Bölüm 32- Afallamış Sekreter & Bowling İddiası

33.8K 1.1K 339
                                    

Louis,Jace ve ben birbirimize bakıyorduk hepimiz şaşkındık. Boş geçen bikraç dakikadan sonra sonra Louis sonunda sessizliği bozdu. Etraftaki güllere bir kere daha baktı ve ellerini saçının arasından geçirirken yavaşça nefesini verdi.

"Şey, bu göt ne yapması gerektiğini iyi biliyormuş."

Jace, Louis'in koluna vurdu bende sonunda yerden kalkmaya karar verdim. Şimdi ne yapacağımı düşünmeye çalışırken duygular bir fırtına gibi üstüme geliyordu, beynim ve kalbim toz duman içinde kalmış gibiydi. Aşk vardı, affetmek ve mutluluk vardı. Ama hepsinin üstüne öfke vardı.

Çiçeklere daha fazla bakamayacağımı anladıktan sonra fırtına gibi kapıdan çıktım, iki çocukta arkamdan bağırıyordu, çoraplı ayakları benim ses çıkaran topuklularımın arkasından geliyordu. Merdivenlerden indim ve meşgul New York sokaklarına çıktım.

"Koşmayı ne zaman öğrendin sen?!" diye bağırdı Jace.

Arkamı döndüm ve arkamdaki iki adama pis bir bakış attım. Louis, Jace'İn elini kavramıştı. Etrafımızdaki masum izleyiciler bir kaç adım uzağımdan geçiyordu.

"Çiçekler!" diye bağırdım. "Çiçek istediğimi söyledim ve bana çiçek gönderdi! Ne göt ama!" 

Kafaları çoktan karışmamış olsa benim tuhaflığımdan ve deli duygu değişimlerimin arasında sıkışıp kalmışlardı. Beni sessizlik içinde takibe devam ettiler taa ki benim Vogue ofisine gitmediğimi anlayana kadar.

"Oh, hayır, hayır, hayır!" diye çığrındı Jace kolumu yakalarken, küçük parmakları bileklerimi sıkıyordu. "Düşündüğüm yere gitmiyorsun!"

"Tabii ki oraya gidiyorum!  Ne diyecek görmeyi çok isterim!"

"Kartta ne yazdıysa onu diyecek!"

Yüksek sesle homurdandım. "Evet, çiçeklerle başlayacağını söyledi, ne demek oluyor bu yani? Dün gece ben ağlarken gitmeme izin verdikten sonra mı deniyor? Saçmalık bu."

"Katılıyorum, Norah, ama ofisine deli bir kadın gibi pat diye giremezsin."

Valentino ayakkabılarımın topuğunda döndüm ve Jace'e parmağımı uzattım. "Oh, evet yapmayı planladığım şey bu umarım diyecek güzel bir şeyi vardır."

"İlginç olmalı," dedi Louis oflayarak. Ona dik dik baktım erkek arkadaşı ise ona sessizce "Lewis!" diye tısladı. Doncaster'liikimizede gözlerini devirdi ve kolunu Jace'İn beline dolayıp ona sokuldu.

"Ulu tanrım," diye inledim onların sevgi yumaklarına bakarken ikiside birbirine aşkla bakıyordu. "Eğer unuttuysanız söyleyeyim Manhattan'nın ortasında çoraplarla duruyorsunuz."

"İkiside kıkırdadı bende ikisinin omzuna vurdum daha sonra sinir oldupun (ayrıca kıskandığım ama asla bunu kabul etmeyeceğim.) sevgi yumağı hallerine geri döndüler.

"Burası onun çalışma alanı!" diye inledi Jace son protestosunu yaparak. Parlak mavi gözleri benim kararmış gözlerimi buldu. Sonra yanındaki daha kısa olan çocuğa baktım ki hala Jace'in arkasında aşkla saklanmıştı ve kararım hakkında bir şey yapmıyordu.

Omuz silktim ve ikisini itip hızlı adımlarımı önümüzde yükselen binaya ilerlettim. Styles Şirketleri. İyi takım elbiseler içindeki insanlar evrak çantaları ile çoktan içeri giriyordu.

Onları itip lobiye girdim ve sarı saçlı resepsiyon görevlisini görmezden geldim. Kadın arkamdan giriş yapmam için sesleniyordu bende ona orta parmağımı gösterdim. Asansöre yetiştiğimde Jace ve Louis çoktan gitmişti büyük ihtimalle kendimi utandırdıktan sonraki hasar planımı yapıyorlardı.

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin