KADİM CADI 39

3K 406 23
                                    

"Her öğrenci vahşi doğada bir hafta boyunca hayatta kalmayı deneyecek. Öğretmenlerimiz durumu uzaktan gözlemleyecek tehlikeli bir durum altında sizlere verilen büyü boncuklarını kırmanız taktirde güvenli bölgeye transfer edileceksiniz."
Wenna'nın başlattığı konuşmayı Matilda ele aldı.
"Sorumlu olduğum atmış öğrenci on iki gruba ayrıldı. Her grup beşer öğrenciden oluşup sınıf bazılarınız üst sınıftan bazılarınız birinci sınıftan seçildi. Adaletli olması için her gruba en az bir kıdemli öğrenci ve en az bir acemi öğrenci düşecek şekilde ayarlandı. Birinci sınıfta ki öğrenciler kıdemlilerin deneyiminden yararlanabilir. Haftanın sonunda her grubun bir manevi canavar elde etmesini umut ediyorum. Manevi canavarlar için herhangi bir koşul yok ancak ne kadar yüksek dereceli olursa o kadar fazla puan kazanılır. Ruhlar sizinle olsun sevgili öğrencilerim "
Patlayan havai fişeklerle Tüm öğrenciler gruplar halinde dağıldı.
Eilese onun direktifini bekleyen üç kidemlisine baktı.
Neden Matilda'nın bahsettiğinin tam tersini yaşadığını alayamayarak normal olan tek kidemliye döndü
" Lord Beal gruba siz başkanlık etmek ister misiniz?"
Beal kafasını çevirip utançla burnunun ucunu parmağı ile kaşıdı.
"Şey ben birinci sınıfım. Bir kıdemlinin liderlik yapması iyi olur."
Viven reddederek araya girdi.
"Bence kıdemli olmak iyi bir lider olacağın anlamına gelmez mesela ben iyi liderlik yapamam"
Qwen hevesle arkadaşının sözlerini destekledi.
"Sabırlı bir insan değilim fevri kararlar alıyorum benden de olmaz"
Tedor iki kızın yolundan gitmeye karar verdi. Kesin taviz vermeyen bir ses tonuyla konuştu.
"İnsanlarla empati kurma konusunda yetersizim takımı yönetemem"
Beal yan tarafta takım kaptanlığı için yarışan gruba ardından kendi grubuna baktı.
Durum biraz tuhaf değil miydi?
Eilese üç çocuğa sırıtarak baktı. Ne yapmaya çalıştıklarını alamayacağını mı sanıyorlardı. Bedava rehberlik yapmak mı? Onun tek bir talimatı pahabiçilemezken bu çağa geldiğinden beri bilgileri gelişi güzel öğreniyorlardı.
"Takım kaptanı olmak için çok tembelim"
Gözlerini Beal'e dikti. "Bu durumda sen takım kaptanı oluyorsun"
Üç kişinin itirazı aynı anda geldi ancak Eilese tarafından kesin bir şekilde reddedildi.
Beal karışık bir ifade ile grubunda ki arkadaşlarına baktı.
"Takım kaptanı olmak iyi bir şey mi kötü bir şey mi?"
Diğer gruptakiler kaptanlık için yarışıyordu iyi bir şey olmalı değil mi? Ama neden grubundakiler kaptan olmaktan kaçıyor. Bilmediği bir şey mi biliyorlar. Dışarıda kalmış hissi onu rahatsız etti.
"O halde bende istemiyorum" daha önce takınmadığı bir çocukluk sergiledi.
Sözlerinden söyler söylemez pişman oldu. Olgun biri böyle konuşmamalıydı. Tam kendini düzeltmek için konuşacakken "O halde oylama ile seçelim" önerisini ortaya attı Tedor.
Beal kendi sözleri yüzünden durum çıkmaza girmediğini görünce kendinden memnun bir şekilde onayladı.
"Katılıyorum"
Eilese'in Alnında ince bir damar kendini göstererek seğirdi.
Üç kişi oylama başlar başlamaz takım kaptanı olarak Eilese'in seçti.
Eilese Beal'e oy verdi ve Beal aralarında en büyük olduğu için Viven'e oy verdi. Sonuçta Eilese takım kaptanı oldu.
"Üç kıdemli kendinizden utanın birinci sınıf öğrenciyi takım kaptanı seçerken elinizi biraz vicdanınıza koyun"
Viven elini kalbinin üzerine getirdi.
"Vicdanım doğru karar verdiğimi söylüyor"
Eilese ters bir bakış attı.
"Onun senin vicdanın olduğunu sanmıyorum"
Qwen ikilinin konuşmasına kıkırdadı. Tedor duruma önceki geziden dolayı alışmıştı.
Beal konuşmada ki arsızlığın boyutunu saptayamadığı için sessiz kalmayı seçti.

Uzun Çayırlık alanda beş kişi kendi evlerinin bahçesinde dolaşıyormuş gibi rahattı.
"Usta bu şey ne çok güzel görünüyor"
Qwen kırmızı parlak meyveyi eline aldı.
"Onun adı kalp çalan yediğin taktirde beş saniye sonra kalbin patlar. Kısacası hızlı bir şekilde ölüm dinliyorsan tadının güzel olduğuna kefil olabilirim"
Qwen eli yanmış gibi meyveyi fırlattı.
Beal aralarında en küçük görünen kızı izlemeye devam etti. Geçen gün onu yanlış anladığında da aynı duyguyu hissetmişti. Sanki bir öğretmenin karşısındaymış gibi. Ancak bugün bu his daha netleşti. Küçük kıza usta demelerinin ve kaptan olarak seçmek istemelerinin sebebi çalışkan olmasından kaynaklı olmalıydı. Beal hem biraz rahatlamış hemde memnun olmuştu. Grupta bu tarz bilgileri bilen birinin olması iyi olurdu.
Eilese gök yüzüne baktı. " Viven bize mağara gibi bir yer bul. Qwen biraz yanacak odun topla.
" Siz ikiniz de kızlara gözcülük edin. "
Beal is dağılımını yanlış buldu.
" Bence kızlar gözcülük etmeli biz toplama arama yapmalıyız "Eilese yüzünde agrasif bir gülümseme gösterdi.
" Tahta geçen Kral tiran çıkarsa onu devirmeden söz sahibi olamazsın beni devirip takım kaptanı olmak ister misin? "
Beal kızın sert sözlerine karşılık dili tutuldu. Bunu başka birileri duysa vatan hainliğine kadar işi götürebilir.
Gözleri Tedor'a kaydı. Tanıdığı Prens sessizce başını sallayarak kızın sözlerini onayladı mı?
Babasının kral olduğunu unuttu mu bu?
Eilese bir cevap gelmeyince gülümsemesini sildi.
"O halde görev dağılımı yaptığım şekilde işleri yapın ben yiyecek bir şey bulmaya gidiyorum. Sadece üç gün yetecek yemek verildi. Alan yüzükleri mühürlendiği için uyuyacakları tulumları bile yaşıyorlardı.

" Yemek için acele etmemize gerek yok önce bölgemizi belirlemeliyiz"
Beal dayanamayarak kızın saçma sapan dağıttığı görevleri protesto etti.

Eilese normal günlerden daha sabırlıydı.
"Aldığımız yemek kuru gıda onu sallamakla bozulmaz hergün av bulamayabiliriz acil durumlar için saklamak ve hazır av bulabilecek durumdayken yemeğimizi dışarıdan avlanmalıyız. Söylediğin öneri ancak bir askersen geçerlidir enerji kaybını muhafaza edip düşman pususuna hazırlıklı olmak zorunda olursun. "

Açıklamanın başı iyiydi ancak sonunda Beal ister istemez gerildi. Tartışmayı sürdürmek istemedi.

Eilese artık itiraz etmeyeceğine emin olunca gruptan ayrıldı.

Beal çok kısa süre sonra neden böyle bir görev paylaşımı yaptığını anladı.

Viven denilen kız rüzgar ruhunu kontrol ediyor gibiydi. Yarım saat sonra boş bir mağara buldu.
Qwen'in tarafında da durum hızla halloldu. Bir çok odunla geri döndüler.

Odunları ortaya koyarak ateş yaktı. Beal grupta ki iki kıdemlinin de ruh sözleşmesi olduğunu o zaman fark etti.
Bu sevindirici haber ancak Eilese'i sorgusuz şekilde yargılandığı için de pişman oldu.
Grupta ki kişileri ve yeteneklerini bilerek ona göre görev dağıtmak iyi bir liderin hüneriydi.
Bir saat sonra Eilese elinde şişlenmiş beş iri balıkla mağaraya geldi.
"Güzel yer bulmuşsun"
Viven sırıttı. Qwen odunları parmağı ile işaret ederek övgü bekleyen bir çocuk gibi sordu.
"Peki ben usta?"
Eilese odun yığınlarına baktıktan sonra zoraki bir övgü fırlattı.
"Aferin topladıklarının hepsi odun"
Eilesin sözleri Qwen'in yanaklarının kızarmasına neden olurken diğerleri kahkaha attı.




KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora