KADİM CADI 70

2.2K 325 43
                                    

"Abla.."
Eilese binlerce yıl duymadığı sesi duyunca irkildi.
Rüya gördüğüne emin olsa da arkasından seslenen kişiye dönemedi.
"Geri dön"

"Abla.."

"Abla bana neden onu benden sakladın?"

Eilese uzun yıllardır görmediği kabusun içinde sıkıştı.

"Abla neden?"

"Neden?"

"Ben senin kardeşin değil miyim?"

"Abla neden bana bakmıyorsun?"

Cevap vermediği halde sesler daha yükseldi. Minicik bir deri bir kemik kalan beden gözünün önünde belirdi.

"Beni öldüren sen olduğun için mi?!"

Eilese gözlerinin altı çukurlaşmış çatlamış dudakları olan çocuğa baktı.

Ağlayacak göz yaşları yoktu.

Sessiz kaldı.

"Abla beni unutabileceğini sanma!"
Eilese sıçrayarak uykudan uyandı.

Karanlık kadim olanların güçlerinin aldığı yerdi. Her güç bir bedel ile cadı olana verilirdi. Bu bedeller güçlerin boyutuna göre değişiyordu. Kadimlerin büyük savaştan sonra bedeli ödemek için uykuya daldığı zamanlar cadıların soyu tükenme tehlikesine girdi. Tüm cadıları düzende tutan Sistem çöktüğü insanların onları hayvan gibi avlamaya basladığı zamanlardı. Eskiden sırtlarını yasladığı Karanlık bile onları görmezden geldi.
Kadimlerden sonra ise karanlık sınavlarını başta sürdürmek istediler ancak gönderilen hiç bir cadıdan geri dönen olmadı. Bu sayede cadılar sonunda anladı.
Henüz karanlığa geçebilecek kadar güçlü değillerdi. Güçsüz oldukları için bir kaç yüz yıl insanların zulmüne boyun eğmek zorunda kaldılar.
Bu süreçte cadılar Arkadaşları bulunup canlı canlı yakılırken izlemek zorunda kaldılar. Eilese o zamanlarda doğmuş bir çocuktu.
Anne ve babası yıllarca dost olarak birlikte yaşadığı kasaba halkı tarafından avladı. Eilese meydanda gizlenirken ailesi ateş içinde yanarken çığlık bile atmadı.
"Onlar neden bize bunu yapıyor abla?"
Küçük kardeşi Eguan'ın sorusunu duymazlıktan gelmek istedi.
"Annemiz Babamız kötü bir şey mi yaptı?"
Hala soruları olan kardeşine gözlerini diktiğinde yalan düşünecek halde bile değildi.
"Ailemiz bir melek bu yüzden şeytanların arasında yaşayamadı."
Eilese'in gözünde görülen dünya böyleydi.
Burası şeytanların dünyasıydı ve melek olanlar Burada barınamazdı.
Küçük kardeşi ile doğduğu kasabası terk ederken bir daha buraya döndüğünde burasını ailesinin kutsal mekanı yapacağına yemin etti.
Ne yazık ki talih yüzüne gülmedi. Uzun yolculuk savaşlar yüzünden var olan kıtlığın çetin şartlarını gösterdi. Karınlarını doyurmak için ot ve ağaç kabuğu yemek zorunda kaldılar. Kışın yaklaşmasıyla çamurdan yapılan parçaları midelerin boşluğu doldurmak için yediler.
"Abla çok açım"
Eilese ağlamamak için dudaklarını ısırdı. O da açtı. Eğer bulduğu küflü ekmeği yemeseydi kardeşi gibi hiç bir enerjisi olmadan yatıyor olurdu.
Sonunda erkek kardeşi Eguan'da iblislerin yaşadığı bu dünyada fazla kalmadı.
Eileseden başka ailesinin geri kalanı bir melekti.
Eilese kendi kardeşini öldüren kişinin kendisi olduğuna inandı.
Çöpten bulduğu ekmeği yemeyi seçmişti. O da bir şeytan olmuştu.
Eguan'la paylaşmak istemedi.
Bir deri bir kemik kışı atlattığında artık emindi.
O bir şeytandı bu yüzden bu dünyada hayatta kalmıştı. Henüz uyanışını gerçekleştirmemiş on yaşında bir çocuk olması bir bahane değildi.

Uyanmasına rağmen rüyasında ki küçük beden karşısında duruyordu. Dudaklarında alaycı bir gülüşle seslendi.
Bu sefer abla demedi.

"Sen katilsin!"

Eilese suikastçı hançerini çekip çocuğun boynunu kesti.
İnce tiz çığlık çıktıktan sonra görüntü netleşti.
Büyülü dilber?
Bu bitkinin burada ne işi var?
Büyülü dilber gücü az olmasa da hareket edemezdi.
Alkış sesi arkasından geldi.
"Tahmin ettiğim gibi normal biri değilsin."

Daha önce iki hayduttan kurtardığı çocuk şekil değiştirerek hızla büyüdü.
Yetişkin orta yaşlı bir adam görünümüne gelince durdu.

"Tekrar tanışalım küçük kız ben Zehir vadisi ustası Urben ve sende şeytani tarikattan olmasın."

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now