15, ihtimaller dahilinde

4.5K 651 138
                                    

her bölüm anca 100 okuma alan fikime yeni bölüm

buyrunuz efendim sıcak sıcak fırından taze çıktı

iyi okumalar!!!

☆☆☆

gözlerimi kırpıştırarak baktım minho'nun yüzüne. daha önce evlenmeyi bırakın ciddi bir ilişki içerisine girmeyi bile planlamamıştım ben biriyle. tamam ciddi ilişki konusunda minho bir istisna olabilirdi ama evlilik biraz uçuk kalıyordu.

"ciddi olmak zorunda değil, bir sözleşme veya başka bir şey imzalarız. bana güvenmiyorsan başka bir avukat da bulabiliriz. sadece annem iyileşene kadar jisung, daha önce kimsenin önünde diz çöküp yalvarmadım ama sen istiyorsan onu da yaparım. annem seni çok sevdi ve şu an aklıma bu oyun için güvenebileceğim ideal başka bir isim gelmiyor. hiçbir şey değişmeyecek, bir senedir aynı evde yaşıyoruz zaten. birbirimiz için herhangi bir duygu beslemediğimiz sürece sorun yok değil mi?" burukça gülümsedim son söyledigi şeye. ben bu oyunun altından kalkamazdım, beynim kalksa kalbim enkaz altında kalırdı. yüzümü ovuşturdum sıkıntıyla. eun teyzeyi ben de çok sevmiştim ama böyle bir şeyi nasıl kabul edebilirdim bilmiyorum. delilikten başka bir şey değildi.

"kabul etmeyecekmiş gibi bakıyorsun" dedi minho kırgınlıkla. gözümden akan bir damlanın süzülüp gitmesine izin verdim. "annen sen evlendikten sonra mı tedaviye başlayacağını söyledi?"

"evet" derin bir nefes alıp minho'nun gözleri dışında her yere bakmaya çalıştım. ileride kırmızı yanan ışıkların altında sahibinin peşinden hoptek hoptek giden beyaz köpeğe verdim dikkatimi. kabul etsem arkadaşlarım ne tepki verir diye düşünüyordum bir yandan. kafamı kopartırlar mıydı acaba?

"beni seungminlere bırakabilir misin? eun teyzeye nöbetimin uzadığını ve bu gece de eve gelemeyeceğimi söylersin." bu sefer diretmedi minho. saat gece on ikiye geliyordu ve gerçekten yorulmuştum. minho bizimkilerin oturduğu binanın önüne çektiğinde kemerimi çözdüm. aslında sadece inip binaya girecektim ama yine de minho'ya bir şey söylemem gerektiğini düşündüm. ona doğru döndüğümde o da beni izliyordu zaten.

"biraz düşünüp sana kararımı söylesem olur mu?" kafasını salladı. yüzündeki hafif tebessüm içimi bir nebze olsun rahatlatıyordu.

"kabul etmek zorunda değilsin. çok kötü hissedersen boşver, bir şekilde bir çaresini bulurum ben" bakışlarını kaçırdığında yalan söylediğini biliyordum ama üstelemedim. sadece bir kez olsun sorun var ve başımın çaresine bakamam demesini bekledim ama demedi.

"haberleşiriz" dedim ve son kez minho'nun yüzüne bakıp arabasından indim. soğuk hava yüzümü felç ederken hızlıca apartmanın kapısına yürüyüp şifreyi girdim ve içeri geçtim. minho benim içeri girdiğimden emin olduktan sonra gaza basıp devam etmişti.

seungminlerin kapıyı yumrukladığımda jeongin açtı kapıyı. saçları birbirine karışmıştı ve gözlerinden uykusunu böldüğümü çok net bir şekilde anlayabiliyordum.

"hyung, bir şey mi oldu bu saatte?"

"girebilir miyim jeongin?"

"soruyor musun?" botlarımı çıkartıp içeri geçtim. seungmin gözlüklerini düzelterek salondan çıktı ve beni gördüğüne şaşırdığı için garip bir ses çıkarttı.

"ne arıyorsun be bu saate burada? yine felixle hyunjin saçma bir şeyden kavga etti ve felix sinirden kapıyı yumrukluyor sandım."

"felixleri de çağırsanıza, anlatmam gereken önemli bir şey var size" jeongin pijamasının cebinden çıkardığı telefonuyla felix'in numarasını tuşlarken ben kendimi salona atıp salondaki peluş beyaz halının üstüne uzandım. bu halıyı seviyordum. tam şöminenin karşısındaydı ve sıcak hissettiriyordu.

treat you better | minsung (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin