Bölüm 6- Güçlü Bakışlar & Çift Shot

46.5K 1.4K 105
                                    

İnanılmaz görünüyordu. Koyu renkli pantolonu bacaklarını sıkıca sarmıştı. Bu durmadan haraket eden bacaklar büyük ihtimalle her modelin kıskanacağı türdendi. Siyah blazer ceket geniş omuzlarını vurguluyordu, onu olduğundan daha güçlü gösteriyordu. Ve beyaz gömlek ve siyah kravat görünüşünü tamamlıyordu.

Harry Styles’ın saçları tek bir tarafa doğru kıvrılmıştı. Ama onu daha önce gördüğüm gibi geriye doğru ittirilmemişlerdi. Bu onu daha genç gösteriyordu.  Yüzü, insanlarla konuşmaya başlamadan önceye kadar aynı soğuk ifadeyi tutuyordu.  Sonra güldü ve ben daha önce fark etmediğim gamzesini fark ettim. Çünkü daha önce onu hiç gülerken görmemiştim.

Harry gülüyordu, gülümsüyordu ve heyecanla konuşuyordu. Büyük elleri Cara’yı kendisine çekti  ve ona sırıttı. Daha sonra insanlardan uzaklaşır uzaklaşmaz eski yüz ifadesine geri döndü.  Ama garip olan kısım insanların yanında pozisyonunu nasıl koruduğuydu.

Styles insanlarla konuşmak için durduğu her zaman omuzları yukarı kalkıyor gibi görünüyordu. Ellerini  sürekli hareket ettiriyor ve şunu söyleyebilirim ki bu insanları korkutuyor. Erkekler ve kadınlar, boyları ne kadar olursa olsun onun yanında hep kısa kalıyordu. Varlığı eziciydi.

“O.. Çok mükemmel,” diye ofladım. “Aman tanrım saklanmam gerek, kulise gidiyorum ve yardıma devam ediyorum.”

“Ona bakarken ağzının suları aktı ve şimdide saklanman mı gerekiyor?!”

“Eğer benimle konuşursa beni korkutur. Ya da kemiklerinin üstüne tam şurada atlayıveririm.  Ne yapacağımı bilmiyorum öldürür müyüm yoksa öper miyim bu adamı.” Diye ofladım ve kollarımı çaprazladım. “Şimdi, şov başlayana kadar kuliste saklanacağım.”

“Çok geç.” Diye fısıldadı Jace yüzünde korkunç bir ifade ile. Harry’i görmek için döndüm ve onun beni dikkatlice izlediğini gördüm. Oraya geri bakamadım hatta onun gözleri vücuduma acımasızca bakarken bile.  Sırıttı ve Cara’ya fısıldadı. Cara, o mükemmel model  onun kollarındayken yanıma doğru yürümeye başladı.

Koştum.

“Aaron,” diye bağırdım  kulise ulaştığımda. Aaron bana şaşkınlıkla baktı.  Dizlerinin üstünde bir modelin elbisesini düzeltiyordu. “Yapmam gereken bir şey var mı?”

“Hayır, sanmıyorum, biz…”

“Her şey olur.” Diye yalvardım. “ciddiyim, lütfen bana bir iş ver Aaron.”

Yüzünde eğlenen bir ifade ile kalktı. “En son ne zaman fazladan bir iş istedin sen?” diye sordu.

“Sadece yardım etmeye çalışıyorum.” Diye ofladım.

“Tamam…” diye mırıldandı. “Uhm, modellerin hazır olup olmadığını kontrol edebilirsin. Ve müziklerin hazır olup olmadığını da hemen üst katta. Her şeyin düzenli olduğundan emin ol.”

Rahatlamış bir hisle nefesimi verdim ve çalışmaya başladım. Modellerin üstündeki birkaç şeyi düzelttim ve tamamen zaman kaybıydı. Topuklu ayakkabılarım müziği kontrol etmek için yukarı çıkarken sabırsızca tıkırdıyordu. DJ çoktan hazırdı. Onun havalı makinesinin üzerinde binlerce düğme varmış gibi görünüyordu.

“Hey, uh şey ben sadece her şeyin yolunda olup olmadığına bakıyordum” diye açıkladım kendimi bana döndüğünde. Tatlıydı,  seks tanrısı muhteşem Harry Styles kadar olmasa da yakışıklıydı. Ona hala baktığımı fark edince kızardım.

“evet, her şey güzel.” Dedi. “İnsanlar başlamak üzere sanırım. İlk şarkıya başlayayım mı?”

“Hmm..”  Boş zihnimle düşündüm. Cam pencereden aşağı, insanların yerlerini aldığı sahaya baktım. Beyaz yürüme alanı buradan çok güzel görünüyordu. Kapı açıldı ve insanlar içeri girmeye ve adlarının yazdığı masalara oturmaya başladı.

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin