Geç geldi biliyorum sınavlardı, okul sonuydu falan filan stres yaptım bi' de üstüne esmer tatlı bir çocuk eklenince kendimde ne yazı yazacak gücü buldum ne çevirecek gücü. Hastaneye gitmeye bile fırsatım olmadı artık düşünün.
Amaaa iyi haber. Sınavlar bitti. Bu da demek oluyor ki bölümler daha sık gelecek. İyi okumalar.
Not: Bölüm 18+ İçerikler içerir
Cuma çok çabuk geldi ve sabah saat 6:30'da Jace odama fırtına gibi daldı. Sonra üstümdeki örtüyü uyuyan bedenimden uzaklaştırdı ve anlamsız cümleler söylerek bağırmaya başladı. Cümlelerin biri "Uyan! Yoksa Harry senin o düzgün kıçını koloniler için terk edecek?"
"Bu gerçek mi?" diye çığlık attım yatağımdan hızlıca kalkarken. Kollarını çaprazladı ve bana "bok ye." bakışı le bakmaya başladı. Kendime gelmek için pencereden dışarı baktım.
"Trolle benziyorsun.
Aynaya baktım çoktan düzene giremeyecek olan saçlarımın oradan buradan fıtladığını biliyordum. Dün geceden kalma çıkarmayı unuttuğum makyajım yüzüme dağılmıştı. Ben parmaklarımla saçımı düzeltmeye çalışırken Jace kıkırdamasını bastırmaya çalışıyordu. Alevler saçarak ona baktım.
"Neden beni uyandırdın ve bu koloni saçmalığı ne?"
"2 Saat içinde Harry ile onun ana vatanına gideceksiniz." diye cırladı. Ona bakışımdan sonra ellerini kalçalarına koydu ve devam etti. "Ana vatan yani İngiltere... Ve biz o kolonilerden gelip yerleştik. Ayrıca valizini hazırladın mı?"
"Evet."
"Yalancı."
"Tamam, belki hazırlamamış olabilirim. Ama götüreceğim şeylerin bir listesi zihnimde var."
"Umutsuz vakasın. Ayrıca hem duşa hemde çanta toplamaya ayıracak vaktin var mı?" diyealay etti. Gözlerimi kıstım.
"Evet, saat daha 6- Siktir Jace hazırlanmak için vaktim yok!" dedim ince bir sesle. Yatağımdan kalktım ve banyoya koştum, duşun içine atladım. İlk beş dakika buz gibi atsada yıkandım. Bitirdiğimde üstüme ve saçıma havlu örtüp dışarı çıktım.
Ev arkadaşım çoktan valizimi hazırlamıştı. 2 gün için iki kombin. Sonra yüzünde masum bir gğlğmseme ile bana döndü ve bana tatlı, vişne çürüğü renginde bir elbise gösterdi.
"Sence bu düğün için uygun olacak mı?"
Üstüne atlayıp sarılmayı düşündüm ama sonra aklıma havlumun düşme olasılığı geldi ki bu Jace için bayağı bir garip olacaktı. Özellikle kadın vücutlarıyla ilgilenmezken. Yüzünün her tarafını öpmeyi seçtim ve "Teşekkürleeerrr!" diye bağırdım giyinirken.
Rahat bir kot ve kazak giydikten sonra saçımı taradım ve hızlıca makyajımı yaptım. Valzim hazırdı. Bu sefer Jace'e kocaman bir sarılış bıraktım.
"Sahip olabileceğim en iyi ev arkadaşısın. Biliyorsun değil mi?" diye sordum saygıyla. Beni tekrar kendisine çekti ve sarıldı.
"Evet." diye mırıldandı. "Ama dürüst olacağım sen yokken biraz meşgul olabilirim yani tüm erkek arkadaşlarımı eve atabilirim."
"Oh, şşşşh."
Sırıtarak kendisinden uzaklaştırdı. "Kahvaltı için tahıl yersin dimi?"
"Eveet, kahveyi ben yaparım."
Saat 7:45'te hazırdım. Midem tıka basa Lucky Charms (bir çeşit tahıl gevreği) doluydu ve elimde bir fincan kahve vardı. James her an burada olabilirdi ve ihtimalle Harry'nin onunla başka bir işi yoksa erken gelebilirdi. Sabırla mutfak tezgahına yaslanıp bekledim ve son ünlü dedikodularını okudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)
Fanfiction© xcalliex all rights reserved. Tüm hakları @xcalliex 'e aittir. Bu hesap dışında başka hiçbir yerde yayınlanmaz. Harry Styles, 24 yaşında, CEO, milyoner. Kendisi New York'un en tanınmış bekarı. 100 metre öteden bile adını duyan her kadın ve erkek o...