7.BÖLÜM: "Unutulmaz"

9.8K 666 162
                                    



3.GÖZ
Tutku'dan haber alamaması artık canına tak ettiği için motoruna atlayıp yalıya kadar gelmişti. Mesajlarına dün gece cevap alamamıştı ve açıkçası sabırsızlığı artıyordu.

Yalının arka sokağındaydı, ön tarafından girmek için yolu değiştircekti ki gördüğü sahneyle duraksadı.

Tutku, kollarını göğsünde kavuşturmuş, öylece karşısındaki ibneyi dinliyordu.

Doğru tahmin. John'u.

Gözünü bile kırpmadan kaskı kafasından hızla çıkardı ve bacağını yere yaslayarak motordan inmeden öylece bekledi. John, kızın omuzlarına ellerini koyduğunda kaskı tutuşu sıkılaşmıştı.

O. Parmakları. Tek tek. Kırabilirdi. Amerika'da yaşananlar aklına gelmişti.

Türkiye'ye sadece Tutku için geldiğini bilmek sinir bozucu olan tek şey değildi, kızdan haber almamasının bununla ilgisi olduğunu düşünmek can sıkıcıydı. Acaba kafası karışmış, ona hislerinin bitmediğine mi karar kılmıştı?

Kız bir adım geri çekilerek onun ellerini boşa çıkarırken John derin bir iç çekti ve Tutku her ne dediyse başını aşağı yukarı salladı.

Bu kaskı onun kafasında parçalama arzusu saniye geçtikçe artıyordu.

Ön bahçeye yürümeye gerek duymadan arka kapıya yürüdü John. Konuşmaları bitmişti demek ki.

Bunu fırsat bilen Alp motorunu hemen yol kenarına, kaldırıma bırakırken kapıdan çıkan gence doğru, bilinçli olarak yürüdü ve omzunu kuvvetlice onun omzuna geçirdi.

Yere dalan gözlerini kaldırdığında kendisine doğru hızla gelen ve gelirken de John'u sendeleten genç adama baktı Tutku. Özür bile dilemeden yalıya yürürken, John İngilizce birkaç şey söylese de aldırmadı Alp.

-Fuck off." (Siktir git.) Diye mırıldanıp yürüdü yalıya. John, onun içeri gireceğini anlayınca Tutkuyla tedirgin bir şekilde göz göze gelmiş, Tutku sorun olmadığını gösterircesine el sallamıştı ona.

Öylece gitmek zorunda kaldı. Ama pes etmeyecekti, onun kalbini kazanacaktı.

Siktirip gitmesi Alp'in işine gelmişti. Bahçe kapısını hızla açıp kapatmaya bile gerek duymadı, Tutku'yu belinden tutarak kendine çekti, gözlerini doğrudan onun gözlerine dikmişti.

Sol elini ağaça yaslarken kızın bedenini ağaçla kendisi arasında iyice sıkıştırdı. Nabzı o kadar hızlanmıştı ki, kızın dudaklarına yapışsa bile daha üst seviyeye erişemezdi.

-Neden burada?" Gözündeki morluk biraz sararıp iyileşme belirtisi göstermişti, zaten çok büyük bir şey de değildi. Bir an yine merak etti Tutku ama sormak istemedi, onu ilgilendirmezdi. Değil mi? "John yüzünden mi beni günlerdir bekletiyorsun?" Alp'e bir türlü görüşmek için zaman ve yer bildirmemesi genç adamı buraya kadar getirmişti. Tutku, ailesinden birileri geliyor mu diye tereddütle etrafa bakındı ama herkes ön bahçedeydi. "Fikrini değiştirdiysen söyle Tutku seni zorlamıyorum." Gerçekten de John'u kızla o kadar yakın konuşurken görmek sinirini bozmuştu.

Asla, asla kıskanmıyordu. Ama kızın kafası karışıksa bunu çözümleyip kendisine de söylemesi gerekirdi, oyalamak zorunda hissetmemeliydi. Alp kesinlikten hoşlanırdı, belkilerden değil.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now