Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)

Bölüm 55 - Kardan Adamlı Kazak & Doğum Günü Çocuğu

LALALALALALALA BU ÇOK GARİP HİSSETTİRİYOR SONUNDA FİNALE GELEBİLDİİİİİİİM!!!! 55 BÖLÜMDÜR YANIMDA OLAN VE OKUMAYA DEVAM EDEN, HER TÜRLÜ KAPRİSİME VE TEMBELLİKLERİME KATLANAN SİZLERE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. SİZİ SEVİYORUM.

"Hayır," dedi Harry. "Kesinlikle olmaz, Norah."

Elimdeki kırmızı kazağı kaldırıp onun üstüne tuttum. Ren geyikli kazağı ne kadar kötülerse kötülesin %90 emindim ki Harry bunun içinde üst seviye bir model gibi görünecekti. "Giymek zorundasın," diyerek dudaklarımı büzdüm ve tekrar kazağı üstüne tuttum. "Bu partinin teması bu."

Harry kaşlarını çattı ve örgü kazağı itti. "Bunu giymiyorum."

"Giymek zorundasın."

"Yoksa?" diyerek dalga geçti benimle, kaşlarının birisinş meydan okurcasına havaya kaldırmıştı. "Louis beni partisine almaz mı?"

Omzumu silktim. "Belki. Bunu çok ciddiye aldığını biliyorsun. Demek istediğim, partinin Noel temalı kıyafet giymek olduğunu 90bin kere falan söylediğini biliyorsun. Büyük ihtimalle uygun kıyafetli olmalayanları atmak için koruma falan tuttu."

"Ona çoktan bir hediye aldım--"

"Loui'yi kredi kartınla dışarı göndermek kesinlikle bulunduğun pozisyonu ve sağlığını kötüye kullanmak--"

"-- Ona zaten bir hediye aldım, partisine de gidiyorum ve o kazağı giymiyorum."

Yeşil, örgüü ve önünde kocaman muhteşem bir kardan adam olan kendi kazağımı işaret ettim. Bu modayı insanlara küstürürdü ve bu kadar çirkin bir şeyin giyilmesi günah sayılırdı, onu geçtim bunun var olmaması gerekiyordu. "Bana bak. Sikeyim, bana bak, Styles."

Dudakları eğlendiğini kapatmak istercesine zavallı bir şekilde titredi. "Bence biraz tatlı duruyor."

"Ben Vogue'da çalışıyorum. Bir maaşımın tamamını bir ayakkabı için harcıyorum. Moda Haftasında, Karl Legerfield'i gördüm ve Jace'in kendimi kontrol etmem için beni bir odaya kapatması gerekti. Eğer ben bunlardan birisini giyiyorsam sende giymelisin."

"Tamam." dedi Harry yavaşça. Gözlerini kısmıştı. "Ama ben o kardan adamlıyı giyerim."

"Benimle kafa mı buluyorsun sen?"

Çelik gibi bakışlarını üzerime dikti. "Eğer öyle bir kazak giyeceksem kardan adamlı olanı giymeliyim. Son teklif, ya kabul et ya da bu iş bitsin Norah."

O bakışın kötü bir bakış olduğundan emin değildim ve bu teklifin ondan aldığım en iyisi olduğuna karar vermiştim. Diğer traftan büyük beden yeşil kazağımı çıkarıp imkansız derecede çirkin olan kırmızı ren geyikli olan kazağı almak için ona uzattım.

Kırmızı olan Harry'e aitti bu yüzden üzerimde biraz salaş durdu, köprücük kemiklerimden aşağı sarkıyor, kolları bileklerimin altından uzayıp gidiyordu. Dar paça pantolonum ve botlarımla daha düzgün görünmesi için kollarını kıvırmayı bitirdim. Elf gibi görünüyordum.

Diğer taraftan, tam beklediğim gibi, Harry Noel katologlarından fırlamış gibi görünüyordu. Koyu yeşil kazak onun gözlerini normalden daha parlak, yanaklarını normalden daha kırmızı göstermişti. Küçük gelmesinin hiçbir zararı olmamıştı aksine tam kavraması gereken yerleri kavrıyordu kazak.

"Seni seviyorum." dedim fal taşı gibi açılmış gözlerle.

"Bu sikik kazağı giydiğime göre bende kesinlikle seni seviyorum," dedi Harry boğaz kısmını tutarak kazağın. "Hadi gidelim."

Miss Jennifer'ın bizim için özenle kapladığı hediyeleri (ve bir şişe alkolü) kaptık boşta kalan elimi Harry'nin eline kilitledim ve onunla birlikte asansöre yürüdüm. "Bu kazakla o kadar çok fotoğrafını çekeceğim ki, bilesin diye söylüyorum."