Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)

Bölüm 11- Kıyafet Değişimi & Yorgun Arkadaşlar

“Norah, bunun güzel göründüğünden emin misin?” diye sızlandı Jace. Koyu renk kot pantolonu üzerine tam olmuştu, giydiği mavi tişört ise gözlerini ortaya çıkarmıştı. Saçlarımı tarayıp hafifçe onları dağıtırken gözlerimi devirdim.

“Yüzüncü kez söylüyorum.” Diye ofladım “Mükemmel görünüyor.”

Bana dilini çıkarıp yürüdü, odasından gitmeden önce son bir kez aynadan kendine baktım. Onu oturma odasına kadar takip ettim. Kanepeye çöktüğünde bende peşinden uzandım ve ayaklarımı onun kucağına koydum.

“Bu elbise afet.”  Diye iltifat etti yarım ağızla. “Aaron ve Alice ne zaman buraya gelir biliyor musun?”

“Onlara altı diye söylemiştim. Ayrıca yemekte o civar burada olacak.”  Diye cevap verdim.  Tekrar konuşmadan önce durdum. “VeHarrysaatyedidegelecek.”

Jace’in kafası koltuğun arkasından kalktı ve gözlerini bana dikti. “Ne dedin sen?”

“Uhm,saat altıda burada olacaklar.”

“Ondan sonra.”

“Yemekte o civarlarda gelecek?”

“Norah!” diye azarladı beni. İnledim ve yüzümü ellerimle kapattım.

“Ve Harry saat yedide burada olacak.” Diye mırıldandım. Gözlerini üzerimde hissedebiliyordum yavaşça parmaklarımı araladım. Jace yarı eğlenmiş yarı sinirlenmiş bir şekilde düzgün kolları önünde birleşmiş bana bakıyordu. “Kendi kendisini davet etti!”

“Bunu sadece dördümüzün eğlencesi için düzenlediğimizi sanıyordum.”

“Harry iyi olacak.” Diye savundum. “Bizim bara gittiğimizi bile bilmiyor. Büyük ihtimalle nereye gittiğimizi öğrendiğinde gelmekten vazgeçecek.”  Yüzümü buruştururken devam ettim. “ Yani demek istediğim, onun bar adamı olarak görüyor musun?”

“Hayır.” Diye ofladı. “Neyse ne Norah. Ama ikinizin sek yaptığını duyar-“

“Jace!” diye cırladım ona bir yastık fırlatırken.  Hızlıca ondan kurtuldu ve odadan kaçmadan önce bana dilini çıkardı.  Zil çaldığında mutfaktaki takırtılarını duyabiliyordum. “Ben bakarım!”

Kapıyı açtım ve Aaron ve Alice’i kollarımın arasında buldum. Onlara sıkıca sarıldım. Aaron siyah bir pantolon ile beyaz bir gömlek giymişti. Kolları yukarı kıvrıktı. Alice ise mor kısa bir elbise giymişti. “Siz çok güzel görünüyorsunuz!”

“Sen kendini görmüyorsun, seksi şey.” Diye takıldı tekrar beni kendisine bastırdı. “Bu akşam için çok heyecanlıyım.  Son birkaç gündür iş gerçekten çok stresli.”

“Biliyorum.” Dedim onları mutfağa alırken. Jace bize çoktan birer kadeh şarap doldurmuştu bile. “Victoria olduğundan daha çirkefti bu hafta. Neyse şov bitti belki biraz normale döner.

“Umarım.” Diye mırıldandı Aaron.

Masaya geçtik. Çin yemeklerimizi beklerken Victoria hakkında konuştuk, gülüştük ve eğlendik. Kapı çaldı, Jace hemen kalktı ve kapıya bakmaya gitti.

Elinde iki büyük kahverengi paketlerle geri döndü.  Evin içini pirinç ve tavuk kokusu sardı. Hepimiz ayağa kalktık ve yemeklere saldırdık,  yumurtalı rulolar için savaştık. Her şeyi aldığımdan emin olduktan sonra masaya sıvıştım.

Çok sinirli görünen Aaron  benden sonra geldi. Alice’nin onun yumurtalı rulosunu nasıl çaldığını homurdanıyordu. Onu mutlo görünen Alice ve sırıtan Jace girdi. Sonunda herkes masaya oturmuştu.