27, kocamseksüellik

4.5K 503 228
                                    

slm, soz verdigim gibi yb

iyi okumalarr!!

☆☆☆

gözlerimi kamaştıran güneş ışığı uyumama engel oluyordu. kısık sesli bir küfür mırıldanıp gözlerimi araladım. minho'nun kafası görüş alanıma girerken beynim kendini yeniden başlatıyordu. ben de neden göğsümün üstünde bir ağırlık var diyordum.

sadece uyuyan minho'nun kafasıydı.

kafasını yavaşça yatağın üstüne bırakıp uyanmaması için büyük bir çaba sarf ederek doğruldum. doğrulmaya çalıştım doğrusu. kuyruk sokumumdan omurgama doğru saplanan ağrı gözlerimi yaşartmıştı.

"jisung" minho'nun boğuk çıkan sesiyle bakışlarımı şiş gözlerine çevirdim. en ufak seste veya harekette kulaklarını havaya dikiyordu, kedi gibiydi. gözlerini minik patileriyle ovuşturduktan sonra beni üstüne doğru çekti. göz bebeklerim şaşkınlıkla büyürken kıkırdayıp dudağıma küçük öpücükler bıraktı.

"ben tam uyanamadım galiba, beni öpüp uyandırman lazımmış" gülüp ellerimle yüzünü kavradım ve küçük bir öpüşme başlattım. o daha fazlasını istiyordu, farkındaydım ama maalesef ki çelikten yapılma bir götüm yoktu. her yerim ağrıyordu zaten, şimdi olmazdı.

"acıktın mı?" dedi doğrularak. o doğrulunca kendimi sırt üste yatağa geri bıraktım. "evet"

"kahvaltı hazırlayım ben" esneyip tekrar yüzlerimizi yaklaştırdı ve dişlerini yanağıma sürttü. huylandığım için gözlerimi kapatıp kıkırdadım. "yatağa servis var bugün"

"teşekkür ederim" dudaklarımdan küçük ama etkili bir öpücük daha çalıp ayağa kalktı ve ıslık atarak odadan çıktı. sırıtarak komodinin üstünde duran telefonumu elime aldım. arkadaşlarımın yazdığı mesajları okudukça yanaklarım kırmızının farklı bir tonuna bürünüyordu. ayrıca seungmin dün içkime ilaç attığını bizzat kendi doğrulamıştı. gerçekten çok aptal ve komikti ama seviyordum işte ne yapacaktım.

aklıma kız kardeşim geldiğinde eve sağ salim döndüğüne emin olmak adına numarasını tuşladım. telefonu açtığında her zamanki gibi cırlamadı, içki fena vurmuştu herhalde.

"alo?"

"ne yapıyorsun hana?" karşı taraftan homurdanmalar geldi. güldüm.

"başım çatlıyor. dün bir saatimi tuvalette geçirdim eve geldikten sonra. sonra bayılmışım tuvalet halısının üstünde. bbama yüzümü yalayarak uyandırdı gecenin bir yarısı. her yerim tutulmuş. ama iyiyim jisung'cum, sen nasılsın? ayrıca senin canım eniştemle balayında falan olman gerekmiyor mu neden beni arıyorsun?"

"salak" söylediği şeye güldüm. "kış mevsiminin ortasında nereye balayına gideceğiz?"

"nereden bileyim, gelme üstüme" ağlama sesleri çıkardı.

"daeun teyzeye söyle de bitki çayı hazırlasın sana, iyi gelir onun çayları"

"tamam söyleyeceğim. of abi ya, aklıma bir şey geldi" sıkıntılı bir şekilde ofladı hana.

"söyle"

"çok utanıyorum nasıl söyleyeceğim?"

"salak mısın hana ben senin boklu bezlerini bile gördüm neyimden utanıyorsun tam olarak?"

"of, konuşma" çığlık attı. "dalga geçmek yok tamam mı? hiç güvenemiyorum sana"

"tamam söyle"

"luna'yı öptüm ben dün sarhoşken"

"yani, ne var bunda? normalde de öpmüyor musun zaten?"

"salak, öyle değil" bağırdı. "duduşundan öptüm yani" duyduğum şeyle çığlık atıp kahkaha atmaya başladığımda minho elindeki tepsiyle odaya girdi ve gözlerini kıstı. ne olduğubu anlamaya çalışıyordu.

treat you better | minsung (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin