Bölüm 46 Part I

22K 1K 236
                                    

Şükran günü ile ilgili bir şey varsa o da baştan sonra saçma bir şey olduğudur. Ama bir şekilde hayatımın en güzel günüydü. Uyandım çünkü Louis odama yavru kedi ile ilgili bir şeyler bağırarak girdi, ilk önce rüya gördüğümü sandım ama sonra birden bire küçük patiler yüzüme değip ıslak burun kaşlarıma bastırılınca ve ayrıca Louis yatağımın ayak ucunda bağırmaya devam edince  gerçek olduğuna inandım.

Uykulu bir şekilde bir gözümü açtım ve küçük gri bir tüy yumağının bakışları ile karşılaştım. "Siktir," diye mırıldandım gözlerimin kenarını ovuşturarak. "Bu düşündüğüm şey mi?"

"Gördüğün en tatlı şey olduğunu düşünüyorsan evet, düşündüğün şey."

"Louis."

Bana parlak bir şekilde gülümsedi. "Bu küçük beyefendi merdivenin en alt basamağına kıvrılıp yatmıştı, Jace anahtarını düşürdü bende çok muhteşem erkek arkadaşı oynayıp anahtarı almak iiçin eğildim ve bu yavru kedi ile geri döndğm."

"Ve sen, elbette bunu kendi evine götürmek yerine benim evime getirdin?"

"Jace istedi." diyerek sızlandı Louis, sonra birden çenesi yatağımın ucunda dinlenmeye başladı, başı yavrunun yanındaydı, bana ceylan gözlü gibi bir bakış attı ve dudaklarını büzdü. (O tüy yumağının yarısı kadar bile tatlı görünmüyordu ve o şey yüzü kadardı neredeyse.) Bizimle kalabilir mi?"

Bir kez daha dudak büzdü, ve yavru sessiz bir şekilde esnedi ve benim diretmem bir saniye bile daha duramadı. "Ona ben isim koyarsam."

Bu anlaşmadan dolayı hemen karşı çıktı Louis.  Jace elinde kocaman bir bıçak ile odaya girip hindiyi kesmek yerine bizi tehdit edinceye kadar tartıştık. Gönülsüzce Louis ve ben oda arkadaşımı mutfağa kadar izledik ve masann etrafına çöktük.

Jace bize tezgahın arkasından baktı. "İkinizde saçmasınız. O kadar saçmasınız ki isim koyma yetkinizi sizden alıyorum ve sizin yerinize ben isim koyuyorum ve Alfred'i seçtim."

"Kesinlikle olmaz." diyerek tısladım.

Louis, sevgilisine iğrenmiş bir şekilde baktı. "Bu bir kediye konabilecek en kötü isim."

Sonraki otuz dakika boyunca tartıştık. Louis kedinin isminin Optimus Prime olmasında ısrar etti (Dürüst olalım kim kedisinin isminin dönüşümden sonra olmasını istemez ki? Sadece bir kişi) Ben Pharell olsun istiyordum (Şu siktiğim kediye bakın, bu bir Pharell %100) Diğer bir yandan Jace ise Ceasar ismine bayıldı (Çok şaaşalı, tam bir klasik insan.)

Kedinin isminin 2 Chainz olmasına karar verdik, daha sonra hiç birimiz yavru masum gri bir kediye çeşitli suçlardan ve illegal ateşli silahlardan dolayı tutuklanan bir rapçinin ismini koyduğumuzu hatırlamayadık ama 2 Chainz biz onu ne zaman çağırsak miyavladı, öyle bir şey işte.

*      *     *    *

İkinci yıkım öğle sıralarında oldu. Koltukta oturuyordum çünkü kimse benim yemek yapma becerilerimden(ya da noksanlığımdan) dolayı mutfağın yakınına bile yaklaştırmıyordu bu sırada kan donduran bir çığlık mutfaktan yankılandı.

Rahat koltuktan kalkıp son sürat Jace'i bulmak için harekete geçtim onları 2 chainz ile yerde otururkun buldum kedi kucağındaydı ve hindiye korkunç bir şekilde bakıyordu, ve bu arada hindi yani demek istediğim tanınmaz hale gelmiş et parçaları büyük gümüş tepsiyle fırının üstünde duruyordu.

"Jace." dedim sessizce. "Ne yaptın sen?"

Sessizce sızlandı ve stres ile alt dudağı titredi. "Bilmiyorum, bilmiyorum... Bir dakika 2 Chainz  ile oynayayım demiştim ve sonra o şey, bilirsin, hindimiz bir şekilde kendisini fırının üstünden attı. O öldü, Norah, hindimizi öldürdüm."

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin