KADİM CADI 45

2.9K 370 27
                                    

Not: Hanna'nın saçları açık hali

Geniş çalışma odası lüks bir şekilde dizayn edilmişti. Ağır çalışma masası yere kadar uzanan kanatlı balkona çıkan cam pencerenin önündeydi.
Duvarlar tamamen kitaplık rafları ile kaplanmış sadece şöminenin olduğu bölümde duvara gömülü kitaplık yoktu.
Şöminenin üzerinde Evin leydisinin bir resmi vardı.
Tüm dekoratif parçalar ben pahalıyım diye bağırmasa da göz ardı edilemeyeceği ortadaydı.
Eilese Rosland'dan yardımından dolayı aldığı nadir bulunması gereken alan yüzüklerinden ikisini çıkardı.
Kutuları Pear ve Axen'e uzattı.
İkilinin inanmayan bakışları ardından açıklamasını yaptı.
Daha önce bir çok kez yönetime geçtiği durumlar olmuştu. Bu yüzden küçük bir köşk'ün hanımı olmak onun için basit bir görevdi.
"Babam Dük Valerec olabilir ancak bu köşk bana ait. Dolunay köşkü ne kendini küçük gören bir yer ne de ezilecek kadar güçsüz. Alt çizgimizi geçmeyecek kadar mütevazi olabiliriz. Ne dediğimi anlıyorsunuz değil mi?"
İkili Dük bile olsa burasının Dolunay köşkü olduğu ve efendilerinin Leydi Betria olduğunu belirten sözü anlayacak kadar zekiydi.
" Evet efendim. "
Yüzükleri parmaklarına taktılar.
" Pear yüzüğünde toplam on bin sarı lir var "
Pear elektrik çarpmışa döndü. Şok içinde yüzüğünde baktı.
Eilese yaşlı adamın dürüst tepkisine kıkırdadı.
"Bu kadar tepki göstermeyin Bay Pear. Elinizden geçen lir bundan çok fazla olacak. Çalışanların ödemeleri dışında ikramiye ayarlayın. Göze çarpan bir iş yapan kişiyi aylık olarak ödüllendirecek sistemi Hanna ile kurmanızı rica edeceğim. Bunun dışında umarım beni çocuk olarak görüp yapmamanız gereken bir hata yapmazsınız. İnanıyorum ki o gün asla gelmez "
İnce tehtit yaşlı adamın saç diplerinde ki tüylerin bile dikilmesine neden oldu.
" Sadakatime inanın Leydim "
" Güzel. Size gelelim Bay Axen. Mümkün olduğunca Sonya'dan beni öğrenin. Davetiyeler ve asilleri karşılama görevi sizin. Bu noktada sağ kolum olup olamayacağınızı zaman gösterecek. Sadakatinizi sunduğunuz taktirde kaybettiğiniz asaletin fazlasını yanımda bulacaksınız. "
İkili daha parlak geleceği düşünerek çalışma odasından ayrıldıktan sonra Sonya içeriye çay setini taşıyarak girdi.
" Efendim şimdi köşk daha canlı oldu değil mi? "
İlaç almış gibi ayakları üstünde uçuyordu Sonya. Bugün leydisi ona şahsi hizmetçi unvanını vermişti. Hedefine o kadar hızlı ve kolay erişmişti ki sarhoş gibiydi.
Tito birden odada belirek masaya atladı.
Patisini memnun gözlerle yaladı.
" Sanırım burayı sevdi."
Eilese hafif bir tebessümle çayı aldı.  Gerçekten de işler çok iyi gidiyordu. Bir süre tatil yapma fikri fena değildi.
Axen henüz iki dakika önce çıktığı kapıdan hızla girdi.
Paniklemiş bir hali vardı. Küçük bir asil olan babasının asla alamayacağı iki davetiye elini yakıyordu.
Gerçekten bu köşk onun istediği hayattan daha iyisini getirebilirdi.
"Leydim rahatsız ediyorum ancak Kont Roslent ailesinden ve Düklükten mektup geldi."
Düklük özellikle Valerec Dük'ü hizmet ettiği leydinin babası olsa bile Krallıkta söz sahibi olan en güçlü üç aileden biriydi. ondan bir mektup asilleri çoğunu heyecanlandırdı. Kont Roslent siyaset içinde olmasa da madenleri sayesinde en zengin adamdı.
" Oh "
Axen beklediği tepkiyi göremedi tam tersi bir tepki geldi.
Oh? Yalnızca bir oh mu?
Sonya yerinde donmuş uşaktan mektupları sakin bir şekilde alıp Eilese uzattı.
Kont Roslent kızı için bulunmuş olduğu yardımlarına teşekkür edip arkadaşlıklarının devamını dilediğini yazmış bir de yakında kraliyet ailesinin yapacağı baloda konuşmayı dört gözle beklediğini belirtmiş.
Eilese mektubu Axen'e uzattı.
"Buna mektub için düzgünce bir teşekkür cevabı yaz. Ancak Düklük evinden olduğumu unutma"
Yani heyecanlı bir şekilde aşırı pohpohlayıcı şeyler yazmaması için onu uyardı.
Axen kaybettiği heyecan yerini şaşkınlık ve memnuniyet aldı.
O asilken yapamayacağı kadar gururlu olabilirdi artık.
"Himm.. Dük beni kraliyet ailesinin balosuna götürmek mi istiyor? Hazır mı olmalıyım?"
Eilese alay ve küçümseme ile mektubu çöpe attı.
"Buna cevap vermeye gerek yok"
Ve böylelikle ülkenin en güçlü ailesinden gelen mektubun sonu çöp kutusu oldu.
Axen duruma hızlı adepte olduğunu düşündü. Daha olgun ve kendinden emin olmalı. Aynı bu küçük hizmetçi kız Sonya gibi.
Eilese'in bakışları ile denk geldi.
"Başka bir şey?"
Axen hemen toparlanıp selam verdi.
"Başka bir şey yok efendim. O halde izniniz istiyorum."
Elinde Kont Roslent'in mektubu ile ayrıldı..
"Bu çok cahil"
Sonya'nın yorumu Eilese'i güldürdü.
"Sen çok zekisin Sonya insanları bu yüzden küçümsemek zorbalık olur"
Sonya düşünerek onayladı.
"Anlıyorum leydim"
Eilese kraliyet ailesinden bahsetmişken veliaht Prens Arche' yi ve dolayısıyla Prens Raizel'i hatırladı.
"Açık açık yazmama rağmen umarım eline yüzüne batırmamıştır."
Masaya parmaklarını vurdu.
"Tatil konusunu ertelemem gerecek gibi Sonya"
Kapı tekrar çalındığında Eilese tatil konusunu kesin ertelendiğini hissetti.
Axen önceki paniğin daha büyüğünü yaşayarak geldi.
"Kı... Kıraliyet ailesi!" elinde ki altın zarfı salladı.
"Neden hiç bir tepki vermiyorsunuz efendim?"
Sonunda dayanamayarak sordu.
"Herkes paniklemez" Sonya sakın bir sesle yanıtladı.
Çalışma masasının önünde ki koltukta sakin bir tavırla oturuyordu.
Axen tuhaf olanın kendisi olduğunu düşünürken Pear heyecanlı yüzünde birikmiş ter damlalarını mendili ile silerek odaya geldi.
"Efendim Gailden ailesinden hediye geldi. Ve bir mektup" Gailden ailesinin Altın gül açık artırma evlerinin sahibi olduğunu bilmeyen yoktu.
Axen normal olduğunu kanıtlayan adamı görünce rahatladı.
Gailden ailesine bu kadar tepki veren biri varsa kraliyet ailesinden gelen mektuba dehşete düşmesi normal olacaktı.
Bu zamanlar bunlar için bu kadar telaş yapan ikili gelecekte leydisi ile görüşme talebi eden kraliyet ailelerini küçümseyen kişiler olacaktı. Tabi bunlar Gelecekte biz şimdi ki zamana dönelim.
"Anladım hediyeleri getir bakayım."
Sonya merakla hediyelerin ortaya çıkmasını bekledi.
"Leydi Viven size ne göndermiş olabilir?"
Pear hediye için gelen ince işcilikle işlenmiş üç yaşında bir çocuğun sığabileceği büyüklükte ki kutuyu çıkardı.
Kutunun kapağını açtığında içinde birinci dereceden üçüncü dereceye kadar manevi bitkiler çıktı.
Sonya önceki sakinliğini kaybederek ayağa kalıp kutunun yanına acele etti.
"Efendim bunlar... Çelik dikenli yağmur bitkisi, güne bakan ve centilmen..."
Tanıdığı bitkileri sayarken daha coşkulu oldu.
Eilese yeni bir alan yüzüğü çıkarıp hediyeyi kutuyla içine koyup Sonya'nın eline verdi.
"Madem bu kadar sevdin senin olsun. Önemsiz bir şey veriyormuş gibi bir tavrı vardı ancak alan yüzüğü dahil bu kutu yirmi bin sarı lir değerindeydi. Sonunda Pear efendisinin ona neden on bin sarı lir'e heyecanlanmaması gerektiğini söylediğini anlamıştı.
Bonkörlükten etkilenen Axen'e "Baron Gaiden'e bir teşekkür mektubu yaz"  dedi.
Kutunun yanında ki notta" kızıma yardım ettiğin için teşekkür ederim" yazısı vardı.
Sonya hediyesinden oldukça memnun kalmış nezaketen bile reddetmeye çalışmamıştı.

***
Akşam gelen davetsiz gelincik Tito'nun eğlenceli oyuncağı oldu.
"Leydim lütfen kediyi durdurur musunuz?"
O kadar saklanıp saldırsa bile Bir saldırı bile kediye isabet etmemişti. Eilese'in yanında olan hiç bir şeyin normal olmadığını kanıtladı.
Kedi bile!
Opir'in imdadına Sonya yetişti.
Tito'nun yemeğini kenara koyunca kedinin ilgisi ondan kaydı.
Eilese koltuğunda bir kitap okuyordu.
"Bana Prens Raizel hakkında ve gelecek kraliyet balosunun neden düzenleneceği hakkında bilgi bul"
Opir ona bakmadan isteğini söyleyen kızı onayladı.
"Tamamdır. Başka bir isteğiniz var mı?"
Eilese bir süre sessiz kaldıktan sonra gözlerini kitaptan ayırdı.
"Prens Teodore. Ona yardım edebilirsen tehlikeli bir durumda olduğunda yardım et karşılığını ödeyeceğim."
Opir yeni bir bilginin kokusunu almış gibiydi. Gelinciğin sulu gözlerinde kurnaz bir parıltı yayıldı.

"Sakıncası olmazsa Prens Teodore'la neden ilgilendiğinizi öğrenebilir miyim?"

Eilese Gekinciğin ilgisini söndürmeyen bir yanıt verdi.

"Varlığı hoş olduğunu düşünüyorum. Erken yok olması yazık olur."

Opir onaylayarak Dolunay köşkünden ayrıldı.



KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin