23, ateşle oynamak

4K 540 176
                                    


istediniz bn de yazdim

oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin

yeni bolum, iyi okumalarr!!

☆☆☆

dilimi yanağımda yuvarlayıp karşımda oturan kıza baktım öfkeyle. kız minho'yu öptükten sonra minho da kıza sarılmıştı sıcak bir şekilde.

ben de öylece izliyordum işte.

"uzun zaman oldu harbiden" dedi minho gülümseyerek. daha sonra bana döndü. "tanıştırayım jisung, karina. annemin en yakın arkadaşı baekhyun amcanın kızı. çocukluk arkadaşıyız. karina, jisung da nişanlım."

"oh, nişanlandığını babam söylemişti. tebrikler." karina tebessüm ederek elini uzattığında bir nebze yumuşayarak elini sıktım.

"minjeong nerede?" dedi minho merakla. karina elini salladı. "may,'i tuvalete götürmüştü, gelirler birazdan. yeni geldik biz de seni görünce uğramak istedim"

"iyi yapmışsın" minho kolunu kızın omzuna attığında dudak büzdüm.

"ooo kimleri görüyorum?" siyah küt saçlı bir kız kucağında salyalarını akıtan bir bebekle masamızda belirdiğinde minho ayağa kalkıp ikisine de sarıldı. somurtmayı kesmeye karar verdim.

"kocaman olmuş. hey may!" minho may dediği bebeğin yanaklarını sıkarken hayranlıkla onu izlemeye başladım. bebeği kucağına alıp bebeğin yanağını kendi yanağına yasladığında baba olsa ne kadar yakışacağını düşünüyordum.

"merhaba" dedi isminin minjeong olduğunu düşündüğüm kız bana sarılarak. "minho oppa'nın nişanlısı sen olmalısın?"

"oh, evet. jisung ben."

"minjeong" beni doğrulayarak yanımdaki sandalyeye oturdu. "karina'nın eşiyim ben de"

"karina'nın eşi misin?" dedim şaşırarak. daha sonra kendimden utandım, kulağa aşırı homofobik gelmişti söylediğim şey.

ayrıca ben az önce sevgilimi benim gibi gay olan bir kadından kıskanmıştım. çok utanç vericiydi.

"evet, yaklaşık üç sene oluyor biz evleneli. yirmi beş yaşında falandık"

"oluyor mu o kadar ya?" dedi minho şaşırarak. ben de şaşırdım. yaşlarına göre küçük gösteriyorlardı, söylediklerine bakılırsa aynı yaşta olmalıydık.

"ne zannediyorsun, may bile neredeyse bir yaşına girecek oppa" dedi karina gülerek. hâlâ minho'nun kucağında olan tatlı bebeğe baktım. minjeong'a daha çok benziyordu, bebeği doğuran o olmalıydı.

"açıkçası evleniyor olmana çok şaşırdım" minho ile verdiğimiz siparişler geldiğinde karina kendi siparişlerinin de bu masaya getirilmesini rica etti. sıcak ramene üflemeye başladım. "minho oppa asla ciddi ilişki insanı değildir, bunu ona nasıl ikna ettin?"

"bilmem?" gülerek kafamı salladım minho'ya göz kırpıp. dudağı kıvrıldı ve elmacıkları ortaya çıktı.

"sen de genç görünüyorsun" dedi minjeong beni süzerek. "yirmi sekiz yaşındayım" omuz silktim. heyecanla kendini ve karina'yı gösterdi.

"biz de!"

"ne iş yapıyorsun?" karina gülümseyerek elini çenesine yasladı. neden bilmiyorum ama ilk geldiğindeki o itici tavrı ancak geçiyormuş gibi hissediyordum, belki de onu bir tehlike olarak görmememden kaynaklanıyordu.

"doktorum"

"vay canına" kafasını salladı. "hem zekisin hem güzelsin. tam on ikiden vurmuşsun oppa, tebrikler." karina minho'nun elini sıktığında güldüm ve hafifçe eğildim iltifatları için.

treat you better | minsung (✓)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें