1, sen yine geldin mi

12.5K 860 492
                                    


arkadaşlar kitabın tamamıyla kurgusal bir evrende geçtiğini söylememe gerek var mı bence yok, adult content ve mpreg içeriyor zaten açıklamada yazıyor ama yine de söylemek istedim ona göre okuyun.

ayrıca ilk bölümler sizi cezbetmeyebilir ama sonradan yazış şeklim oturuyor o yüzden lütfen bir şans verin💗

iyi okumalar!!!


~~~

Ellerindeki torbalarla taksiden inip hoplaya zıplaya evine doğru yürümeye başladı Jisung. Her zıpladığında sarı saçları havalanıyor, köpek kulaklarını andırarak sevimli bir görüntü oluşturuyordu.

Evinin avlusundaki taşları botlarının tabanlarıyla ezerek geçtikten sonra merdivenleri çıktı ve elindeki torbaları birkaç saniyeliğine yere bırakıp kapıyı açmak için çantasında anahtarını aradı. Anahtarı bulduğunda kilidi çevirdi ama beklediğinin aksine üç kez değil sadece bir kez dönmüştü kilit. Anlaşılan sabah aceleyle çıkarken kilitlemeyi unutmuştu, yoksa 'Acaba kapıyı kilitledim mi, ya hırsız girerse?' korkusuyla her gün birkaç kez kontrol ederdi.

Ayakkabılarını çıkartıp kapıyı kapattıktan sonra atıştırmalıklarını tabaklara koymak için işe koyuldu. Tüm gün nöbette bunun hayalini kurmuştu. Evet, işten çıkıp abur cubur yiyerek anime izlemekti Jisung'un bugünkü hayali. Nihayet gerçekleştirebiliyordu, şükürler olsun.

Neşeli bir ıslık tutturarak elindeki tepsiyle birlikte salona girdiğinde duraksadı Jisung. Tam şu an gördüğü şeyin bir kabus olmasını ve acildeki boş yataklardan birinin üzerinde sıçrayarak kalkmayı diliyordu. Elindeki tepsiyi hemen girişteki masanın üstüne bıraktı ve kollarını tekli koltukta oturmuş kendisini izleyen ev arkadaşı gibi göğsünde çaprazladı. Dönmesi gerekenden bir hafta önce dönmüştü ve Jisung tam şu an çığlık çığlığa bağırmak istiyodu.

"Sen yine geldin mi?" dedi Jisung ağlamaklı bir sesle.

"Geldim kör müsün?" dedi Minho gözlerini devirerek. Jisung daha fazla dayanamayarak olduğu yerde küçük bir çocuk gibi tepindi ve sinirle ofladı.

"Niye geldin ya? Hani tam bir ay gidiyordun ne oldu?"

"Dayanamadım özlemine" dedi Minho yarım ağız gülerek. Jisung'u sinir etmek hoşuna gidiyordu. Hatta hayatında bu çocuğu sinir etmekten daha iyi bir aktivitesi olduğunu sanmıyordu. "Canım istedi erken döndüm Jisung, hatırlatırım burası benim de evim."

Jisung gıcık bir şekilde ağzını taklit etti Minho'nun. Minho sadece görmezden gelmeyi tercih etmişti. Daha geldiği gün ağzının tadı bozulsun istemiyordu, gerçi evin halini görünce yeterince bozulmuştu ya.

"Ayrıca ne bu evin hali Jisung?" dedi Minho bu sefer daha ciddi bir şekilde. "Ben sana demedim mi döndüğümde bu evi bıraktığım gibi göreceğim?" Jisung arka cebindeki cüzdanı çıkartıp Minho'ya fırlattığında Minho bunu beklemiyordu. Neyseki refleksleri kuvvetliydi de cüzdan kafasını ıskalamıştı.

"Az ye de uşak tut. Evi bıraktığı gibi görecekmiş miş. Nasıl temizleyim koca evi tek başıma? Senin gibi Jeju'da cirit atmıyorum iş niyetine, saatlerce nöbetteyim"

"Beni ilgilendirmiyor Jisung," dedi Minho sinirli bir şekilde. Az önce Jisung'un yaptığı şey yüzünden sinirlenmişti. "Ben avukatsam sen de doktorsun o kadar para kazanıyorsun. Al yıllık iznini git, gitme diyen mi oldu hayret bir şey"

"Şimdi de paramı nasıl harcayacağıma mı karışıyorsun?" diye sordu Jisung sinirle gülerek. Minho gözlerini devirdi.

"Lafı neresinden anlamak istiyorsan orasından anlıyorsun. Sana laf anlatamayacağım çok yorgunum"

treat you better | minsung (✓)Where stories live. Discover now