KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)

KADİM CADI 1

Yüzlerce yıl cadılar toplumda daima yanlış anlaşıldı.
Başta minnet sonrasında haset ve en sonunda korkuları düşmanlığa dönüştü. Bazıları güç edinmek için ona taptı bazıları korkularından ırkımızı avladı. Gölgelere saklanmaya mecbur bırakılan diğer ırklar gibi...
Sonunda dünyaya hükmeden insanlık kendi yok oluşunu getirdi.
Yüzlerce yıl uyuyan Kadim Cadı Valerec Eilese de Bretia ruhunu sakladığı çanağı bulan kişi tarafından uyandı.

Gözlerini açtığında ilk şey  içine girdiği bedeni kontrol etmek oldu.
Buz mavisi renklerle döşenmiş prenses odasında bir çok fotoğraf vardı. Lüks ancak soğuk.
Resimler bedende kalan anıları zihninde oynattı. Annesi öldüğünde bir asil olan babası yedi yaşındayken onu evine getirdi.
Sekiz yaşında bir kız kardeşi olduğunu bu şekilde öğrendi.
Dahası Annesi babasının metreslerinden sadece biri olduğu ortaya çıktı. Resmi eş bu duruma alışmış gibiydi. Soğuk tartışmasız bir hava ile "Ona da bir oda verin" demişti. Şuan beden on üç yaşında  Altı yıldır resmi eşten duyduğu tek kelime buydu.
İyi olan taraf üvey anne zulmü yaşamamış olması ancak ilgisiz babanın üçü gayri meşru iki resmi beş çocuğu var. En büyük oğul Cales on altı yaşında resmi eşinden doğdu. Sırada ki düklüğün varisliğini alacak en büyük aday. Babanın Likan soyundan geldiği için şövalye olarak kraliyet akademisine girdi. Resimlerin birinde ki balo elbisesi muhteşem görünse de Eilese kızın yüzünde hüzünlü ifadeden en büyük oğlunun yetişkinlik töreninin kendisi için iyi geçmediğini anlamıştı. Resmi eşten olan diğer kız çocuk Ariet on dört yaşında akademide bir yıldır eğitim görüyor Büyücü olarak uyandı Gelecekte annesi gibi güçlü bir büyücü olacağı söylentileri var. Resmi eşten doğan iki çocukta yetenekli ancak Babanın sadakatsizliği ona iyi bir ün kazandırdı. Üç gayri meşru çocuktan en büyükleri Lisa bir şifacı olarak uyandı. Kraliyet akademisinde okudu ve şifacı olarak görev aldı. Annesi onun doğumu ile öldü. Evli olmayan baba kendi annesi olan düşes Eboniy'e bakımını bıraktı. Bu durumdan rahatsız olsa da aristokratlarda gayri meşru çocuklar nadir görülen bir şey değildi. Üstelik hiç kızı olmadı. Bu yüzden Düşes Eboniy torununa kendi kızı gibi baktı. Lisa resmi eşle birlikte bu evde hiç büyümedi.
Diğer çocuk başka bir metresten doğan oğlu Luce güçlü bir simyacı olarak akademiye girdi. Şuan on beş yaşında ve tüm hayatı iksirler üzerine araştırmalara adamış bir dahi olarak biliniyor. İki farklı metresten iki farklı çocukta yetenekli olarak kraliyet akademisine kabul edilince Dük için asil veya halktan olsun yetenek üreten döllere sahip olduğu söylendi.
Bu bir kayıp değil kazançtı.
Son gayri meşru çocuk olan Eilese'in bulunduğu bedenin sahibi ise girdiği ağır depresyon ve bunalım yüzünden çöktü. Eğer kendisi iyi bir sonuç veremezse onu umursamayan babanın neler yapacağı hakkında hiç bir fikri yoktu.
Üstelik başarılı olan kardeşleri çok parlaktı.
On üç yaşında bir çocuğun kaldıramayacağı beklenti ve endişeler...
Lisa doğduğunda rakip yoktu. Luce ise annesi hala hayatta olduğu için onunla büyüdü. Terk edilse bile gidecek yeri vardı. Üstelik kendi başarısı annesine rahat bir yaşam vermişti. Onu destekleyen birinin varlığı Eilese'in girdiği beden için mevcut değildi. Rakip çoktu destekleyecek anne de yoktu. Soğuk evde yaşıyordu.
Derin bir nefes alıp aynaya yöneldi. Saçlar önceki yaşamında ki kendi saçları ile aynı renkte siyah. Küt kesilmiş beyaz yüzünü çevreleyerek teninin daha soluk görünmesine neden oluyordu. Parlak menekşe rengi gözleri kurumuş stresten derisi soyulmuş dudaklar zayıf bir vücut...
Eilese girdiği bedenin on üç yaşında olduğuna inanamadı. Dokuz yaşında bir kız çocuğu gibi görünüyordu.
Görünüş biraz beslenme ve bakıma on üzerinden beş puandan yedi puana çıkarılabilir. Cadı olarak güçleri arttıkça cansız dönük siyah saçlar ve ölü cilt ister istemez düzelecektir.
Yere rahat bir pozisyonda oturdu.
Çevrede ki manayı hissetmek için gözlerini kapatıp yoğunlaştı. On üç yaşına iki hafta önce girmiş olmasına rağmen herhangi uyanış göstermedi. Bir hafta sonra yapılacak testin sonucu kötü olması muhtemel.
Iskataya  çıktığını düşündüğü beden çevresinde ki manayı kara delik gibi içine çekti çekilen mana bedende kayboldu.
Eilese durumun garipliğine kaşlarını çattı.
Manayı hissedememiş olsa durum normal olurdu. Ancak manayı hızla bedene çekmesine rağmen bedende birikmiyorsa ya mana havuzu çatlatı ya da...
Diğer tahminle gözleri hızla açıldı.
Biri uyanışı engellemişti.