12, fake it till you made it

4.5K 661 353
                                    

yeni bölüm

iyi okumalar!!!

☆☆☆

uzun zamandır rahat bir uyku çekmenin ne demek olduğunu unutmuştum. gerek nöbetler olsun gerekse mesleki deformasyonun getirdiği diken üstünde uyuma olsun uyuyamıyordum. ama bugün garip bir şekilde uykumu çok güzel almıştım. alarmdan bile önce uyanmıştım, bu benim için büyük bir şeydi şimdi.

yatakta esneyerek döndüğümde zaman ve mekan kavramını beynim yeniden kazanıyordu. minho hyungu görünce sıçradım ve geriye kaydım ama keşke bu hiç yaşanmasaydı. zaten yatağın dibinde olduğum için yere düşmüştüm çünkü.

"jisung?" minho hyung'un boğuk sesini duydum, kafası görüş alanıma girdi ve sonra kahkaha atmaya başladı. benim kaşlarım çatıktı çünkü kıymetli popom acıyordu.

"napıyorsun yerde kalk hadi"

"yer beni çok özlemiş özlem gideriyoruz" dedim gözlerimi devirerek. gülmeye devam etti.

elini kalkmam için uzattığında aslında teklifini reddederdim ama aklıma gelen munzurlukla sırıtarak elini tuttum. pekala, minho hyung'u kendime doğru çekme fikri teorikte çok komik geliyordu ama üstüme düştüğünde pratikte bunun o kadar da iyi bir fikir olmadığını anladım. çünkü çıkardığımız gürültü bir yana minho hyung'un bütün ağırlığı üstümdeydi şimdi ve yakın olan yüzlerimiz yüzünden aklımın ücra köşelerinden çeşitli fikirler geçmeye başlamıştı.

acaba diğer insanlar da hiç haz etmediği insanlarla öpüşmeyi düşünür mü sık sık? ben düşünüyorum şu an mesela. çünkü minho'nun bakışları da benim dudaklarımın üstünde ve kalbimin pompaladığı kan beynim dışında her yere, özellikle de güneye doğru ilerliyor. bu kadar yakışıklı bir adam üstümdeyken ne düşünebilirim ki başka tanrı aşkına! kalk artık üstümden minho, yoksa birazdan geri dönüşü olmayan bir yola gireceğiz.

odanın kapısı gürültülü bir şekilde açıldığında tanrı'nın benim kendime faydam olmadığından bana yardım etmesi için eun teyzeyi gönderdiğini düşündüm. minho'yu üstümden vücudumda kalan gücün son damlalarıyla iterken eun teyze utanarak ellerini gözlerinin önüne getirdi.

"ay. çocuklar ben çok özür dilerim pat diye bir ses gelince içinizden biri düştü sandım hiç aklıma gelmedi müsait olmayabileceğiniz üzgünüm."

"eun teyze! öyle değil yanlış anladın."

"kahvaltı hazır. size kolay gelsin işiniz bitince aşağı gelirsiniz ben çıkıyorum." eun teyze eli ayağına karışmış bir şekilde odadan çıkarken ellerimi yüzüme bastırdım.

kadın resmen bizi sevişmek üzereyken bastığını düşünmüştü.

hoş minho hyung üstümden kalkmasaydı basa da bilirdi.

"hey" minho ellerimi yüzümden çekmeye çalışarak güldü. "sorun yok. annemin bizi öyle görmesi daha iyi oldu, ne kadar o şekilde görürse daha çabuk inanır."

"ne saçmalıyorsun?" minho'nun elini savurup ayağa kalktım. sesimi kısık tutmaya devam ediyordum. "eun teyze inansın diye kucağına çıkayım bir de sen otururken? ne dersin?"

"iyi fikirmiş deneyelim" yatağın üstünden aldığım yastığı minho'nun kafasına savurduğumda kollarını kafasına siper etti. "hayır ne bekliyordun ki? sevgiliymiş gibi davranalımdan kastım el ele tutuşmak ve yanaktan öpüşmek miydi sence?"

"hyung ne saçmalıyorsun?" sessizce bağırdım. "öpüşecek miyiz birde?"

"öpüşmeyecek miyiz?"

treat you better | minsung (✓)Where stories live. Discover now