48.BÖLÜM: "Dönüm Noktası"

3.6K 708 271
                                    

YILDIZLAMAYI,🌟🌟🌟

Y

I

L

D

I

Z

L

A

M

A

Y

I,


Yorumlamayı unutmayın. Bu bölümlerdeki yorumlar, finale giden bölümlerde ithaf verilecektir. Şu duble güncellemeye çok konsantreyim. Yıldızlamayanlara Allah'ın Rüzgar nasip etmemesini en içten dileyerek keyifli okumalar diyorum... (Biri Ada'yı versin demişti yine insaflıyım.)


3.GÖZ

Tutku, Songül ve Gamzeyle olan görüntülü aramayı sonlandırırken ders çalışmaya devam etti. Dizilerde ya da filmlerde onca olaya rağmen okulda başarılı olanlara ya da Rüzgar gibi bin tane işi aynı anda çok iyi yapanlara hayran olmak gerekirdi çünkü kendisi çuvallıyordu. Son sınavlarda toparlaması lazımdı yoksa bu sene güzel giden hiçbir şeyi olmayacaktı.

Petek'in getirdiği meyveleri yerken diğer yandan çıkardığı notları çalışıyordu, Alp'in ortalarda olmamasına sevinmişti çünkü son patlamasından sonra onunla karşılaşmamak için yemeğe bile inmeyecekti ama Sarp Eva'ya onun gittiğini söylediği için inmişti, aklını ondan uzaklaştırıp çalışmaya devam ederken duyduğu seslerle kaşları çatıldı. Yerinden kalkıp cama doğru ilerlerken ne göreceğini bilmiyordu ama annesini gördüğü an yüzü kocaman bir tebessüm halini aldı.

Gözleri aniden dolarken, sırıtarak odanın kapısına koştu ve merdivenlere giderken Tunayla çarpıştı.

-Ahhh, of ağabey ne işin var senin bu katta?!" Arkasından Ece görünürken, kızın boya içindeki haline bakarak şaşkınlıkla söylendi. "Ağabeyimin atölyesine mi sızdınız?" Ece hemen suçluluk duygusuyla savunmaya geçti.

-Yemin ederim ben yapmayalım dedim, Tuna resim yapalım diye ısrar etti." Tuna kıza dik dik baktı.

-Yavru oldu mu şimdi? Ne diye itiraf ediyorsun?" Tutku ona "gerçekten mi?" dercesine bakış attığında omuz silkip Ece'ye kolunu sardı. "Annemler gelmiş." Neredeyse Tuna yüzünden odadan çıkma nedenini unutuyordu Tutku, gözleri iri iri açılırken yeniden koşmaya başladı merdivenleri.

-İnşallah beni affetmiştir..." diye dua mırıldanan kıza karşı Tuna da Eceyle merdivenlerden inerken bir dua etmeden duramadı.

-İnşallah o ünlü tatlıcıdan fıstık sarma almışlardır..." Tutku, bahçeye çıktığı anda bir anlığına duraksayıp onlara baktı. Elvin, kafasında sabahtan beri çıkarmadığı koca bir hasır şapkayla inmiş o kadar neşeli görünüyordu ki, kendinin nasıl göründüğünü düşününce onun bu hali ışıl ışıl gelmişti gözüne. Ne diyecekti? Ne söyleyecekti affetmesi için? Kahverengi gözleri aynı anda dış kapıdan çıkan Rüzgarla denk geldi. Onda da aynı soruları görüyordu genç kız.

-Özlendiniz Savaş Devran!" Kavin'e çarpık bir gülüş sunup kızı kendine çeken Savaş'ın gözleri tedirgin adımlarla onlara yürüyen Tutku ve Rüzgar'a takıldı. Beraberinde Elvin'in yüzüne baktığında onun da ikiliyi fark ettiğini ve yüzündeki tebessümün bir an sekteye uğrar gibi olduğunu görmüştü. Bu  iki kardeş vurulma olayından beri iyice sırlarla bezenmişti doğrusu...

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now