44, jeongchan evleniyor!!!

2.4K 255 302
                                    

iyi okumalarrr!!!

☆☆☆

minho'nun doğum günümde benim için özel yaptırdığı bilekliği bileğime geçirmeye çalışırken debelendiğimi açıkça söyleyebilirdim.

bugün günlerden 18 ekimdi, jeongchan çifti evleniyordu ve onlardan çok benim heyecanlı olduğuma yeminler edebilirdim. zira sabah düğün var diye sayıklayarak uyanmış ve deli danalar gibi ortalıkta koşturmaya başlamıştım. saat öğleden sonra dördü gösteriyordu ve ben şimdiden minho'yu darlamaya başlamıştım evden çıkalım diye.

"biz geldik" minho kucağındaki sakura'yla yatak odamıza girdiğinde gözlerimden kalpler fışkırarak minik kızıma baktım. kırkı çıkmıştı ve her geçen gün daha hızlı büyüyordu artık. büyüyüşüne gün gün şahit olmak eşsiz bir duyguydu. bir yandan da hiç büyümesin istiyordum. eşek kadar olsa da benim minik kızım olarak kalacaktı gerçi.

"aşkım şu bilekliği takar mısın?" tek eliyle hiç zorlanmadan benim yarım saattir takamadığım bilekliği takıp bana göz kırpan kocama baktım şok içinde.

böyle şeyler yapınca ben yükseliyordum ama.

"hazır mısın?" kafamı sallayarak aynadan pembe mücevher işlemeli siyah takımıma baktım. minho da benzerini giymişti, sadece işlemeler farklıydı ama uyumluyduk. ve konuştuğumuz gibi sakura'ya giydiğimiz takımlara benzeyen bir elbise yaptırmıştık. kumaşı bizimkilere nazaran çok daha yumuşak, canını acıtmayacak bir kumaştı ve onun elbisesinin üstünde mücevherler değil örgüyle örülmüş çiçekler vardı. sakura çiçekleri...

"kızım bu güzellik ne bu yaşta ya?" sakura'yı minho'nun kucağından alıp öpücüklere boğmaya başladığımda minho kıkırdadı. "bebeğim benim ya" dişlerimi yanağına sürdüğüm için ağlamaya başlayan bebeğimi pış pışlayarak yürümeye başladım.

hemen ağlıyordu. tıpkı ben.

"hadi gidelim"

"çantası neredeydi sakura'nın?"

"kapının önüne koydum" minho kafasını sallayarak peşimden geldi. kapının önündeki bebek çantasını kaldırdıktan sonra kapıyı bana açmasına teşekkür edip ayakkabılarımı giydim. daha doğrusu üstlerine bastım, arabada giyerdim. sakura kucağımdayken eğilemezdim şu an.

"arkada mı oturacaksın?" minho'ya kafamı sallayıp sakura'yı bebek koltuğuna koymasına izin verdim. ben bir türlü ayarlayamayıp sinir krizleri geçiriyordum çünkü.

"istersen ben süreyim bugün arabayı sen sakura'nın yanında otur?"

"yok hayatım kalsın" dedi gözlerini büyüterek. kaşlarımı çatıp koluna vurdum. "ben senden daha iyi sürüyorum bir kere!"

"bak o konuda pek emin olamıyorum işte"

"kırılıyorum ama" yerime oturup kemerimi bağlamadan önce ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.

"şaka yapıyorum aşkım ya" minho yanağımı öpüp sürücü koltuğuna geçti. "sabah doğru düzgün uyumadın ya, rahat süremezsin diye"

"inanmış gibi yapayım" dedim söylenerek. yine de gülmeden edemedim, minho kemerimi bağladığıma emin olduktan sonra arabayı çalıştırdı.

"ses engelleyici kulaklıkları aldık iyi hoş ama rahatsız olur mu acaba diye düşünmeden edemiyorum" dedim endişeli bir şekilde. sakura kendisine uzattığım işaret parmağımı hayatı buna bağlıymışcasına sıkı sıkı kavrıyordu.

"hayatım zaten uyur bütün akşam, endişelenme" dikiz aynasından güven verici şekilde gözlerime baktı. "çok araştırdım kulaklığı, kullanan herkes çok memnunmuş zaten. ama olur da yine rahatsız olursa sakura'yı annemlere bırakırız, çok uzak değil hem."

treat you better | minsung (✓)Where stories live. Discover now