KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)

KADİM CADI 32

Siyah uzun koç boynuzları gök yüzüne doğru yönelmiş güzel bir kadın ortaya çıktı. Ayakları yerine büyük toynakları ve iki siyah kanatlı olmasa onu gerçekten kırmızı ve altın renk alevler içinde yanan bir kadın sanardı.
Ucu ateşler salan İnce kuyruğunu salladı.
"Hoş kokulu kanın sahibi sen misin?"
Qwen çembere damlattığı kanı hatırladı.
"E-evet!"
Kani güzel mi kokuyordu.
"İyi öyleyse seninle sözleşme yapacağım"
Sözleşme için alevler içinde oluşan yazılar Qwen için anlaşılmazdı. Dahası manası sünger gibi emiliyordu zar zor ayakta duruyordu.
Eilese daha önce hazırladığı parşomenti alevden oluşan kağıda attı.
"Lanet cadı beni kandırdın!"
Kadının kükremesi hiç bir şey olmadan bitti.
Manası tükenen Qwen yere yığıldı.
"Ben... Başardım mı?"
Eilese sessizce Qwen'in endişeli kızıl gözlerine baktı.
"Neredeyse başarısız oluyordun."
Qwen halsiz vücuduna rağmen kahkaha attı.
"Çok teşekkür ederim usta!"
Eilese kızı tersledi.
"Ben senin ustan değilim"
Tedor deminki yaratığın Viven'in anlattığı komutan rütbe ruh olduğunu öğrenince soğuk gözleri ışıl ışıl dulgularla parladı.
"Bana da yardımcı olur musun?"
Eilese direk reddetti.
"Hayır"
Viven sessizce Tedor'a fısıldadı.
"Sihirli kelime Usta onu kullan"
Tedor'un çatılan kaşlarına ve tavrında ki redde alayla baktı.
"Usta bana ne zaman ruh sözleşmesi yapacağız?"
Eilese titreyen elini başına bastırdı.
"Bana usta deme" diye tısladı.
Yinede sorusuna cevap verdi.
"Qwen biraz daha iyi olduktan sonra"
Viven çılgınca yerinde sıçradı.
"Oley!"
Tedor garip bir ruh hali içinde son yarım saatte gördüklerini duyduklarını sindirmeye çalıştı.
Kesin bir dille reddedilmesine rağmen bu fırsattan vazgeçmek istemiyordu.
Suikastcıların geri dönme bahanesini kullanarak kızlarla beraber kalmaya devam etti.
" Onu kandırdığımız için ya beni dinlemezse" sonunda Qwen aklına gelen ihtimal ile yattığı yerden doğruldu.
Lav iblis ruhu ortaya çıktığında sonuçta ondan gelen Aura çok baskıcıydı.

Eilese alan yüzüğünden çıkardığı su matarasından içti.
"Hatırlamayacak." ona aptal gibi bakan üç çift göze istemeye istemeye açıkladı. "Sözleşme yaptığı an tüm Zihni bomboş olur ayrıca bu gördüğün hali Gelecekte güçlendiğinde dönüşceği figürü. Şuan zayıf ateş ruhlarından farksız görünecek."
Yüzünde alayla Qwen'e baktı.
"Onu son formunda kullanmak için çok zayıfsın. Şuan ki gücünle ancak bebek halini destekleyebilirsin."
Qwen bugün mazoşist olduğuna kanaat getirdi.
Eilese ne kadar onun güçsüzlüğü ile alay ederse etsin o daha mutlu oluyordu. Ne kadar küçümserse o kadar fazla Gelecekte güçlü olacağı hakkında yersiz bir kanı içine yerleşmişti.
" Teşekkür ederim usta" dedi pişkin pişkin sırıtarak.
Eilese sanki pamuktan duvara sert bir yumruk atmış gibi hissetti. Onunla alay geçmekten Hiç zevk almadı.
Homurdanarak yerinden kalktı. Yürümeye başladı. Üçü hızla peşine takıldı.
"Nereye gidiyoruz Usta?"
Eilese usta kelimesine hissiz kalmış gibi kızmadan cevapladı.
"Uçurum kenarına gidiyoruz"
Bugün kaç defa ona usta demişlerdi? Artık takip bile edemiyordu.
Usta kelimesi onun döneminde değerli bir kelimeydi. Öğrenci ve öğretmen arasında bağı temsil ederdi.
Aldığı öğrenci ustasının bir evlatlık çocuğu gibi olur. Usta öğrencisini çocuğu gibi yetiştirmek zorundadır. Öğrenci de ustasına babası gibi hatta daha fazla saygı göstermek ve Öğretilerini takip etmek zorundadır.
Bu ilişki bir ömürü kapsar.
Şimdi o kutsal kelime bu çocukların ağzında sakız olmuştu.
Çıkar dünyasında güvendiği karşılıklı alış verişe dayanan bu ilişki onun önem verdiği bir şeydi.

Dört kişi uçurum kıyısına geldiklerinde sert esen rüzgar saçlarını geriye doğru süpürdü. Uçurumun alt kısmında sivri kayaların olduğu derin deniz vardı.
Eilese birinci derece cevherden oluşan mızrağı kalem gibi kullanarak öncekinden farklı şekilde çemberi çizdi.
Qwen çoktan ruhla anlaşma yaptığı için olayları keyifle izliyordu.
"Nasıl yapılacağını benden iyi öğrendin değil mi Viven?"
Viven elini havada salladı.
"Usta kanını senin çembere damlatmasaydı bir komutan ruh gelir mi sanıyordun?"
Qwen arkadaşının Eilese'in çizdiği çembere odaklanan gözlerini üzerine bile çekemediği için grupta hava atabileceği diğer kişiye döndü.
"Ruhum hakkında ne düşünüyorsun Tedor?"
Daha önce bu aşamaya şahit olduğu için Tedor merak ettiği soruyu sorma fırsatı yakaladı.
"Onu size yardım etmesi için ne verdiniz ?"
Qwen gözlerini kaçırarak konuştu.
"Sadece değerlendirmede iyi bir sonuç almak için güçlenmemiz gerektiğini söyledim"
Viven homurdanarak döndü.
"Yalancı!"
Daha sonra gözleri Tedor'a odaklandı.
"Eğer bana elli bin sarı lir verirsen sana bildiğim her şeyi anlatırım"
Tedor bir süre sessiz kaldı. Az bir miktar değildi ancak güçlenmek adına gözden çıkarmaya karar verdi.
"Tamam anlaştık"
Viven sırıtarak anlattı.
" Ben sarı gül açık artırma evinin özel vip üyeliğini teklif ettim Qwen ise dördüncü derece bir cevher. Ayrıca ona usta dersen sana ne kadar kızsa da sorunu cevaplıyor"
Kurnaz bir gülümseme gösterdi.
"Sihirli anahtar' Usta' demekte"
Eilese çemberi bitirdiğinde şahit olduğu olay buydu.
"Artık bir ruhla anlaşma yapmak istemiyor musun Viven?"
Viven hızla yanlarından ayrılıp parmağını o demeden keserek çemberin merkezine akıttı. Övgü bekleyen bakışlarını Eilese'e dikti.
"Ne bu kadarını yaptığın için bir de ödül mü istiyorsun? Mananı akıt"
Eilese bir an önce bu işi yapıp artık çoluk çocukla uğraşmamaya karar verdi. Onun gibi sakin birini bile öfkeden deliye döndürüyorlardı.
Viven manasını sağlandığında başta ortaya çıkan insansı mavi su ruhu'na ki ile baktı.
"Defol yarım akıllı"
Su ruhu kaybolmadan önce Viven'e şu fışkırtarak baştan aşağı ıslattı. Qwen kahkaha atarken Tedor gülüşünü gizlemeye çalıştı.
"Oyun oynamayı bırak viven"
Saha sonra renksiz bir insansı biçimde rüzgar ruhu göründü. Bu sefer dersini alan Viven onu kovmadı ancak tükenmeye başlayan manası yüzünden endişeyle Eilese baktı.
"Usta yardım et!"
Eilese ağrıyan başını ovdu. Olayı hızlı bitirmek için kesik olan parmağı tekrar kanattı. Çemberin dışına damlattı.
"Kazandığın elli bin sarı lire el koyuyorum"
Bu sefer Qwen'de olduğu gibi bana borçlusun demeyi tercih etmedi.
Bir uzuvu koparılmış gibi yaşlı gözlerle bakan kızı umursamadı. Neyse ki fazla sürmedi. Sert rüzgar dört kişiyi uçuracak kadar şiddetlendi.