KADİM CADI 10

3.7K 405 7
                                    

Eilese at arabasında Luce ve annesinin yaşadığı köşke giderken kardeşinin görünümünü anılarında hatırlamaya çalıştı. Yeşil saçlar yeşil gözler en belirgin anısıydı. Nasıl biri olduğunu bile bilmediği abisini yıllar içinde iki elin parmağını geçmeyecek kadar gördü.
Üzerinde ki kıyafetin görünmeyen tozlarını cırptı. Madam Laritta bu sabah hazır kıyafetten düzenlenmiş üç elbiseyi ona ulaştırmıştı. Giymeyi tercih ettiği renk açık mor renkte hafif yumuşak kumaştan yapılma onu oldukça zarif gösteren sade bir kıyafeti. Elbisenin üzerinde tek aksesuar koyu mor kurdelelerdi.
Boğazını sarıp bir ucu arka bir ucu öne olmak üzere kayan şeritler vardı. Askısında minik kurdeleler mevcuttu.
Hala süslü olduğunu düşünüyorsa bunun daha sadesinin kefen olacağını iddia ederek ortalığı velveleye veren madama rıza gösterdi.
Eilese aslında bu çağ da uyandığından beri gördüğü kıyafetler arasında en çok giyilebilir olarak kabul ettiği kıyafetler olduğunu kendi kendine itiraf etti. İki saatlik yolculuk sonunda köşkün önünde indi.
"Sizi burada bekleyeceğim leydi Bretia"
Yale at arabasına geri binip ahırın olduğu yere yöneldi.
Kapıyı uşaklardan biri açtı.
"Buyrun leydim?"
Normalde her gelen yabancıya karşı nazik olmayan görevli Dük evinin amblemi yüzünden nezaketi bırakmadı.
"Lütfen abim Luce'e kız kardeşinin onu ziyarete geldiğini söyler misiniz?"
Uşak onun kim olduğunu öğrenince bekleme salonuna buyur etti.
Köşkün giriş kapısından bile içeri girer girmez yeşil bahçe gözler önüne serildi. Beş dakikalık yürüme mesafesinde haber götüren yardımcı hizmetçi geri döndü.
" Leydim genç efendi sizi bahçede bekliyor"
Bretia uşak ve yardımcı hizmetçi ile bahçeye yöneldi.
Beyaz kamelya'nın içinde yeşil toplu saçlarla Dük'ün metresi olan Leydi Penne ve oğlu Luce oturuyordu.
İkisi de birbirinin kopyası gibiydi.
Uyumlu anne oğula hafifçe eğilerek selam verdi.
"Habersiz gelişim yüzünden affedin beni Leydi Penne dün Abimin ziyaretini evde olmadığım için kaçırdım geri dönme zamanını bilmediğim için telafi etmek amacıyla aceleci bir karar verdim."
Leydi Penne yumuşak bir şekilde güldü.
"Hayır Bretia çok memnun oldum. sana Bretia diyebilirim değil mi?"
Eilese hoş tebessümle onayladı.
"Nasıl tercih ederseniz"
"Ne hoş bir çocuk"
Gülüşünü kapatmak için yelpazesini kaldırdı.
"Hangi çaydan hoşlandığını bilmiyorum Luce ve ben defne çayı içiyorduk bize eşlik etmek ister misin?"
Eilese hizmetçinin çektiği sandalyeye oturdu.
"onur duyarım"
Luce uzun saçlarını arkadan at kuyruğu olarak bağlamış açık yeşil gözleri ile nadiren gördüğü küçük kız kardeşine baktı.
"Dün uyanış gerçekleştirmişsin tebrik ederim"
Eilese servis edilen çaydan bir yudum aldı.
"Haberler beklenenden hızlı yayılıyor teşekkür ederim."
Masa bir süre daha sessiz kaldı.
İki tarafta hangi konuyu açacağını bilemiyor gibiydi.
"Duyduğuma göre Altın gül açık artırma evi yeni bir müzayede açmış haberin var mı Luce abi?"
Sessiz bekleyişten gerilen leydi Penne imdat simidi gibi hızla konuya sarıldı.
"Ah evet ne yazık ki herkes katılamıyor. Luce'un istediği bir kaç şey var Dük bu konuda kafası karışık olmaz umarım."
Luce çay fincanını bıraktı. Leydi penne'yi uyardı.
"Anne"
"Tamam tamam"
Leydi penne şikayetini geri çekerken Eilese geniş bir gülümseme gösterdi.
"Luce abi Leydi Penne sizi düşünüyor. Bu şekilde konuşması makul. Geçenlerde elime bir davetiye geçti ancak müzayede ilgimi çeken bir şey yok ve harçlığımı bolca elbiselere harcadım. Eğer ilgini çeken bir şeyler varsa benim yerime gitmelisin."
Alan yüzüğünden çıkardığı altın davetiyeyi masaya koydu.
" Aman ruhlar aşkına özel vip davetiyesi bu gizli odası olan davetiye değil mi? "
Eilese fark etmediği ayrıntıya baktı. Gerçeği itiraf etti.
" Sanırım... Şey gerçekten ilgimi çekmiyor bu yüzden eğer yararlı olursa bana veren kişiye gereksiz bir hediye verdiği için kızmam gerekmeyecek"
"Bunu kabul edemem" Luce reddederken leydi Penne çoktan davetiyeyi eline almıştı.
"Lütfen al Luce abi akademiyi kazandığında ve doğum günlerinde yaptığım düşüncesizliği telafi etmek için bana bu fırsatı vermelisin"
Leydi penne şakadan oğlunun omuzuna vurdu.
"Evet Luce o senin kardeşin hediyesini kabul etmezsen onu zor durumda bırakacaksın"
Luce terettüt içinde kıvranırken Eilese karakterini anlayışla karşıladı. Karşılıksız iyilik onun için bile rahatsız edici olurdu.
"Eğer almazsan luce abi senden iksir yapmanı isteyemem lütfen kabul et"  çocukça itiraf Luce ve leydi penne'yi güldürdü.
Bu çocuk gerçekten bir şey istemek için gelmişti. Ve isteği hediyeye göre saçma derece de basitti.
Luce üzerinde ki gerginliği attı.
"Benden bir şey istemek için hediye vermene gerek yok"
Eilese'in yanakları çocukça konuşmaktan utandığı için kızardı. Ancak iki kişi bunu farklı yorumladı. Suç üstü yakalandığı için utanan cahil bir çocuk.
Gerçekten de on üç yaşında olması gereken kız gelişimi dokuz yaşında durmuş gibi görünüyor bu da ne söylese söylesin onu mazur görmeye neden olacak bir şefkat hissi veriyordu.
Üstelik leydi Penne davette için oldukça mutluydu. Tüm ahbaplarına hava atabilir müzayede evinde vip olarak bulunabilirdi. Bu yüzden oldukça coşkulu yanıtladı.
"Bretia daha sık gel abin bir ay kadar burada olacak"
Eilese tatlı bir şekilde güldü.
"Teşekkür ederim Leydi Penne"
Işıl ışıl masum gözleriyle abisine baktı.
Luce gördüğünde hiç konuşmayan küçük kızın bu kadar sevimli olduğunu düşünmemişti. Farkında olmadan vaatte bulundu.
"Bende seni elimden geldiğince ziyaret etmeye çalışacağım"
Bir süre sonra Leydi Penne kardeşleri rahat bırakmak bahanesi ile arkadaşlarına hava atmak için davetiyeyle ayrıldı.
"Ah.. Bugün lena'nın çay partisi vardı. Yaşlandıkça unutkanlık artıyor siz çocukların konuşacak şeyleri vardır. Sizi daha fazla rahatsız etmeyeceğim"
Luce koşar adımlarla giden annesinin arkasından iç çekti.
O da annesinin ne için acele ettiğinin farkındaydı.
"Peki benden nasıl bir iksir istiyorsun?"
Eilese gelecek simya kazanında kendisi yapabileceğini bilse de şuan ki seviyesi ile iyi bir ürün çıkarmayacağına emindi. Artık abisinin nasıl biri olduğunu gördüğüne göre alan yüzüğünden bilgi simsarından aldığı değerli bitkileri çıkardı.
" Aslan ağızı...ay ışığı bitkisi... Bu...Siren gözyaşı değil mi?"
Bitkilere iri gözlerle bakan Luce'un sevimli ifadesine güldü.
"Bu üç bitki ana ürünler olacak şekilde bir formül vereceğim. Arkadaşım abimin dahi simyacı olduğunu biliyor bu yüzden bana davetye ile rüşvet verdi yapabilir misin Luce abi ona bir iyilik borcum var"
Luce bitkileri masaya çıkardığı kutulara özenle koydu.
"Bu tür bitkiler saklama kabında kalmalı yoksa özleri zayıflar Bretia"
Eilese ders veren çocuğa parmağında ki yüzüğü gösterdi.
"Onu alan yüzüme koydum."
Luce ikinci şokunu yaşadı. Nadir bir eşya olan alan yüzüğünden kız kardeşinde olmasını beklemiyordu.
Onda bile yoktu üstelik. Eğer yüzüğü olursa iksirleri ve bitkileri hamal gibi taşımak zorunda kalmazdı.
Aç gözlü bakışları görünce Eilese iç çekti. Çocuk ne kadar olgun olursa olsun çocuktu.
"Sana alan yüzüğü bulabilirim."
Luce tüm dikkatini yüzükte Eilese verdi.
"Sen bunları nasıl? Bekle bekle....kanunsuz bir iş yapmıyorsun değil mi?"
Eilese iç çekerek adalet timsali olan bu abiye nasıl açıklaması gerektiğini düşündü. Şimdiden bir çok yalan söylemişti bile.


KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin