız, sevginiz ve yorumlarınız benim için çok ama çok kıymetli. Bu kalp kalbi güzellerime 🖤 , Tutku sizi seviyor.


3.GÖZ

Ece, elindeki raporları incelerken bir yandan da Tuna'nın doktorunun gelip gelmediğini kontrol ettiğinden ara ara hastanenin sakin görünen koridoruna bakınıyordu. Bileğindeki saate göz atıp doktorun oldukça geciktiğini fark ettiğinde dizlerinin üzerindeki raporları ikiye katladı ve başını ellerinin arasına aldı. Bugün Tuna'nın çıkış işlemleri yapılacaktı ancak doktorunun onayı gerekirdi, içindeki ses dün gece bir şeyler olup olmadığını sorgulamasına neden olurken, koluna dokunan güven verici elin temasıyla başını yukarı kaldırdı.

-Stres yapmayı bırakmalısın." dedi Rüzgar kadife gibi bir ses tonuyla, sesi Ece'nin gürültülü zihnini bile bastırmıştı. "Doktorla konuştum, çıkış işlemlerini hallediyor." Sarışın boştaki kolunu Rüzgar'ın beline dolayıp başını onun omzuna yaslarken sessizce mırıldandı.

-Bir an için çok korktum... Eve gittiğimizde neler olacak bilmiyorum ama onun burada kalmasını da istemiyorum... Anlıyorsun beni değil mi Rüzgar?" Kliniğin pastel renk duvarlarına bakarken ilaç kokusunu içine çeken Rüzgar ona hak vermeden edemedi. Tuna oldukça fazla kilo da vermişti.

-O iyi olacak, artık evine dönüyor." dedi, cümlesinin sonunda ikna edici bir biçimde gülümserken. Ancak içten içe onun Tutku'nun affı olmadan asla tam olarak mutlu olmayacağını bilecek kadar iyi tanıyordu kardeşini. Tuna, buraya geldiği ilk zamana kıyasla daha konuşkan ve uysal olmuştu çünkü ilaç tedavisi de işe yarıyordu ancak tamamen eskisi gibi olması için kız kardeşinin desteğine muhtaç olduğu gerçekti. Suçluluk onu mahvediyordu ve çoktan mahvolmuş olan Tutku onun bu ihtiyacını göremeyecek kadar kör bir acıya saplanmıştı. "Hem siz iyi olacaksınız." elini Ece'nin karnına koyup gülümsediğinde genç kız hatırladığı varlıkla başını eğdi.

-Olacağız." Başını sallayıp tekrar Rüzgar'a baktı ondan güç almak istercesine. "Olacağız." Diye tekrarladı. Hayatında ilk kez zorluklarla mücadele etmiyordu Ece, bu ne ilkti ne son, o yüzden derin bir nefes alıp dudaklarını yukarı kıvırdı. Çünkü bazen bundan daha iyi yapılacak başka bir şey yoktu.

-Ah, sizi beklettiğim için çok üzgünüm. Genç bir hastam, Dora, baş edilmesi zor bir sinir krizi geçiriyordu." Rüzgar, kızın ismine aşina olduğu için kaşlarını kaldırarak başını doktora çevirdi.

-Nasıl şimdi? Yanında biri var mı?" Doktor, kızın kimsesiz olduğunu bildiği için şüpheli gözlerle Rüzgar'ı tepeden tırnağa inceledi. Tuhaftı çünkü Rüzgar buraya gelmeden önce kız normal görünüyordu, sinir krizinin şimdi gerçekleşmesi ve genç adamın bu ilgili hali onun zihninde soru işareti oluşmasına neden olmuştu. Yine de aklı selim görünen gencin sorusunu yanıtsız bırakmadı.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now