jeongchan özel bölüm

3.4K 335 347
                                    

bolumun yarisi smut ona gore okuyun isaretledim okumak istemiyosaniz direkt gecebilirsiniz de oralari

smut sessizligi olursa GERCEKTEN on gun yokum

iyi okumalarrr!!!

☆☆☆

yang jeongin

felix hyung'un nazikçe omzumu dürtüklemesiyle gözlerimi aralayıp etrafa baktım. seungmin hyung arabayı park etmiş, kollarını kavuşturmuş şekilde beni izliyordu. kafamı iki yana salladım ne var dercesine.

"günaydın paşam, rahat uyudun inşallah?"

"çok rahat uyudum" kemerimi çözüp esnedim. elini salladı seungmin hyung. "ben de eşek gibi 8 saattir araba sürüyorum işte. biriniz beceremediniz direksiyondan geçmeyi." söylenerek kemerini açıp aşağı indiğinde güldüm.

derdini biliyordum, changbin hyung'un arabasında gelemedi buraya diye söyleniyordu.

o changbin hyungla gelemedi diye beni de chan hyung'un arabasına bindirmemişti çünkü.

arabadan indik. diğerleri de gelmişti, chan hyungla göz göze geldiğimizde utanarak gözlerimi kaçırdım. "toplam dört ev var" minho hyung elinde tuttuğu anahtarları sallayınca jisung hyung onun beline sarıldı. "ben kocamla kalacağım"

"kocam da kocam, kocam da kocam. iyi ki bir kocası oldu bunun da." seungmin hyung söylendiğinde minho hyung ona ters bir bakış attı. açıkçası jisung hyung'u seungmin hyung'dan kıskanması komikti. ama seungmin hyung da iyi kışkırtıyordu şimdi.

"tutan mı var seungmin sen de evlen" burun kıvırdı seungmin hyung ama yandan yandan kendisine bakan changbin hyung'a bakıyorlardı.

komiklerdi, en önemlisi hızlılardı. chan hyung ve benim aksimize.

chan hyungla tanışalı neredeyse birkaç ay oluyordu. jisung hyung ve minho hyung daha iki medeni insan gibi anlaşamazken tanışmıştık biz. onları evlendirmiştik ama hâlâ bizde tık yoktu.

"ben changbin hyungla kalacağım, hyunjinle felix zaten... chan hyungla da sen kalıyorsun jeongin" omuz silktim, sorun yoktu benim için. yine de seungmin hyung'a sataşasım gelmişti ama.

"ev arkadaşını çük uğruna satarken nasıl da yarrama benziyor insan" hyunjin hyung ve felix hyung kahkaha atarlarken diğerleri de gülmeye başlamışlardı. seungmin hyung hafifçe kaşlarını çatıp kollarını birleştirdi.

"ne demek istiyorsun sen yani şimdi?"

"gayet açıklayıcı oldu bence" gülerek minho hyung'un uzattığı anahtarı alıp seungmin hyung'a dil çıkardım. "hangisi bizimki?"

"sağdan ikinci" arabanın bagajından çantalarımı alıp karlara bata çıka yürümeye başladım. 4 ev de yan yana ve bungalov tarzındaydı.

"jeongin bekle" chan hyung arkamdan seslendiğinde durmadım ama yavaşladım. yanıma ulaştığında çantamı elimden almaya çalıştı. kendisi büyük bir sırt çantasıyla gelmişti sadece. "yardım edeyim"

"gerek yok ki taşıyorum zaten"

"olsun ver sen" çantamı alıp yürümeye devam etti. biraz arkada kalmaya çalışarak kaslı vücudunu inceledim. gerçekten mükemmel ötesi bir vücudu vardı.

"bir şey mi oldu?" birden kaşlarını kaldırarak bana döndüğünde kafamı iki yana salladım. "dalmışım, geliyorum" dudağının sağ tarafı yukarı doğru kıvrıldı.

kapıyı anahtarla açıp içeri girdim, içerisi de dışarısı kadar soğuktu. botlarımı çıkartıp evin içinde yürümeye başladım. ahşap ev çok güzel dizayn edilmişti. salona geçtiğimde şömineyi görüp şaşırdım.

treat you better | minsung (✓)Where stories live. Discover now