🗡53.BÖLÜM🗡: "Kara Liste"

4.3K 668 1K
                                    



Bölümü bu şarkıyla bitirdim.

Wattpad profil fotoğrafımı da yıllar sonra, bugün, ilk kez değiştirdim. Son olmayacak.

Tüm okurlarıma, bu satırı okuyan herkese sımsıkı sarılıyorum.


🖤🗡


3.GÖZ

Acar, uzun parmaklarını Tutku'nun saçlarında gezdirirken, kız gözlerini kapatmamak için kendini zor tutuyordu. Günlerdir Reva'nın evinde kalırken içinde tuttuğu, ders çalışarak bastırmaya çalıştığı yası anlattığı ilk ve tek kişi, kucağına sığındığı ela gözlü devdi.

Adam, Demir'in öldüğünü öğrendiğinde gerçekten üzülmüştü. Ama buna tepki vermeye fırsatı bile olmadan kucağında ağlayan kızının saçlarını okşamaya başlamıştı. Ellerini Tutku'nun beline dolayıp çenesini kafasına yaslarken, onu ürkütmek istemez gibi kısık sesle konuştu.

-Anlatmak ister misin biraz?" Dayanamayarak kızın başına bir öpücük kondurdu. "Konuş biraz babanla, küçük prenses." Tutku tepki vermeyince durumun çok ciddi olduğuna iyice emin oldu. Normalde "prenses" hitabına çemkirmemesi mümkün değildi ama şimdi sadece başını Acar'a doğru kaldırmıştı.

-Konuşmak istiyorum ama ne diyeceğimi bilmiyorum ki baba." Sesindeki çaresizlik elaların sahibini kahretti, Tutku üzülünce Elvin üzülmüş gibi sayıyordu ve bu onun canını çarpı iki yakıyordu. "Gediz öldüğünde de böyle hissetmiştim. İnsanın dostunu kaybetmesi öyle ağır ki... Demir'i pek tanımıyorsun biliyorum ama o iyi bir dosttu baba." Gözleri yeniden doldu. "Artık tanıyamazsın gerçi."

Acar onu yapabilirmiş gibi daha sıkı sardı, elleri ağaç dallarıymışçasına kızın sırtına dolanmıştı. Kucağında güvende hissetmemek imkansızdı, başında bir çatı olmasa bile bu göğüse ve annesinin kollarına sığındığı sürece evi vardı Tutku'nun. Lakin son zamanlarda annesine öyle çok şey anlatmıştı ki bir ölüm haberini de onun omuzlarına bırakmak istememişti.

Ve iyi ki.. İyi ki Acar, onun babasıydı.

Sorduğu sorular, neden Demir'in öldüğü, neler yaşandığı, kendisinin nasıl öğrendiği değildi. Ne hissettiği, ne yapmak istediğiydi.

-Mezarına gitmek ister misin?" Tutku'nun gözaltlarındaki yaşları sildi. "Çiçek de götürürüz." Kız kafasını onaylarcasına salladı.

-Çok iyi olur, ama birazcık daha ertelesek olur mu?" Acar, onu da neşelendirecek bir şekilde kocaman gülümsedi.

-Olur tabii, sen ne zaman istersen o zaman gideriz meleğim benim." Tutku, iyice mayışır gibi olup sessizleşirken adam haylaz haylaz mırıldandı. "Sana çikolatalı süt yapayım mı? Seversin." Demir'in yasına ihanet etmiş gibi hissetse de dudağının köşesini kıvırmadan edemedi kız, dudaklarını babasının yanağına yaslayıp uzun uzun öptükten sonra başını aşağı yukarı salladı.

-Evet, güzel olur." Acar onu kucaklayarak ayaklandığında şaşkınlıkla inleyip boynuna sardı ellerini. "Babaaa, indir beni belin acıyacak!" Ona aldırmadan kapıyı açan ela gözlü dev merdivenlere doğru rahat rahat yürüdü.

-Acımaaaaz, herkül gibi herifim ben. Sen yokken birkaç baklava daha yaptım." Tutku, burnunu onun boynuna dayayarak kıkırdarken aniden sarsılınca başını kaldırmak zorunda kaldı. "Ulan Zeus oğlu hayvan, önüne baksana!" Tuna'ya "kendine iltifat ederek" hakaret edince, kız ikisinin sataşmasını izlemek için gözlerini onlarda gezdirmeye başlamıştı.

-Pardon baba ya hızımı alamadım da bi an..." Üzerinde takım elbise vardı, normalde şirket ve davetler harici giymeyi hiç sevmediği takım elbise, inanması güçtü. Yakaları yamuk duruyordu, kıravatı çözülmüş boynunda asılıydı ve ceketi de kolundaydı gerçi. Hiç de takım elbiseye yaraşır değildi.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now