KADİM CADI 84

1.9K 294 34
                                    

Canlar iki gün oldu ama çok özledim sizleri bugün göndereceğim toplam iki bölüm var. 32k dan 2 gün içinde 38 k okunma sayısına çıktık bu yüzden çok mutluyum. Bu hızla kitabın sonunda TUTSAK kitabımda ki gibi 1M ye yaklaşır miyiz dersiniz? Ay inşallah hadi bakalım iyi okumalar...

Su verirken Eilese'in davranışını Eleştirdi. Ancak suyu içen yaşlı bir yudum almıştı ki kervandan ayrılan adamların yanına daha çok insan toplamaya başladı.

"Lütfen nazik beyefendi bana da su verin"

"Lütfen bana da su "

"Bebeklerim için bana da su verin"

Kısa sürede bir kişi beş kişiye beş kişi ise bir gruba çıktı.
Başta onlara su vermeye devam eden genç adamın arkasında ki adamlar daha fazla dayanamadı.

"Efendim daha fazla dağıtırsanız giderken bizim ve adamlarımızın içmeye suyumuz kalmayacak"

Genç adam arada kalmış gibiydi.
Sadece bir ihtiyara biraz su vermek istedi. Nasıl olduğunu anlamadan şehirde ki çoğu insan etrafını sarmıştı.

"Lütfen Genç adam bana da su"

Kalabalık genç adamın arkasında ki adamların sözlerini işitince endişe ile daha fazla seslerini yükselterek yalvardılar.

Bu yüzden şehirden biraz daha uzak olanlar dahi toplanmaya başladı.

"Üzgünüm daha fazla veremem"

Genç üzüntü ile kalabalığı yatıştırmaya çalıştı ancak durum istediği gibi gitmedi.

Kim başlattı bilinmiyor ancak susuz insanlar kervana koşup saldırmaya başladı.

Soyulmak üzere kalan askerler Mecburen kılıçlarını çıkardı.

İlk su verdiği yaşlı adam paslı bir hançeri gence uzattı.

"Efendinizi öldürmemi istemiyorsanız tüm suyu bırakın!"

Sesi su içtiği için olsa gerek daha güçlü çıkmıştı.

Gençlik neye uğradığını şaşırdı. Adamlar efendisi ile tehtit edilince kendileri tutmayı bırakıp yaşlı adamın başını uçurdu.
Kalabalık kana ve arada ki güç farkına rağmen saldırmaya başladı.

Kısa sürede küçük çapta bir kayliam çıktı.
Evet savaş değildi.
Tek taraflı katliam!
Genç ne kadar durmalarını bağırırsa bağırsın kimse durmadı.
Ellerinde odun sopalar ve taşlar olan zayıf kötü halde ki acınası insan grubu on dakika bile sürmeden öldürüldü.

Geri kalanlar kendilerini tutarak geriye çekildi. Ancak yollarını kapatmayı bırakmadı.

Kan kuru çöl toprağını ıslattı.
Gözlerinde ki yaşlarla az önce olan katliam'ı izleyen adam dizlerinin üzerinde ilk ölen su verdiği yaşlı adamın bedenini tutuyordu.

"Ne-den?"

Sadece yardım etmişti.
Neden işler bu hale geldi?

Eilese ağır adımlarla gençliğin yanına geldi.

"En başta Onlara su vererek iyilik yapmadın onları ölüme mahkum ettin"

Başını iki yana sallayıp iç çekti.

"Birine bir yudum su verdiğinde sana minnet duyacaklar daha fazlasını isteyecekler sen verdikçe alacak ve teşekkür edecekler ancak vermeyi bıraktığında sen en kötü insan olacaksın."

Genç adam öfkeyle bağırdı.
"Onlara su vermek iyilik değil mi! Senin gibi insanlar yüzünden bu haldeler!"

Eilese yorgun bir şekilde iç çekti.
Gerçekten cahillerle konuşmak en zor olanıydı.

"Eğer iyilik yaptım demek istiyorsan onların Su sorununu çöz bir damla suyu sadaka olarak dağıtma. Bu seni iyi biri olarak göstermez. Aksine şuan yaptığın gibi sonuçlanır onlar belki hayatta kalabilirdi ancak senin aptalca davranışın yüzünden öldüler. En başta su vermeseydin o önünde ki adam bu yerde yatanlar hala yaşıyor olurdu! Bana iyilik yapıyorum deme sen sadece kötülük yaptın. Sadece kendi vicdanını rahatlatmak övünmek kendi bencilliğin yüzünden yaptın! Eğer gerçekten onlara acısaydın ve iyilik yapmak isteseydin...."

Eilese daha fazla konuşmak istemedi.
Igrenen gözlerini adama dikti.

" Senin gibi iyilik arkasında saklanan bencil insanlar midemi bulandırıyor "

Genç adam hakaretlere daha fazla dayanamayarak bağırdı.

" O zaman sen ne yaptın! Benim yapamadığım ne yaptın? Su bile vermedin!"

Eilese duvar ile konuşsa dediklerinin daha iyi anlaşılacağına emin olarak adamla daha fazla söz münakaşasına girmedi.

Parmağını gök yüzüne uzattı.

" °f¬qqr~tt¿"

Bir insanın telefuz edemeyeceği bir kelimeydi.
O kelime Ejderha dilindeydi.

Duyan Insanlarin kulakları çınladı zayıf ruhları olanların burunları ve kulaklarından kan geldi.

Ama sonunda sıcak çöl şiddetli rüzgarla sarsıldı. Ardından hava soğudu gök gürledi.

Yağmur tarihte hiç olmadığı kadar çılgınca yağmaya başladı.

"Kurtduk!"

"Su !"

"Su!"

Şehrin insanları Eilese'in önünde diz çöktü.

"Yağmur getiren rahibe sana şükranlarımızı Sunuyoruz!"

Ancak aşırı ilgi ve gözlerde ki ibadet Eilese rahatsız etti.

Bir anda kalabalık arasında yok olduğunda Genç adam ona afallamış ifade ile bakıyordu.
Soylular cadı büyücü gibi insanların varlığına alışkın olsa da halkın görmesi çok nadirdi.

"O bir büyücü mü efendim"
Gençin yanında ki adam sesi titreyerek sordu.
Afallamış genç hala hayatta olduğuna şükrederek cevapladı.
"Öyle olmalı."

O bir büyücüye bu sözleri söylemiş ve hayatta kalmıştı!
Yaşadığı şoku adamları farklı şekillerde yaşıyordu.

"Çölde bir büyücü ile Seyehat etmişlerdi!"

Ne büyük şans!

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now