Bölüm 49 - Zihinsel Mod & Pazartesi sabahları

22.3K 1K 364
                                    

Pazar sabahları güneş ışınlarının siktirğim pencerelerden girmesi ve etrafın sessiz olması gerekir. Onun yerine dışarda kar yağıyordu, mutfağımdan çatal kaşık sesleri geliyordu ve ağlayarak uyuya kalmıştım. İşte böyle.

Yatakta kıvrılmayı bırakıp bir kaç dakika sonra mutfağa gittim, Jace tezgahın önüne oturmuş Louis'in yeme yapışını izliyordu ve bundan çok keyif alıyordu besbelli. Mutfağa girdiğimde erkek arkadaşına dönmeden önce mavi gözleri beni hafifiçe süzdü. "Google arama geçmişine baktımm," dedi üstün körü.

Yolumda durdum kaldım. "Ne?"

"Gerçekten, bilgisayarını kullanıyordum bir şeye bakmak için ve senin google arama geçmişine baktım."

"Jace."

Bacaklarını göğsüne çekti. "Harry Styles, Styles şirketleri, sonbaharın  son trendleri, kel kartalların nesli neden tükeniyor, neden--"

"Şaka yapıyor olmalısın."

"Nasıl eski sevgilin en çok arananlara girmeyi başardı? Bana  söylemek istediğin bir şey var mı?"

"Gidip kendini becermeni söylemek isterim." dedim onu iğneleyerek kapı pervazına yaslanmıştım. "Ve belki Harry ile ayrılmış olabiliriz. Ya da ona ya benimle kalmasını ya da bunun biteceğini söylemiş olabilirim sonra gitmesini istedim. Çok duygusal bir anımdaydım ve her şey kafamı karıştırıyordu."

İkiside konuaya garip bir şekilde sessiz kaldı. İkiside bana öyle bakarken konuşmam gerektiğinden emin değildim, sonra kahve makinasına doğru ilerlerdim ve onların meraklı bakışlarının altında kendime kahve doldurmaya başladım. 

Kahvaltı makinadan kahve almamızla başladı, odayı tazeleyici aroma kokusu sararken oğlanlar hala tek kelime etmemişti. Onların tanıdığım en geveze insanlar olduğunu düşünürsek (nasıl bu kadar uzun süre birlikte olduklarından hala emin değilim) bu çok korkunç ve garip bir durumdu.

"Eee," dedim makinadan bir fincan kahve alırken. "Alışverişe çıkacak mıyız yoksa?"

Hafif bir duraksama oldu. "İyi olduğundan emin misin?"

Omzumun üstünden diğer iki oğlana baktım. "Evet?"

"İhtiyacın olan bir şey var mı?" diye sordu Jace.

"Hayır, sanmıyorum."

Bu sefer Louis. "Jace söylemeyecek misin? Söylemen gerekiyor gibi hisediyorum." sessizlik ve bakışlar. "Tamam, boşver, Norah neden zihinsel çaplı bir çöküntüde değilsin? Yani kahretsin onu sevdiğini söylediğinde duşa yumruk atmıştın. Ve şimdi bir şey söylemiyorsun?"

Döndüm ve oğlanlara gözlerimi kıstım. "Harry ve ben farklıyız. Benim yanımda olamayacak ve ben bununla uğraşamam. Buna gerçekten muhtacım ve çok kahve içiyorum ve biz farklıyız. Konu hakkında başka ne söylenir bilmiyorum o bana geleceğini söyledi ve gelmedi, işte buradayız."

"Yüce İsa," dedi Jace nefes vererek. Başını salladı. "Gay olduğum için çok mutluyum."

Dudaklarım düz bir çizgi oldu ve yüzüm düştü. "Dikişlerin belli oluyor göt herif."

*      *       *       * 

Gerçekten, o ayrılma şeyinde ne olduğundan emin değilim. Çok gerçekçi görünmedi bana. Hastanenin ortasında Harry'e bağırmak Jace'in başından kanların aktığını görmek Liam'ın omzunda ağlamak Louis'e sarılmak ve annemin tavuklarını dinlemek çok uzun bir kabus gibi geliyordu bana.

Duygusal olarak bitkindim. Cosmo's dergisinin 'Eski Erkek Arkadaşı atlatmanın 10 yolu.' bölümü bana bir süre üzgün olacağımı sonra bu konuda sürtük gibi davranacağımı söylemişti ama bir şey vardı ben üzgün değildim. Hissizdim ve düşünebildiğim tek şey Harry'nin ilişki hakkında yaptığı eski uyarılardı.

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Where stories live. Discover now