28, hayat müşterek

4K 473 257
                                    

slm sizin icin durup durup yb yaziom

iyi okumalarrr!!!

☆☆☆

"inanamıyorum yani şu an, boşuna mı ağladım o kadar ben?"

felix kendini halıya atıp kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı. cık cıkladım.

hani felix hyunjinle bir proje için avustralya'ya gidecekti ya. o projede bir bütçe sorunu açığa çıkmış ve her şey iptal edilmişti. proje iptal olunca mimarlara falan da ihtiyaç kalmıyordu. kimse bir yere gitmiyordu yani.

"ben bayağı heveslenmiştim bu arada" alt dudağını sarkıttı felix. "annemleri görürüm bir süre diyordum"

"yine de gidebilirsin tatile" seungmin konuşunca onu onayladım. felix ofladı. "çok pahalıya geliyor her şey, bilmiyorum ya of"

"annenler gelsin buraya hyung, misafir edelim?" dedi jeongin ortaya yeni bir fikir atarak. "keşke" dedi felix içini çekerek.

"bu konuları konuşmayalım ya hüzünleniyorum ben" jeongin dizlerini kendine doğru çekti. "evlilik nasıl gidiyor jisung hyung?" sırıttım.

"bu konuları konuşmayalım ya hüzünleniyorum ben" diyerek onu taklit etti seungmin. felix kafasının altındaki yastığı seungmin'e fırlattı. "bir sus da anlatsın çocuk anlatacağını amına koyduğum"

"her gün sevişiyoruz, öyle geçiyor" seungmin elini kalbine götürdüğünde kahkaha atarak yerde yuvarlanmaya başladım. felix popoma vurdu. "gerçekten senin kadar zillisini tanımıyorum ben, yok artık"

"hıh" fesat mahalle teyzeleri gibi yüzünü buruşturdu seungmin. "canım cicim aylarındalar daha birkaç ay sonra görürüz"

"kıskanma seungmin" dil çıkardım. "çalış senin de olur"

"var zaten" üstten bir bakış atıp sakızını patlattı. "changbin hyung'um var benim" 

"ben chan hyung'u özledim" jeongin ayağa kalkıp telefonunu eline aldı. "biraz konuşup geleceğim" felixlerin mutfağına doğru ilerlediğinde güldüm.

"bunlar da bir adını koyamadılar" felix, jeongin'in arkasından kafasını salladı. "hâlâ flörtleşiyorlar. seungmin utanmasa nikahı basacak changbin hyung'a. onlardan hızlısı mezarda zaten."

"ben hâlâ buradayım yalnız" seungmin, felix'e bakıp homurdanınca bir kez daha kahkaha attım.

"ne yapsak ya? canım çok sıkılıyor. of, soojin abla çağıracak zamanı buldu hyunjin'i." sızlanarak yattığı yerden doğruldu felix.

"ay sevgilinden iki saat ayrı kalınca kıyamet kopmuyor felix sakin ol" seungmin gözlerini devirince felix onu taklit etti. "bak kaç saattir kocasından ayrı jisung, hiç söyleniyor mu?"

"onlar hep ayrı zaten, birlikte olduğu saatler ayrı olduklarından daha az"

"ilişkilerinin sırrı bu mu acaba, birbirlerine bu kadar tutkuyla bağlanmalarının?" seungmin dirseklerinin üstünde kalkıp gözlerini kısarak bana baktı. güldüm.

"kulübe mi gitsek ya, canım çok sıkılıyor benim"

"bana uyar" yattığım yerden kalkıp seungmin'i onayladım. "hyunjin onsuz gittiğimi duyarsa küser bana"

"ya beni delirtme!" seungmin gözlerini büyüterek yattığı yerden doğruldu. "hyunjin yokken hiçbir şey yapamayacak mısın sen? hayatın hyunjin'e mi bağlı? hyunjin benim de arkadaşım ama aynısını o söylese ona da söylerdim bunu kusura bakma"

"ya salak öyle bir şey mi dedim ben?" kaşlarını çattı felix. "tamam gidelim"

"gazla çalışıyor bu da" mırıldanarak konuştuğumda seungmin güldü.

treat you better | minsung (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin