3, benim yüzümden mi, senin yüzünden

5.4K 770 244
                                    


lutfen okurken yorum yapmayi unutmayin!!! destekleriniz benim icin cok onemli tatlimlar🥺🥺🥺

~~~

Jisung'u gördüğü rüyanın en heyecanlı yerinden uyandıran sekiz şiddetindeki bir depreme eşdeğer şekilde sarsılmasıydı. Sıçrayarak gözlerini açtığında karşısında gördüğü Minhoyla gözlerinin yandığını hissediyordu.

"Ne yapıyorsun be?" dedi Jisung, yatağında geri çekilmeye çalışarak. Sırıtan Minho'ya en sinirli bakışlarını gönderdiğini zannediyordu ama sadece katil civcive benziyordu.

"Temizlik günü" dedi Minho otuz iki diş sırıtarak. Jisung oflayarak elleriyle yüzünü kapattı. "Daha kargalar bokunu yememiştir hyung, sabahın köründe ne temizliğinden bahsediyorsun?"

"Saat öğlen on iki Jisung" dedi Minho tek kaşını kaldırarak. Doğru söylüyordu, saat gerçekten öğlen on ikiydi. Sadece Jisung dün gece eve geç geldiğinden uykusunu alamamıştı.

"Hâlâ sabahın körü olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu" dedi Jisung homurdanarak. "Araştırmanı öneririm."

Minho üzerindeki yorganı çekmeye çalıştığında sıkıca sarıldı yorgana Jisung.

"Sapık olduğunu düşünmeye başlayacağım"

"İnanır mısın senin sıska vücuduna hiç meraklı değilim" dedi Minho baygın baygın Jisung'a bakarak. Jisung bunun üzerine meydan okurcasına yorganı üstünden çektiğinde rahatsız olmasını istemediğinden gözlerini kaçırdı Minho. Jisung'un yaz kış fark etmeksizin yarı çıplak uyuyor olduğu detayını unutmuştu.

"Üstünü giyinip gel. Aşağı kattan başlayalım, zaman yeterse bu kata da uğrarız." dedi Minho odadan çıkarak kapıyı kapatıp. Jisung kapalı kapının ardından bakıp ayağa kalktı ve gardırobunun aynasının karşısına geçip vücudunu incelemeye başladı. Evet, biraz zayıf olabilirdi ama güzel bir vücudu vardı zannınca. İnce beli, yüksek omuzları, dolgun kalçası ve anime kızı bacakları... Evet bacakları biraz sıkıntı çıkarıyor olabilirdi ama onun dışında vücudunda beğenmediği yer yoktu Jisung'un. "Kıskanıyor." dedi tekrar kapıya bakarak yüzünü buruşturup. "Kıskanç"

Üstüne en rahat pijamalarını geçirdikten sonra aşağı indi Jisung. O sırada Minho banyodan çıkardığı vileda kutusunu taşıyordu.

"Evi süpürmek mi istersin silmek mi?" dudak büzdü Jisung. Zor bir soruydu. Ama silmeyi seçerse daha çok zamanı kalırdı, o sırada da kahvaltı edebilirdi.

"Silerim" dedi gönülsüzce. Minho kafasını sallayıp şarjdaki elektrik süpürgesini çıkardı. "Tamam ben süpürmeye başlıyorum o zaman, sen arkamdan silersin."

"Tamam" dedi Jisung mutfağa geçerek. Şu an hastalarına sağlıklı beslenme ile ilgili anlattığı nutukların hiçbirini uygulayamayacak kadar tembel hissediyordu kendini. O yüzden kendine mısır gevreği yapmaya karar vermişti.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu mutfağı süpürmeye başlayan Minho şaşkınlıkla Jisung'a bakıp. Jisung elindeki kaşığı ağzına götürüp mısır gevreğini çiğnemeye başladı. "İznin olursa kahvaltı yapıyorum Lee Minho hazretleri?"

"Salak" dedi Minho elindeki süpürgeyi yere bırakıp ellerini beline atarak. "Onu mu soruyorum ben? Sütün tarihi geçmişti." Minho'nun söyledikleri üzerine Jisung sesli bir şekilde kaşığını önündeki kırmızı kasenin içine bıraktı. Bunu şu an söylemesi hiç hoş olmamıştı yalnız.

"Yalan atma bak"

"Ciddiyim!" dedi Minho sesini yükselterek. Jisung küçük adımlarla çöp kutusunun yanına gidip iğrenerek çöpe attığı süt kartonunun üzerinde yazan tarihe baktı. Sahiden tarihi geçeli epey zaman oluyordu ve şu an psikolojik olarak mıydı yoksa çoktan zehirlenmeye başlamış mıydı bilmiyordu ama midesi bulanmaya başlamıştı.

"Madem tarihinin geçtiğini görüyorsun neden çöpe atmıyorsun?!" diye bağırdı Jisung, Minho'ya ters ters bakarak. Minho kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Benim yüzümden mi senin yüzünden? Ben nereden bileyim senin tarihine bakmadan bir şeyi yiyip içeceğini o kadar okumuş doktor olmuşsun insan bir bakar yani. Gerçi unuttum pardon, pilavı beklete beklete kurtlandırmış insansın sen."

"Doktor olmamla ne alaka ne alaka?" dedi Jisung kafasını ellerinin arasına alarak. Bazen Minho'nun kendisini gerçekten çıldırttığını düşünüyordu. Mutfaktan çıkarken söylenmeye devam etti. "Eğer zehirlenip hastaneye kaldırılırsam mutlulukla uyuyabilirsin sen de bu gece yatağında"

"Saçmalama" dedi Minho kaşlarını çatıp Jisung'un arkasından çıkarak. Jisung banyoya girdiğinde Minho da girmişti. "O kadar da değil."

"O kadar da değil diyor bir de ya!" dedi Jisung bağırmaya devam ederek. Çok da büyük olmayan banyonun içinde bir o yana bir bu yana gidip duruyordu. Zehirlenmemesi için kendini kusturması gerekiyordu ama kusmaktan çok korkuyordu.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu Minho, Jisung'un endişeden sancılandığını anlayarak. Bir oraya bir buraya gidip durması başını döndürmüştü.

"Kusmam lazım" dedi Jisung ağlamaklı bir sesle. "Ama kusamam, korkuyorum"

"Miden bulanmadan kusamazsın ki"

"Midemin bulanmadığını nereden biliyorsun?" dedi Jisung olduğu yerde zıplayarak. Gerçekten ağlamasına ramak kalmıştı. Ellerini yıkayıp klozetin yanına çöktü.

"Ha gerçekten kusacaksın yani?"

"Susar mısın artık? Sus." dedi Jisung kelimelerinin sonunu uzatarak. Minho ona yandan bir bakış atarak banyodan çıktığında dirseklerini kapalı klozetin kapağına yaslayıp kafasını ellerine dayadı.

Minho birkaç saniye sonra elinde bir bardakla geldiğinde Jisung şaşırmadım derse yalan söylemiş olurdu. Oysaki kusmaya çalışacağı için Minho'nun tiksinip gittiğini düşünmüştü.

"İç şunu" dedi Minho, elindeki büyük bardağı Jisung'a uzatarak. Jisung bardağın içine bakıp koklamaya çalıştı ama normal sudan farksız kokuyordu. "Bu ne?"

"Sorgulama da iç işte. Hadi." dedi Minho, Jisung'un burnunu kapatarak. İlk başta bunu yaptığı için Jisung kaçmaya çalışmıştı ama Minho'nun bırakmayacağını anlayınca bardağın içindeki sıvıyı biraz dökerek de olsa bitirdi. Minho, elini burnundan çektiğinde yoğun bir tuz tadı almıştı. Tuzlu su içirmişti yani.

"Teşekkürler, artık midem daha çok bulanıyor." dedi Jisung klozetin kapağını açıp gözlerini devirerek. Minho da aynı şekilde gözlerini devirdi. İyilik yaramıyordu bu çocuğa.

"Kusamıyorsan parmaklarını boğazına göndermeyi dene"

"Korkuyorum dedim ya" dedi Jisung huysuz bir şekilde. "Onu da mı senin için ben yapayım?" Jisung, Minho'ya yanıt veremeden midesindeki her şeyi klozete kusmaya başladığında Minho derin bir nefes verip ağlamaya başlayan çocuğun sırtını sıvazladı. Şu an bunu yaptığına inanamıyordu ama o gün o sütü görüp de çöpe atmadığı için daha doğrusu çöpe atmayı unuttuğu kendini suçlu hissetmişti işte. Jisung kusmayı bitirince ağzını silmesi için biraz peçete uzattı ve sifonu çekti. Hâlâ ağlıyordu.

"Çok çirkin ağlıyorsun, kes artık şunu" dedi Minho, Jisung'a bulaşmaya devam ederek. Jisung ağlamayı kesmeden ağzını sildiği peçeteyi çöpe attı ve doğruldu. Minho böyleydi işte, tam düzeldi derken eski ayarına dakika geçmeden geri dönüyordu. Jisung ağzını lavaboda çalkaladıktan sonra banyodan ağlayarak çıkınca derin bir nefes aldı Minho. Jisung'un ağlarken kendisine aynadan ters ters baktığı an aklına gelince istemsizce kıkırdadı. Çirkin ağlıyorsun demesine alınmıştı, hiç de şaka kaldıramıyordu.

Bu çocuktan çok çekeceği vardı.

~~~

slm

minho cok zorba bu fikte

ben bunlari nasi birlestircem

😃😃😃

oy vermeyi unutmuyosunuz dimi ASKlarim🙏🏻🙏🏻🙏🏻

treat you better | minsung (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin