Bölüm 47- Çok katlı Kule& Geleceği görmek

21.4K 906 256
                                    

"Kedinin tırmanmak için dört ttane katmana ihtiyacı yok," dedi Liam kollarını sinirle göğsünde birleştirmişti. "Bir yatakla gayet iyi olacaktır."

"Evet, olacaktır. Sadece o dünya tatlısı pembe tütülere ve kedi tokalarına ihtiyacı var. Ve en güzel yemeğe, ayrıca sana fikrini soran olmadı."

"Seninle gelmek bile istemiyordum."

Ona çocuk gibi dilimi çıkardım. "Bir araban olmasaydı benim özel şöförüm olmana gerek kalmazdı. Şimdi kes sesini ve şu kutuyu al, ağır görünüyor."

-Evcil hayvan dükkanına girdiğimizden beri 100 kere gördüğüm- göz devirmelerinden birini gönderdi bana son bir kere. Liam kutuyu almak için eğildi, kutunun içinde özenle konulmuş bir kedi kulesi vardı. 2 Chainz'in on iki parça oyuncağa, kedi parfümüne ve kedi diş macununa ihtiyacı olmadığında haklıydı ama Jace burada değildi ve bunları bırakmam için konuşmuyordu, yani bunlarda geldikleri yere gidemiyordu.

En son bir paket tamamen doğal kedi tedavisi şeyinden aldıktan sonra (annem beni büyüttü, herhalde yani.) yeni yavru kedimizin evimizde rahat edeceği şeyleri aldığıma karar verdim. "Sonunda." dedi Liam arkamdan homurdanarak. "Yeterince uzun sürdü."

Kasaya malzemeleri koyarken ona bir bakış attım. "Seçtiğim her şeye itiraz etmeseydin bu kadar uzun sürmezdi. Ve bu saçmaydı, gerçekten."

"Hayır, sen pembe ve mor saç tokasında ikilemde kaldığında çok zaman harcadın o yüzden bu kadar uzun sürdü."

"Sen modadan ne anlarsın ki?"

"Sen psikopatsın."

"Yani," diyerek homurdandım kredi kartımı geçirirken. "Psikopat olmayı tercih ederdim ve modadan  normalden daha fazla anlamak  böylece giydiğin berbat ayakkabılardan dolayı ölmezdim." Liam dudaklarını büzdü ve gülümsemem genişledi. "Hazır mısın?"

Koca koca paketleri kasadan kaldırıp yolumuza devam ettik, Liam'ın arabası bizi bekliyordu. Gün geçtikçe hava daha da soğuyordu bu yüzden konforlu bir araba yolculuğunu yürümeye yeğliyordum.

Liam biz park alanından çıkarken eğilip müziği kurcalamaya başladı. "Harry'e neler oluyor öyle, dün gece geldiği gibi gitti resmen, aranız iyi mi?"

"Oh, o iyi." diyerek mırıldandım. "Biz iyiyiz. Sadece meşgul. Çalışkan arı o, meşgul Harry. Çalışkan Harry."

"Onunla henüz konuşmadın değil mi?"

Oflayarak alnımı pencereye yasladım. "O sadece meşgul, ofiste bir şey olmuş olmalı, ona mesaj atmak istedim ama onu sıkmak istemedim tamam mı?"

"Tavsiye vermekte iyi değilim, bence Jace ile konuşmalısın ya da annenle."

"Jace hasta, boğmak istemiyorum onu. Annemde büyük ihtimalle ona sebze yetiştirmemi söyler. Louis'ten bahsetmiyorum bile çünkü Harry'e doğaçlama bir oyun oynayamam."

"Bence ona mesaj atmalısın."

Karşı çıkmak için ağzımı açtım ama sadece evet diyebildiğimi fark ettim. Erkek arkadaşıma mesaj atmam gerekiyordu ama bu öneriyi Liam'dan kabul etmek beni onun zekasına hakaret ediyor gibi hissettirmişti ben telefonumu çıkarıp hızlıca bir mesaj yazarken.

Gönderilen: Harry Styles, 1:21: Her şey yolunda mı? x

Apartmanımın önüne gelene kadar hiç bir cevap gelmedi, o yüzden bende telefonumu arka cebime koyup aldığım paketlerden kavradım. Liam'a güle güle dedim ve paketleri omzuma atıp daireme, her zamanki kalabalığın beklediği yere çıktım.

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin