KADİM CADI 49

2.8K 309 37
                                    

Tanrılar Sunağı bir çok güçlü Takım yıldızının (sahte tanrı) ortaya çıktığı en eski Gezegendi. Bir tür sınav ve denemelerini bulunduğu dünyada güçlenmek kadar ölmekte kolaydı.
Yasalar ve yasaları yerine getirenler mevcut değildi.
Bu dünya güçlülerin haklı olduğu bir sistemle yönetiliyordu. Dolayısı ile krallıklar değil tarikat klan ve mezhepler vardı.
Bu küçük örgütler kendi içlerinde akademi gibi öğrenci yetiştirerek güçlerini artırma yolunda ilerliyordu.
Eilese bu gezene ilk geldiğinde zihninde tuhaf bir ses duydu. Önce ki sesten farklı olarak daha yapay duygusuzdu.
Bir anormal tesbit edildi!
Bir anormal tesbit edildi!
Bir anormal tesbit edildi!
...
Anormal Tanrılar Sunağı'na uygun hale getiriliyor.
Deneme başarısız!
Deneme başarısız!
...
Deneme başarısız!

Eilese ne kadar zaman geçti bilmiyordu ancak sonunda farklı bir kelime duydu.

Dışarıdan Yabancı bir müdahale mevcut.
İzinsiz giriş!
Tehlike!
İzinsiz giriş!
İşlem tekrar düzenleniyor.
Yükleniyor...
Bir anormal tesbit edildi!
Anormal Tanrılar Sunağı'na uygun hale getiriliyor...
Deneme başarısız!
Deneme başarısız!
...
Deneme başarılı!
Anormal dünya için uygun olarak düzenlendi.
Kimlik oluşturuluyor.
İşim belirle?
Eilese(Ay)
İsim dünya diline göre değiştirildi.
______________
Yeni kimlik
İsim : Laria (Ay)
Irk : Melez
Yaş : 7
Ünvan : köle
Can:20/10
Mana:10/10
Güç :2(-2)
Dayanıklık:5(-2)
Çeviklik :3(-2)
Zeka:7(-2)
Durum: Zayıf beden, hafif zehir tüm fonksiyonlar düşürüldü.
Yetenek : Gezegenin Sesi
________________

Eilese gözlerini açtığında yedi yaşında bir çocuğun bedeninde kendini buldu.
Daha önce aldığı bilgiler sayesinde duruma hızla adapte oldu.

"Seni aptal köle!"

Bu sefer ne bir soylu ne bir insan nede bir normal halktandı.
Krallıkla yönetilen bir dünya değildi.
Laria denilen köle çocuğun bilgisi kıt olsa da şuan bulunduğu Klan iblis soyunu savunan kötücül bir klan.

Adamın ayağı sol tarafına vurunca yere düştü.
"Sana hayvanlara yemek vermeni söyledim kendin mi yedin!"
Domuz benzeri hayvanlara verilen atıklardan bahsediyordu. Eilese bedenin ne kadar aç olduğunun farkında olarak haksız bir şekilde suçlandığını biliyordu.
Ancak aşırı güçsüz ve durumda bahsedildiği gibi " Durum: Zayıf beden, hafif zehir tüm fonksiyonlar düşürüldü."
Yazısı gözünün önündeydi.
Bir tür yardım eden fonksiyon gibiydi.
Yetenek olarak var olan "Gezegenin sesi " yeteneğinden kaynaklı bir güçtü.

Gezegen Tanrılar Sunağı yabancıya adabdasyon süreci için bir yetenek bahşetti.
"Gezegenin sesi" Efsanevi yetenek kazandınız.

İkinci ve üçüncü ayak darbesi sonunda Eilese'in içinde bulunduğu beden dayanamayarak çöktü.
Bayıldığı için gelen bildirimleri duymadı.

Konuk beden acil geçiş nedeniyle ani ölümü tek seferlik olarak engellendi.

Konuk beden stabil hale getirildi.
Yabancı* verileri tarandı. Başlangıç seviyesi için düşük bulundu.

Eğitim modu aktifleştirilecek onayla /reddet.
On saniye içinde reddetmediniz taktirde otomatik olarak onaylanacak.
On
Dokuz
Sekiz...
...
Iki
Bir
[Eğitim modu aktifleşti.]

Eilese tekrar kendine geldiğinde atıldığı ahırın kenarında olduğunu fark etti. Üst üste yığılmış bildirimler saydam bir kağıt üzerinde yazılmış gibiydi.
Tuhaftı. Bir şekilde kendini kadim zamanlarda ki eğitim simülasyon düzeneği altında hissetti.
Tanrılar sunağı eski gelişmiş bir gezegen olarak gezegenin sesi ve verileri daha gelişmiş şekildeydi. Burada yaşayan canlıların bilgisini gezegenin kendisinden daha iyi kimse bilmezdi.
Edindiği bilgi harika bir durumdu. Saldırı yeteneği olmasa da konuk beden ve ruh uyumu dünya ile bağlantısı önceki gibi kolay koparılmayacaktı. Düşük derece de bir dünya olduğu için onu yöneten tek bir takım yıldızı (sahte tanrı) vardı. Her takım yıldızı gezegenler için oyun alanı bir tiyatro olarak bakar. Hoşnut olmadıkları şeyleri değiştirmeye çalışır yada eğer gezegen kaldırabilirse kendi güçlerininden hediye ettiği bir cisimleşen (inanan) edinirdi. Bir daha o kadar aciz hissetmek istemiyordu.
Tanrılar Sunağı'nı yöneten tek bir takım yıldızı (sahte tanrı) yoktu. Bu yüzden buradan atılması zordu.

Eğitim modu? Bu bir şekilde uyum sağlamak için bana uygun tasarlanmış rehber simülasyon olmalı.

Yattığı soğuk zeminden kalkmaya çalıştı. Ancak acı keskindi sırtını duvara vererek bedenini sabitledi. Gezegen onun ölmesini engellemiş olsa da iyileştirmemişti. Sadece kritik bir aşamadan kurtarmıştı.
Hala bu bedende zayıf bir zehir vardı.
Üstelik aç ve bakımsızdı.

[Görev : Bedenin zehrini yirmi dört saat içinde iyileştir.
Ödül : Bir yetenek puanı-Temel bitki bilgisi
Başarısızlık : ölüm]

Eilese yeni bildirime bakarken gülme isteğini tuttu. Ödül vermek için çabalayan bir rehberi vardı. Görev olmasa da bir şekilde kendini iyileştirmesi gerekiyordu.

"Bilgilerimin çoğunluğu önceki dünyadan olduğu için bu dünyada bilmediğim pek çok şey olacaktır."
Temel bitki bilgisi bu konuda güzel bir ödül olacaktı.
Önce yerinden kalkıp bir an evvel zehri iyileştirmesi gerek.
Elinde ki yırtılmış kirli kanlı deriyi yaladı.
" mantar zehri? "
Doğada bulunan bir tür yabani zehirli mantardan dolayı bu durumda olduğu ortada. Zaten kim bir köleyi zehirlemek isterdi ki?

"Laria iyi misin?"
Telaşlı ses üzerinde eski de olsa temiz kıyafetler giyen bir kadından geliyordu.
Eilese'in kirli görünümünden iğrenmeden yerden kaldırdı.
"Bu pislik Onke! Sonunda seni döverek öldürecek!"
Gerçekten sinirli bir duruşu vardı. Kızarmış gözlerinde ki yaşı yamalı mendili ile sildi.
"O acımasız adam!"
Sinirli üzgün ve dahası acıyan ses tonu çok gerçekçiydi.
Eğer Eilese bu bedenin yaşı gibi yedi yaşında bir çocuk olsaydı onun samimiyetine inanırdı.

Kızın onu kaldırıp yıkık eski bir kulübeye götürmesine izin verdi. Gözleri daima tetikte olsa da yüzünde hafif bir gülümseme gösteriyordu.
"İyiyim üzülme"
Bedenin anısına göre bu kız onunla ilgilenen tek köleydi. Aç kaldığında ona gizlice yemek veren hatta...
Yabani mantarları veren kişi(!) Bunu hatırlamadan önce bile şüpheliydi.

"Nasıl iyi olabilirsin şu haline bak! O pislik adamdan nefret ediyorum. Bu sefer ne için vurdu sana?"

Yüzünde kızgınlık görünse de gözleri eğlenen parıltılı ışık saçıyordu. En sevdiği tiyatroyu izler gibiydi.

"Önemli değil Yeki. Ben... Açım"
Yeki öfkesini unutmuş bir halde Eilese baktı.
"Bugün yemek vermediler. Yiyecek bir şey var mı diye bakacağım bekle"
Eilese başı ile onaylarken onda şüpheli gördüğü her şeyi sıraladı.

İlk şüphe yanına geldiğinde kendi göz yaşlarını silecek bir mendili vardı ancak kanayan elini sarmaya yeltenmedi.

İkinci şüphe kıyafetleri çok temizdi. Kumaş kaliteli değil yıpranmış ancak yırtık da değildi. Ve iyi beslendiği belli oluyordu. Hiç aç kalan biri gibi hastalıklı sarımsı bir teni yoktu. Ona kıyasla Larina bırak temizliği yırtık pırtık dilenci gibi giyiniyordu. Teni sarımsı ve hastalıklı görünüyordu.

Üçüncü şüphe ne için vurduğunu sorarken öfkeli görünmesine rağmen gözlerinde ki zevk gizlenmedi.

Sonunda hatırladığı mantar olayı var. Bu kız onu hedef almış durumda ve iki yüzlü davranıyor.
Eilese masum ayaklarına yatan sinsi insanlardan nefret eder. Tek sebep can sıkıcı olmaları.
Daha doğrudan olsa da bu dünyada güçsüz bir böcekten farksız olduğu için dikkat çekmeden yaşamalı.
En iyi rol ise bu kızın oynadığı masum sinsi karakteri.
Eilese için uzun yaşam anahtarı şimdilik bu can sıkıcı rolü oynamak zorunda kalması ile sonuçlandı.





KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now