KADİM CADI 33

3.1K 385 24
                                    

(Not: Bölüm 30 medya da bebek ruhların görünümüne yakın bir resim koydum merak eden oraya baksın.)

Ağır atmosfer Qwen de ki olduğu zamanla aynı baskıyı verdi. Uzun sivri iki kulak keskin sivri beyaz boynuzları ve göğüslerinin açıklığını kapatan beyaz saçlar içinde insan figürüne benzeyen fırtına ruhu ortaya çıktı. Belden aşağı gri tüylerle kaplı kuş gibiydi. Parmakları sivri beyaz pençeleri vardı.
Kapalı gözlerini yavaşça açtı. İki gözünün içinde girdap dönüyor gibiydi.
"Bu hoş kokunun sahibi sen misin?"
Viven hızla başını salladı.
"Evet!"
Ancak nedense baktığı gözler başını döndürüyordu.
"Seninle sözleşme yapacağım cadı"
Mavimsi sudan oluşan kağıt üzerinde rüzgardan yazılan yazılar sürekli hareket ediyordu.
Yazanları Qwen gibi Viven de anlamadı.
Eilese parşoment kağıdını yavaşça fırtına ruhuna uzattı. Ruh merakla kağıdı teslim alacakken sudan yapılma anlaşmaya fırlattı ıslanan kağıtla fırtına ruhu öfke içinde kükredi.
Ancak hiç bir şey olmadı. Çünkü Viven'in manası tükendi.
Üç kişi Eilese gözlerini dikti.
"Usta o Parşomentte ne var?"
Eilese'in dudaklarının kenarı kıvrıldı. Daha önce hiç görmedikleri içlerini ürperten kötü bir gülümseme belirdi.
"Öğrendiğinizde unutmak isteyeceğiniz bir şey"
Tedor bile o konuyu daha açmadı.
Sormamak Üç kişinin uzun bir süre boyunca hem fikir olduğu tek konuydu.

Sonunda iki kızın işi bitince Tedor gururunu kırarak Elise'e döndü.
"Lütfen benim içinde bir ruh sözleşmesi yapmama yardım et usta karşılığında istediğin bir şey varsa ödemeye hazırım."
Eilese kibirli çocuğun tavrını izledikten sonra iki kızı uzaklaştırmak için elini salladı. Hafif bir rüzgar bedenlerini kucaklayıp bir kaç metre uzakta yumuşakça yere bıraktı. Tedor ve kızlar şaşkınlıkla uzaktan birbirlerine baktı.
Eilese'in sorusu geldiğinde Tedor beyninden vurulmuş gibi oldu.
" Tedor ya da size Prens Teodore mi demeliyim? "
Tedor başta reddetmek istedi ancak Eilese'in terettüt etmeyen gözlerini görünce kabul etti.
"Lütfen akademide bunu gizleyin."
Eilese onaylayarak başını salladı.
"Anlıyorum majeste ancak Kraliyet ailesi ile ticaret yapma konusunda kötü bir deneyimim var sizden istediğim şeyi elime alana kadar yardım etmeyeceğim ve bugün yaşananlar dahil size yardım ettiğim bir sır olarak kalmalı"
Tedor Eilese'in sözlerini dinledikçe daha da şaşırdı. Daha önce başka bir kraliyet ailesi ile etkileşimde bulunmuş hatta ticaret mi yaptığını söylemişti.
" kötü bir ticaret mi? "
Eilese valihat prensi hatırlayınca yüzü karardı.
" Evet Dolandırıldım"
Kısa cevap Tedor' u suskun bıraktı.
Kraliyet ailesi neden birini dolandirma gereği duysun?
"Kim bu kadar ucuz olabilir?"
Öfkeyle kraliyet ailesine leke çalan kişiye sinirlendi.
Eilese öfkesine eşlik etti.
"Evet o ucuz bir dolandırıcı"
Tedor elini göğüsüne koyup mavi gözlerini Eilese dikti.
"Manam üzerine yemin ederim bana yardım etmekten baz geçseniz bile bugün yaşananları sır olarak tutacağım ve sizin hakkınızda kimseye bilgi vermeyeceğim"
Eilese yeminden memnun olarak kötü ruh halini düzeltti.
"O halde ücret olarak bana beş büyük simya şişesi üçüncü derecen iyi kalite cevher tozu ve üçüncü dereceli Ak tavşan kuşu manevi canavar yavrusunu getir"
Tedor talebi duyunca irileş gözlerle baktı.
"Öyle bir Manevi canavar var mı?"
Üçüncü derece manevi canavarların hepsini biliyor sanıyordu kendini ancak bugün duymadığı bir tür çıkmıştı.
Eilese daha fazla ayrıntı verdi.
"Beyaz renkte kanatları var tavşan görünümünde kuyruğu aslan kuyruğuna benziyor gözleri siyah ve çok hızlı uçup koşar. Kanatları olmasına rağmen yuvalarını cevher mağaralarına yapar."
Sonunda Tedor'un karışık olan gözleri netleşti.
"Cevher hırsızını diyorsun. Yetişkinlerin öldürmeden yakalanması imkansıza yakın ancak yuvadan yavru bulunabilir."
Eilese'in istediği de buydu. Onlara bu çağ da cevher hırsızı denildiğini bilmiyordu.
"Bana bir tane yavru getirmen yeterli mümkünse ön ve arka pençeleri gözleri gibi siyah olanından"
Tedor uğratırıcı olsa da basit bir istek duyunca rahatladı.
"Anlaştık ama neden bir cevher hırsızını manevi canavar olarak istiyorsun? Sadece kaçmayı biliyorlar. Sözleşme yapsan bile seni koruyamaz"
Eilese tatlı bir gülümseme gösterdi.
"Çünkü çok sevimliler"
Nedense Tedor için bu mantıklı bir cevap  gibi geldi. Çoğu kız sevimli şeyleri severdi.
Anlaşma sağlandıktan sonra iki kızın yanına gidip manevi canavar Ormanından çıkmak için yöneldiler.
"Ah sende artık bizdensin ha"
Viven kıkırdadı. Elini gelişi güzel Tedor'un omzuna vurup onun ters bakışlarını aldı.
Eilese'e alıştıktan sonra bu tepkiler Viven'i hiç rahatsız etmedi.
Qwen iç çekti
"Artık Eilese'e usta diyen benden başka iki kişi daha var"
Somurtgan tavrına Eilese şiddetle karşı çıktı.
"Ben sizin ustanız değilim yaptığımız bir ticaret. Ti-ca-ret"
Son kelimeyi vurgulayarak hecelese de üç kişi sözlerini umursamadı.

***

Sonya yorgun gelen efendisinin banyo yapmasına yardımcı oldu. Ardından kendine tatilden önce verilen iki kitabı okumaya devam etti. Başta efendisinin zorlaması ile ders çalışmış olsa da şimdi bunu çok ilgi çekici buluyordu. Manevi Canavarlardan çok bitkiler hakkında okumayı daha çok sevdiğine karar verdi. Her bitkinin insan ve hayvan üzerine muazzam etkisi bir yana bakımları ve yaşam şekilleri çok ilgi çekici gelmişti.
Mesela en çok sevdiği bitki Domuz boğan sarmaşığı ve karabuhran. Domuz boğan bitkisi ne kadar çok çırpınır mücadele edersen seni o kadar sıkı sarar sonunda avını nefessiz bırakarak öldürür. Karabuhran bitkisi ise çiçeği siyah güneşte parlayan mücevhere benzer bir bitki. Onu korkuttuğunda kapalı taç yaprakları açılır tuhaf bir gaz salar gazdan etkilenen kurban başta bir şey hissetmez ancak bir kaç dakika sonra melankolik hissederek umutsuzluğa düşer sonunda kendini öldürmeyi seçer. On kurbanından dokuzu istisnasız intaar ediyor kalan biri ise yaşamdan vaz geçerek oturduğu yerde ölümü bekler.
Sonya için yeni dünyanın kapılarının açıldığını hissettiği o anlar geleceği belki de kesinleşmişti.


KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now