Bölüm 40- Hüsran& Sarhoş Diyalog

28.5K 1.2K 345
                                    

Sanırım "Suit&Tie" okuyucularını en komik okuyucu kitlelerinden birisi olarak seçiyorum, şimdiye kadar emeklerimi ve yazarın hayal dünyasını boşa çıkarmadığınız için teşekkür ederim.

Atletico Madrid&Galatasaray maçı var hemde İzmir'de ve ben İzmir'de olduğunu yeni öğrendim moralim bozuldu, stadın ışıkları penceremden görünüyor ama çok uzakta, ah moralim bozuk maç başlamadan şunu yetiştirmeliyim.

Çok konuştum.

"Cidden, Norah, ne kadar çıktık biz?"

Liam beni arkasından kaosun içine çekerken inledim. "Uzun bi süre, görünüşe göre."

"İki yıl." diye bağırdı benim yorumumu kaşlarını çatarak umursamazken. "Ve o iki yıldan sonra ağladığını anladığıma garanti verebilirim."

Gözlerimi devirerek başka bir dans eden grubu daha geçtik dans pistinde taa ki dans eden terli vücutlar arasında ufak bir boşluk bulana kadar. Liam beni tanıdık göğsüne çekti ve bende kollarımı boynuna doladım ve bize bırakılan boş alanda olabildiğince dans etmeye çalıştık.

Şu an düşündüğüm tek şey Liam'a ne kadar alışmış olduğumdu. Ellerinin kalçalarımın üstünü kavraması, mis gibi kokan onun favorisi traş losyonu... Liam'da olan her şey rahatlatıcıydı.

"Harry bize doğru geliyor." diye fısıldadı kulağıma doğru, küçük kelimeleri ile tüm rahatlığım uçup gitmişti. "Eğer yumruk yersem sana dava açarım."

Liam'a gergince biraz daha sokuldum ve onun mutlu-şanslı davranışlarının birazının bana geçmesini umdum. "Ona dava aç, biraz para kazanırsın."

"Adil bir nokta, ona  bir kız arkadaşım olduğunu söyledin mi?"

"Hayır, ve sende söylemeyeceksin." diye tısladım. "Ne kadar yakında."

Cevap veren Liam'ın tok ve mutlu sesi değildi, onun yerine Harry'nin kalın ve ağır konuşmasıydı. Güçlü elleri belime kayıp beni kendisine doğru çekti ben sinirli bir şekilde homurdanırken.

"Norah'la ben dans edebilirim." diye belirtti. O sırada ben Harry'den yayılan sıcak öfke dalgalarını hissedebiliyordum; büyük ihtimalle çenesini kasıyor ve Liam'a dik dik bakıyordu sanırım Liam o sırada içinde bir şeytan olmasını isterdi koca bir yavru köpek değil. "Norah?"

Nabızım kulaklarıma atıyordu, onu görmek için döndüm Liam'A bakmak yerine bana yiyecek gibi bakıyordu. Muhteşem yüzü yine bir kaş çatması ile süslenmişti üzerimde yükselirken ve diğer eli kotunun cebindeydi. "Benimle dön ve bir şeyler iç." diye emretti yavaşça. "Masada, benimle."

En iyi defans yüzümü takındım bakışlarının altında. "Ben iyiyim, teşekkür ederim yine de."

"Norah."

Bir adım geri attı, sırtımın Liam'ın koluyla temasta olduğunu hissettim başımı sallarken. "Liam'la dans edeceğim."

Soğuk bir ifade ile banak baktı ve öne doğru uzandı, bir saniyeliğine beni kavrayıp istediğim gibi benimle dans edeceğini sandım. Ama onun yerine parmak boğumlarını kolumda gezdirdi ve kaşlarını çattı daha sonra topuklarının üstünde döndü ve yürüyüp gitti.

Bir öfke dalgası beni vurdu sonra düş kırıklığı ve sonra sinir. Liam'a döndüm ve onun ceketinin yakasını tutup kendime yaklaştırdım, resmen onu dans etmeye zorluyordum. "Eee," dedi eğleniyordu. "Sanırım bu pek iyi gitmedi."

Başımı göğsüne düşürdüm ve inledim. "Siktir et, Li. O sadece sinir bozucu, hani, ne bileyim benimle dans etmek o kadar mı zor?"

"Ayağıma basıp durduğunu düşünürsek, birazcık evet."

Suit and Tie (Harry Styles Çeviri Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin