Bölüm 43- Dökülen Baharatlar& Dili Kaybetmek

30.4K 1.1K 257
                                    

500BİN kusur harbi çok çok iyi. Süpersiniz.  Bi' de ben ufak bir tatile çıkıyorum o yüzden yeni bölüm geç gelecek yorumlarda sürekli "yeni bölüm gelmedi mi yhaa?" diyerek sızlanmazsanız sevinirim.

Ve dikkat bu bölüm cinsel içerikler içerir.

Sonsuzluk gibi gelen bir zaman boyunca Harry'nin dairesine gitmemiş gibi hissediyordum.

Asansörle çıkarken birbiri ardına yukarıya çıkan ışıkları görünce midemdeki gerginlik artıyordu, çalan aptal müziğin rahatlatıcı olması gerekirdi ama neredeyse saçlarımı yolduruyordu. Kapalı alanda Harry'nin diğer taraftan beni izlemesinin de hiç yardımı dokunmuyordu. Uzun bacaklar ve soğuk bakışlar.

Harry'nin parmakları nazikçe belimi kavrayana kadar onun katına geldiğimizi fark etmemiştim. "Gel."

Beni tanıdık koridorda yönlendirip krom ve siyah renkli mutfağın içine soktu, CEO hemen yemek yapmaya başladı girince. Çeşitli tencere ve tavalar granit tezgahın üstündeydi ve onlara dağınık baharatlar eşlik ediyordu.

Elimi ağzıma götürüp kıkırdadım "Her zaman temiz olan birine göre bu tamamen bir yıkım."

"Yemek yapmak dağınık iştir." diye yanıtladı beni gözlerini eğlenceyle devirerek. "Mutfakta tamamen beceriksiz olduğunu düşünürsek, senin bildiğin gibi kolay değildir."

"Takıldığım adamın nasıl yemek yapacağını bilmesi iyi bir şey."

Buzdolabını açarken gülümsedi. "Senin için ne uygun bir şey bu Norah. Her zaman güzel bir aşçı olduğumu bilmeni isterim. Cheshire'deyken bir fırında bile çalışmıştım."

Genç, masum, koca parlak gözlü ve burnuna un bulaşmış Harry'nin görüntüsünü düşününce hayranlıkla nefesimi verdim.  Bu düşünce ayrıca gülmeme de yeterdi çünkü aklımdaki görüntüyü şimdiki Harry ile değiştirdim.

24 yaşındaki adamın kırmızı önlük giydiğini ve elindeki çeşitli hamur işlerini insanlara verirken görmek için tüm maaşımı yatırabilirdim. "En kısa zamanda bunun resmini bulmalıyım."

"Kesinlikle olmaz."

"Lütfen?"

"Resimler yok. Şimdi ben yemek yapacağım ve sende bana yardım etmeyip orada oturacaksın ve ayak altında olmayacaksın."

Dudaklarımı büzdüm. "Ben neden yardım edemiyor muşum?"

"Çünkü tüm mutfağı yakarsın,"  diye tersledi bir parmağı ile masayı göstererek. "Şimdi otur."

Harry ile tartışmaya gerek yoktu çünkü %100 haklıydı. Benim yemek yapma girişimlerim asla planladığım gibi gitmemişti, en son bir sene önce krep yapmayı denemiştim ve sonra mutfaktan uzak kalmayı tercih ettim. Artı onu mutfakta işlenirken izlemek daha cazipti.

Neyse, apartmana girerken ki gerginliğim çenemi ellerime koyup dünya üzerindeki gelmiş geçmiş en muhteşem adamı bana yemek hazırlarken izleyince geçip gitmişti, kendi kendine ben odada yokmuşum gibi mırıldanıyor ve bazen yaptığı işe yoğunlaştığında dudaklarını ısırıyordu.

"Demek istiyorum ki, bilirsin." dedim ağzımdaki baklayı çıkararak.

Harry'nin havuçları kestiği bıçak tutan eli durdu. "Ne demek istiyorsun?"

"Barda söylediğim şey."

"Biliyorum Norah," gümüş uç sebzeyi kesti. "Sadece anlamadım ama biliyorum."

"Anlamayacak ne var?"

Omuz silkti ve kesme tahtasını kaldırdı sonra kaynayan yemek tenceresinin içine boşalttı. "Bende nefret ettiğin her şeyi söyledin ve sonra beni sevdiğini söyledin." Harry tezgaha otururken yavaşça nefesini verdi. "Çok mantıklı gelmedi."

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin