Bölüm 48- Kalp Ritmi & Hastane Koridoru

22K 1K 254
                                    

Şimdi burada şarkı yok ama çevirirken müzik dinliyordum ve Tam Harry sahnesinde bir şarkı çalmaya başadı ve ağlayacak duruma geldim. Colbie Callat / We Both Know şarkısını eğer mobilde değilseniz Harry geldiğinde açıp dinler misiniz? Çok sevinirim. Multimedyaya koyuyorum. 

Bu kapının açılıp benim hayal kırıklığı ile geri çöktüğüm dördüncü zamandı ve üçüncü kahvemdi. İkinci kere Liam ve babam McDonalds'a gitmişti ama ilk kez birileri Harry'nin yanımda olmaması ile ilgili tek kelime etmeye cesaret bulamamıştı, Harry yanımda o rahatsız koltukta oturmuyordu.

Onun desteği yerine geçen iki saatte Louis'in elini elime kenetlemiştim daha sonra Louis'in gidip erkek arkadaşını görmesi gerekmişti. (Jace'in kafasında 16 tane dikiş vardı çünkü başını sehpaya çarpmıştı) ve bende Liam'ın elini tutmaya başladım.

Problem Jace'in kalp atışlarının yerine gelmesini beklerken beni destekleyecek birinin olmaması değildi, hatta burada yeterince insan vardı. Problem burada olması gereken kişinin, herkesten daha fazla olması gereken kişinin burada olmamasıydı.

Birilerinin konuşması için iki saatin geçmesi gerekti, doğal olarak bu annemdi, rastgele bir insan daha bekleme odasından içeri girdiğinde Harry olmadığını görüp hayal kırıklığına uğrarken  elimi sıktı. "Norah, tatlım," dedi yavaşça "Bence gelmeyecek."

Sert, neredeyse boğulurcasına bir nefes aldım. "Ben, ben gerçekten bunu unutmaya çalışıyorum anne. Şu an önemi olan tek kişi Jace, sadece o."

"Biliyorum gerginsin--"

"Anne, Lütfen. Sadece en iyi arkadaşımın neden oturma odamız da az kalsın nalları diktiğini merak ediyorum. Tamam mı? Lütfen."

Yavaşça nefesini verdi ve başımın üstüne bir öpücük kondurdu. "Tamam yaylımi, bir şey yapmamı ister misin? Çıktıklarında oğlanların alması gereken bir şey var mı?"

"Hayır, sadece dikkatimi dağıt lütfen." dedim sızlanarak ona doğru sokuldum. "Düşünmek istemiyorum."

"Sana arka bahçeye tavuk aldığımızı söyledim mi?"

Annem taze yumurta için evlat edindikleri 4 tavukla ilgili saçma hikayeyi anlatırken hafifçe güldüm. Ve beklediğimiz gibi çirkin düşüncelerim getirdiği tüm negatif şeylerle beraber çok temiz hastane odasından çıkıp gitti.

Sonunda babam ve Liam kapıdan göründü ellerinde kaygan McDonalds torbaları vardı ve ikisininde yüzlerinden hala endişeli oldukları anlaşılıyordu. İkiside hızlıca yanımıza geldiler ve soru sormaya başladılar yemeği es geçmiştik.

"Hala iyi mi?" dedi Liam bana siparişimi atarken. "Ve sen? Bir şeye ihtiyacın var mı? Caddede kahve dükkanı gördüm sana hızlıca bir şeyler alabilirim. Hastane kahveleri berbattı biliyorum ve Jace iyi mi?"

Dolu gözlerle ona baktım. "Evet ama bu kadar uzun sürmemeliydi. Bilmiyorum EKG sonuçlarının gelmesi bir saat sürermiş."

"Evet, evet. Tamam ve Julia sana o muffin gibi şeylerden aldım. Joshua bunların sağlıksız olduğunu söyledi ama istersen başka bir şey alabilirim--"

"Liam." dedi annem nazikçe. "Otur şuraya, bana bakmana gerek yok, gerçekten otur."

Liam anneme yorgun ama şükran dolu bir gülümseme verdi ve yanıma oturdu. Elleri dakikalar önce Louis'in elini tuttuğu elime kenetlendi. Etrafımdaki destek örgütü Harry'den istediğimden daha çoktui Harry olmasa bile.

Elini hafifçe sıktım Liam'ın. "Teşekkür ederim, kahve için bilirsin. Ve bana meyveli cup aldığın ve bunu hatırladığın için ve burada olduğun için."

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Where stories live. Discover now