KADİM CADI 21

3.2K 421 24
                                    

Sarı parlak uzun saçları beyaz gömleğinin sol omzundan aşağı doğru sarkıyordu.
"Bulut yılanımı bulanla aynı kişi mi?"
Hissiz sesi odada yankılandı. Matilda önceki kendini beğenmiş tavrını kaybetmiş hürmetle yanıtladı.
"Evet majeste."
Velihat Prens Arche soğuk yüzünde hafif bir tebessüm belirdi.
"Rüzgar yatkınlığı olan kişi kız kardeşim. Bu durumda diğer prenslerin Kanatlı Güneş aslanını alma ihtimalini yok sayabiliriz. Birinin bizden önce davranması konusunda endişe etmemize gerek yok"
Matilda onaylayan bir ses çıkardı.
"Bretia Valerec... Onu bana getir. Şimdilik diğer kardeşlerimin çabalarını izleyelim"
Beyaz bulut yılanı tıslayarak hareket etti.
Ertesi gün verdiği iki puanla kazandığı atmış puanı düşününce iyi bir ruh haliyle uyandı.
Kütüphaneden aldığı Manevi canavar bakımı ve Manevi bitki yetiştirme kılavuzu adlı iki kitabı Sonya'nın önüne koydu.
"Eğer bir akademiye geldiysek birşeyler öğrenmeliyiz. Bunlara çalış bir ay sonra seni sınav yapacağım"
Elinde iki kalın kitap ile odada kalan asıl mesleği hizmetçi olan Sonya ekzantirik efendisine ne zaman alıştığını düşünse bir şey oluyor ve henüz onu tanımadığı ortaya çıkıyordu.
Eilese odadan ayrılınca küçük bir not defteri çıkardı. Kötü yazısı ile bir madde daha ekledi.
"Leydim eğitimi çok sever "
Diğer maddelere bir göz gezdirdi.
İlk madde Tito'yu ilk gün gördüğünde yazılmıştı.
"Leydim kedileri sever." havada uçan güveyi görünce bu maddenin üzerini çizdi "Leydim hayvanları sever" olarak düzeltti.
"Leydim sessiz ortamı sever"  gibi bir çok sıralı neyi sevip neyi sevmediği yazan listesine baktı.
Bir hizmetçinin görevi hizmet ettiği efendiyi tanımaktır.
Sonya azimle kendini kitaplara adarken Eilese Matilda'in çağrısı ile odasına gitti.
Matilda'nın olması gereken masanın arka tarafında oturan sarışın bir adam vardı.
Tanıdık simanın kim olduğunu hatırlayınca biraz gecikmiş selamı verdi.
"Dük Valerec'in en küçük kızı Bretia Krallığın parlayan güneşi Velihat Prens Arche'yi selamlar"
Sessiz ortamda sen bir kahkaha sesi hazırlıksız yakaladı.
"Gördün mü Matilda gerçekten de beklentilerimi karşılıyor."
Gözlerini Eilese'e dikti. Ortamda ki rahat atmosfer yok oldu.
"Daha önce tanıştık mı Leydi Bretia?"
Eilese keskin ortamı umursamadan yanıtladı.
"Hayır majeste Akademiye geldiğim gün ülkenin tarihi geçmiş savaşlar sinir devletler ve tabiki kraliyet ailesi hakkında kitap okudum. Kütüphane kayıtlarına bakabilirsiniz"
Velihat Prens önceki keskinliğini kaybetti.
"Beni kitaptan tanıdığını mı söylüyorsun?"
Şüpheli bakışları ses tonunda da gizlenmemişti.
Eilese onayladı.
"Evet majeste küçüklüğümden bu yana gördüğüm duyduğum yada okuduğum hiç bir şeyi unutmadım"
Bu sözlere şaşıran kişi sadece Velihat Prens değildi.
"Annenin kalanında ki bilgiler..."
Eilese neyi sormaya çalıştığını anlayarak yanıtladı.
"Öğretmen Matilda benim Gayri meşru bir çocuk olduğumu biliyor değil mi?"
Matilda başı ile onaylarken konuyu nereye getirmeye çalıştığını anlamaya çalıştı.
Eilese siyasette uzak durmaya çalıştıkca içine düşmeye başladı. Bu durumda en güvenli yol tarafsızlığını erkenden ilan etmek.
" Ben Dük Valerec'in sadece övündüğü döllerinin sonuçlarından biriyim. Annem ben Altı yaşında öldü. Klanım göçmen ve babam bir asil bu yüzden beni terk etmek zorunda kaldı. İyi meziyetler başarılar doğurur. Başarılar ise aç gözlülük. Kimse birinin elinde hapsolmak olmak istemez "
Uzun konuşmanın özü tüm söylentilerde ki ise yaramaz kız Bretia sadece rol kesmişti. Dük'ün onu kullanmasını istemediği için gizlenmişti. Altı yaşında anılarını hatırlamak onun ezber yeteneğiydi.
" sana istediğin özgürlüğü veremem ama Kanatlı güneş aslanı rüzgar yatkınlığı olan biri ile sözleşme imzalamasını başarırsan istediğin başka bir şey sunabilirim."
Eilese bir süre sessiz kaldı.
"Prensesle mi sözleşme imzalamasını istiyorsunuz?"
Arche başı ile onaylarken şaşkınlığını bir kaç saniye gizyemedi.
"Evet"
Eilese yüzüğünden bir kağıt çıkarıp çalışma masasına koydu. Tüy kalemi ile karışık bir formül yazdı. Kağıdı prense uzattığında biraz sıkılmış ifadesi vardı.
"Burada rüzgar yakınlığını artıracak bir iksir formülü var güvendiğiniz bir simyacıdan otuz iksir yapmasını isteyin bir ay boyunca prenses hergün iksiri içip mana yetişim yapsın. Bir ay sonunda manevi canavara kendi  manasını karıştırarak bir şişe iksiri hediye etsin onu kabul edecektir."
Arche formüle bakarken eli hafifçe titredi.
" Bana formülü direk veriyor musun? "
Eilese şaşkın Matilda'yı umursamadı. Luce'e verdiği formülden kat be kat düşük olan sadece rüzgar Elementi için uygun olan basit bir formüldü. Eski zamanlarında her dükkan bu iksiri satardı. Şimdi paha biçilmez olması büyünün geri kalmış olmasının acımasız sahnesiydi.
"Bunu ben küçükken klanın cadısında görmüştüm. Büyüyene kadar anlamadığım çizimlerdi."
Arche kağıdı katlayıp alan yüzüğüne koyarken keyfi yerindeydi.
"Bu formülün sahipliği karşılığında ne istiyorsun?"
Eilese aileden ayrı bir köşk'ü düşündü. Akademi bittiğinde Dük'ün evine gitmek hem onlar hemde kendisi için sorun demekti.
"Bana bir köşk verebilirsiniz. En azından eve gitmem gerekmez"
Basit nedene bağlı istek Velihat prensin keyfini iyice yerine getirdi.
"Pekala sana benim mülküm olan Dolunay köşkünü vereceğim." Duvarları gece incileri ile süslü olan köşk lüks şekilde dekore edilmiş oldukça beğenilen bir yerdi. Prensin reşitlik töreninde kraliçeden aldığı bir hediyeydi.
"Teşekkür ederim Majeste formül ben dahil kimse tarafından kullanılmayacak." biraz duraksadı.
"Tabi Anne klanımın cadısı konusunda bir şey yapamam."
Prens önemli olmadığını söylercesine elini salladı.
"Çekilebilirsin Leydi Bretia."
"Emredersiniz Majeste"
Eilese odadan çıktığında bir kez daha oda sessizliğe büründü.
"Matilda gerçekten öğrencin bir dahi."
Matilda da hafifçe gülümsedi.
"Evet majeste"
Eğer Prens değil kendisi sorsaydı bu formülü ortaya çıkarmayacağını ikisi de biliyordu.






KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now