KADİM CADI 85

1.9K 288 33
                                    

Eilese çölde yürümeye devam etti. Vücudunda çok az bulunan peri kanı sayesinde güneş tepede acımasızca parlasa da terlemedi. Ter kokusu olmaması bir nimet gibiydi aslında. Uzun ıssız yolda kum ve güneş nedeniyle soluk siyaha dönen pelerini onu bir gezgin gibi gösteriyordu.
Kirli pis kokmayan bir gezgin.

Kum fırtınasının geleceğinin habercisi olan rüzgar bir kaç tutam mor parıltılı saçlarını geriye savurdu.

Çölde onun gibi yürüyerek aşmaya çalışan daha vahim durumda bir kaç kişi daha vardı.

Yaşlı bir adam da bu insan grubuna dahildi.
Titreyen eliyle baston olarak kullandığı odun kuma batarak yürümesini daha da güçleştiriyordu.

Eilese artık aşina olduğu görüntüden rahatsız olmadı.

Ancak yaklaşan kum fırtınası beklenenden daha garip bir hal aldı.

Merkezin bu kadar agresif olması normal mi?

Eilese yürüyüşünü durdurduğunda ancak etrafında ki insanların artık görünmediğini fark etti.
Sadece bastonu olan yaşlı adam sırtını sıcak kayaya vermiş kör olduğu bariz olan beyaz örtülü gözlerini Eilese dikmişti.

"Geçmişten gelen soylu leydiyi selamlarım"

Eilese uzakta olmasına rağmen adamın kısık çıkan konuşmasını duyduğunda yönünü ona çevirdi.
Güneş ışığı altında kel yaşlı adamın Alnında yıldız sembolü parıldadı.

"Oh burada Gözcü'ye denk geleceğimi beklemiyordum"

Eilese'in sesinde daha önce var olmayan gerçek bir saygı dolu ton vardı.
Yüzünde ki alaycı ifadeyi görmezden gelirsek onu kendi dengi olarak gördüğü anlaşıldı.

"Ne yazık ki ömrün tükenmek üzere yaşlı adam. Öleceksin"

Acımasız yorum adamı rahatsız etmemiş gibiydi. Daha çok bir iltifat duymuşçasına gülümsüyordu.

"Ömrüm sonlanmadan önce sizin yıldızınızı gözetmek büyük bir onur olacak"

Gözcü olarak bilinen din adamları Eski zamanlarda Yıldız okuyarak insanların kaderini söylerlerdi. Ne yazık ki bu güç onların ömürlerinden çaldı. Bir Gözcü ne kadar kıdemli yani güçlü ise o kadar uzun ömre sahip olurdu. Tabi ki her okuduğu yıldız yüzünden azalan yaşamları iki yüz yılı geçmezdi.
Binlerce yıl yaşamış biri için kıskanılan bir şeydi.
Gerçekten Eilese adamın uzun ömürle kutsanmış olmasına rağmen kuşa ömrünü kıskandı.

" Calista yıldızının ışığı altındasın. Eski zamanlarda Bu yıldıza sahip olan bir kadim cadıyı duymuştum. Parlak ışığı bir çok yıldızı kendine çekmişti. o kadar büyük bir parlaklığı vardı ki tanrıların bile kıskançlığını çekti. Sonunda kendi ışığı kendisini yaktı ve yok etti. "

Adamın elinde ki Tahta çubuk ufalanarak ruzgarda kayboldu.

" Calista yıldızı doğan ve kayan yıldızlar arasında döngüye girmeyen tek yıldız...

Adam yavaş yavaş ayaklarından başlayarak tahta çubuk gibi toza dönüşerek çölün kumuna karışmaya başladı.

Erazyon hızı yavaş olması Eilese'in tüm süreci izlemesini kolaylaştırdı.

"Oh zavallı çocuğum çevrende ki her yıldız zamansız sönmüş. Yolunu aydınlatacak ışık seni bulacak..."

Bedeninin Altı yok olduğunda kör adamın Alnında ki ışık parıldadı.

"İstemesen dahi yaşam sana tutunmaya devam edecek..."

Küçük kel kafa sonunda toprağa düştü. Tuhaf bir şekilde bu durumda bile adam konuşmaya devam ediyordu. Vücudundan tek damla kan dahi akmamıştı onu kumdan yapılma bir heykel olduğu düşüncesi yaratıyordu.

" Onu kurtar... Güneşin ışığını taşıyan kişiyi gördüğünde.... Senin dileğini.... yerine getirecek."

Sonunda Gözcü tamamen kumla birleşerek yok oldu.

Eilese bir süre kayanın dibinde ki kuma baktı.
Gözlerinde hiç bir hareketlilik olmadan yoluna devam etti. Bu durumda başka birisi olsa vereceği tepki bu derece sakin olmazdı.

Uzun yürüyüş bir haftadan nihayet bir kaç transfer büyüsü sayesinde üç güne kısaltılmış olsa da Eilese ölü kumların üzerinde yürümeyi tercih etti. Bir tür uyku gibi sessiz ve yaşam çizgisi olmadan ilerlemesi hareketli geçen son yılların kısa molası gibi geldi.

Sonunda garip kum fırtınaların birinin göbeğinde kendini buldu.
Bir kaç askerin gür sesleri altında kum canavarı ile savaş sürüyordu.

İnsanların uzuvlarını kopardığı bazılarını diri diri yuttuğu kum canavarı çöl kumu renginde bir yılan bedeni ve boğazına kadar inen sivri dişleri ile devasa büyüklükteydi.

Gözler önünde ki vahşete Eilese parıldayan gözlerle baktı.

"Ne kadar güzel bir bebek"

Evet sözleri çirkin dev yaratığa hitabendi şüphesiz ama sesinde ki şefkat insan çocuklarına göstermediği bir şeydi.

Eilese geniş bir gülümseme ile yaratığa yaklaşmaya başladığında askerlerden bir kaçı onu fark edip uzak durması için bağırdı.

"Hey uzaklaş!"

"Buraya gelme!"

"ölümüne mi susadın geri dön!"

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now