Bölüm 26- Beyaz Düğün & Eğlenceli Dans

37.2K 1.3K 104
                                    

Aaa ama @whereismystyles ? 

Düğün günü kötü bir ruh haline sahip olmak imkansız bir şeydi.  En azından bunu anlamıştım, yani Harry sabah yüzünde çocukça bir gülümseme ile uyandığında. Evde büyük bir telaş vardı. Anne ve Gemma oradan oraya koşuşturuyor, son dakika düzeltmelerini yapıyorlardı ve her nasılsa iki arada bir derede saçlarınıda yaptırmışlardı.

Küçük bir anlaşmazlıktan sonra kahvaltı yaptım, duşa girdim ve diğer kadınlarla birllikte hazırlanmam gerektiğine karar verdim. Harry Robin ile takılacaktı.  Öğleye doğru hepimiz dışarda koşuşturuyor, ve planladığımız giysileri giyiyorduk.

"Norah." diye seslendi Harry ben dışarı çıkarken. Ona döndüğümde kaşları çatılmış, elleri ise dar pantolonunun cebinde beklerken buldum. O lanet olası dar pantolonlar bacaklarını çok güzel gösteriyordu. Gelmem için bana işaret etti. Gözlerimi devirdim ve yanına gittim.

"Efendim? Onları bekletmek istemiyorum." dedim ona doğru yürürken. Geçen gece söyledikleri için ona kırgın görünmeye çalışıyordum.

Bana gözlerini kıstı ve kapıya yaslandı. "Saçını topla öyle hoşuma gidiyor."

"Söylemek istediğin bu muydu?" diye mırıldandım bakışlarım yerdeydi. Ellerim belimin arkasında kenetlenmişti küçük bir kız gibi öne arkaya hareket ediyordum.

"Evet. Ve Seni öpecektim. Tabii benim yerime sen yapmak istemezsen."

İnledim ve ona baktım. Bana doğru eğilmeye başlamıştı, kaşları yukarı kalkmıştı ve yüzünde küstah bir ifade vardı. "Siktir git." dedim mırıldanarak ve dudaklarımı onun beklenti dolu dudaklarının seviyesine kaldırdım. Bana kısa bir öpücük verdi dudaklarının tadı naneli çay gibiydi -ki az önce içiyordu- ve bu tat, öpücüğü ile erimeme yeterdi.

Geri çekildiğinde bir parmağını çenemin altına yerleştirdi. Büyük ihtimalle bu küçücük dokunuşla hızlanan kalp atışlarımı hissediyordu. Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu ve bu utancımı saklamama hiç yardımcı olmuyordu. "Yakında görüşürüz Norah. Saçlarını topla."

Ona dilimi çıkardım ve hızlıca uzaklşatım. Omzumun üstünden ona baktığımda bana arsız bir şekilde sırıtıyordu. Ailesi ile birlikte arabaya bindim. İlk defa yanımdan 24 saat uzak kalacaktı ve kendime hakim olamayıp onu özledim.

Starbucks'ta durup kendimize latte aldık ve düğün hazırlıklarına devam ettik.  Tutulan kilise geleneksel olarak düzenlenmişti.  Basit ama hoş görünen bir  mekandı ama aynı amanda çok çok güzeldi. Burayı tamda hayal ettiğim gibi Anne seçmişti.

Arkada bir giyinme odası vardı. Hemen oraya gittik. Bir adam tamamen saç tasarım aletleriyle donatılmış masada oturuyordu ve yüzünde meraklı bir ifade vardı. Ve bir kadında elinde olabilecek tüm makyaj malzemeleri ve fırçaları vardı.

"Ah, işte buradasınız." dedi biz içeri girerken kadın. "Anne biz başlayalım ve makyajını yapalım. Siz kızlar sıranızı bekleyin ya da gidin saçınızı yaptırın."

4 saat sonra hepimiz mükemmel olmak için kışkırtılmıştık. Saatler hayatımızın her detayını konuşarak geçmişti. Ailesi ile daha çok konuşmam Harry Styles hakkında daha çok şey öğrenmemi sağladı.

Mesela 13 yaşına kadar gece lambası ile yattığını öğrendim. Kız arkadaşını öpmekten çok korktuğu için kızın Harry'den ayrıldığınıda öğrendim. Hatta bu olaydan sonra bir hafta boyunca ağlamış ve sonunda homoseksüel olduğuna karar vermiş (Jace bunu anlattığımda çığlık atacak.) Ve sonra bunu kilisede açıklamaya karar vermiş. 

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin