KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)

KADİM CADI 88

Söz verdiğim beş bölümden ikincisi...

Evde yolculuğa hazırlanırken bir yandan hikaye yazmak gerçekten zor ancak size sözümü tutmaya çalışacağım. İyi okumalar...

Beş adam huzursuz bir şekilde prenses'in karşında duruyordu. Uzun zaman sonra yeteneklerini hala hatırlıyordu.

"Mana kullanamıyorsunuz diye yarım uyanmış değilsiniz en başta bu yanılgıdan kendinizi kurtarın."

Prenses Amor beş adamın karşısında tüm hayatları boyunca doğru bildikleri şeyi reddetti.

"Yarım uyanmış sözü sizin uyanışınız için yanlış. Gerçek uyanmışlarsınız!"
Gür sesle bağırırken tahta kılıcı aldı.

"Bir likan türü uyanış gerçekleştirenler savaşcı olur hatalı bir yargıdır. Likan dışında uyanmış olan savaşcı türleri vardır sizler gibi."
İşaret parmağı ile ortamdan gözden kaçırılan adamı işaret etti. Dört adamda da arkadaşlarını yeni görmüş gibi şaşkınlıkla beşinci arkadaşına baktılar. Ne zaman geldiğini bilmiyorlardı.

" Senin yeteneğin gizlilik. Aslında sen suikastçıların elit bir yeteneğine sahipsin bundan bin yıl önce senin yeteneğine uyanan kişi sis lonca sini kurup kıtayı sarsacak bir suikatçı lideri oldu. Öyle ki bir çok likan savaşçısı ve büyücü ellerinde öldü."

İşaret parmağını kızıl kahve saçlı adama doğrulttu.

" Senin yeteneğin bin yıl önce ülkesini kendi gücü ile yükselten General'e aitti. Büyü savunmaları ve surlar yumrukları karşısında çağresiz kaldı. "

Ellerinde eldiven olan öz güvensiz adama baktı.

"Sen bu öz güven eksikliği ile ne yazık kadim tarih kitaplarında hala ismi olan Ortofen'in gücüne sahipsin. Tapınak şövalyesi Ortofen zamanında bir çok suç işlemiş katilleri yakalamak ve etkisiz hale getirmekte bilindi. Tanrının silahları onun elinde etkisiz hale getirmek için kutsandığı söylenir. Sence kırılıp parçalanan silahlar sana da tanık bir güç değil mi? "

Gözleri aralarında en yakışıklı olan adamı bulduğunda hafif bir gülümseme eşliğinde konuşmaya devam etti.

" Senin için iyi bir örnek olmayacak ancak büyük isyan örgütü olan özgürlükçüler'in liderine bulunan bir güce sahipsin. Bir çok insanı yönlendirip kendi amaçları için kullanan biriydi."

Son kalan kişiye geldiğinde tahta kılıcının ucunu omzuna koydu.

"Sesler... Seninki biraz özel bir zamanlar korkulan bir başbakan'ın özel yeteneği. Kadim zamanlarda bu yeteneklerle doğanlara dinleyiciler denirdi. Gözcüler(Eilese'in çölde karşılaştığı kel adam) , dinleyiciler ve izciler olmak üzere üç tapınak bulunurdu. Ve bu yetenek sahibi olanlar tapınak rahipler gibi bir rütbeye sahipti. "

Beş adam yeni öğrendiği bilgileri sindirmek üzereyken gizlilik yeteneğine sahip olan sordu.

" Peki üç tapınak nedir inançları ney daha önce duymadım "

Eilese bugünün geçmiş tarihten bir ders zamanı olarak geçmesine izin verdi.

" Kitaplarda yazılan tarih güçlülerin yazdığı hikayelerle değişmiştir. Asıl tarih karanlık çağ olarak bildiğimiz insanlığın büyük savaşından önce başladı. O zamanlar likan türleri olduğu gibi bir çok efsanevi ırk vardı. Ejderhalar periler cadılar.. Ancak insanlık buna henüz hazır değildi. Birbirimiz arasında bile savaş sürerken bu çatışmayı insanlardan uzak tutmayı tercih ederek karanlığa onun çocukları olarak sakladık. Ta ki karanlık artık bizi reddedene kadar.  Ejderhalar ve periler üreme sorunu yüzünden ilk yok olan ırk oldu. Ardından likanlar uyanışlarında sorun yaşamaya başladı. Çocukları doğmasına rağmen güçsüz oluyordu. Bu fenomen karanlıktan ayrılmalarına neden oldu.
Cadılar iyi yaşadıkları ortamın ana sebebi olan dostlarını kaybetmeleri yüzünden hayatta kalmak için insanların arasına karıştı. Sonunda başta cadı ardından canavar avı başladı. İnsanlığı bizden soyutlamanın acısını çektik. Savaş uzun zaman sürdü. Üç tapınak kuruldu. Gözcüler, Dinleyiciler ve izciler. Gözcüler kader okudu. Dinleyiciler bilgi edindi. İzciler aranan şeyi buldu.
Üç tapınağın bağlı olduğu ana tapınağa Gaia  dünyanın yaratıcısı ünvanı verildi.
Ortofen ana tapınağın şövalyesi olarak büyük sorunların olduğu her yere üç tapınaktan aldığı bilgilerle gitti.
Sizlere saydığım liderler bu zaman diliminde çıktı. Ve günümüze gelen tarihin özeti bu. Ne acı ki torunları atalarının güçlerinden habersiz kendilerini küçümseme devam ediyor. "