KADİM CADI 81

1.9K 269 49
                                    

>>>Av olursa kıyafetsiz olur mu dedik Amor'a en benzeyen resmi koyduk<<<<

Av etkinliği kızıl göletin yakınlarındaydı. Göletin kızıl olarak adlandırılma sebebi güneş battığında ve doğduğunda rengi kırmızıya dönmesi yüzündendi.
Velihat Prens gösterişli av kıyafetleriyle krem rengi nadir atına binmiş şekilde beklemede kaldı. Hemen yanında Prens Eduard Colin beyaz saf kan atıyla duruyordu.
"Majeste çok şık duru.."
Eilese diğer Leydilee gibi elbiselerle değil av kıyafetleri ile gelince Ariet'in Prens Arche'ye sevgi sözcükleri yarım kaldı.
Zira prens Arche ona bakmaktansa yaklaşan prensese gözlerini dikmişti.

"Amor?"

Prens Eduard Colin 'de aynı şaşkınlığı yaşadı.

"O prenses değil mi?"
"Evet yanılmıyorsun."
"Neden av kıyafeti ile geliyor ava katılmayacak değil mi?"
Leydilerin şaşkın nidaları Qwen ve Viven'inde dikkatini çekti.

"Oh Qwen hayal görüp görmediğimi söyle!"
Viven arkadaşının kolunu sıkıca tutmuş iri gözlerle prenses Amor'a bakıyordu.

"Ha-hayır hayal değil zira hayalse bende aynısını görüyorum!"

Viven yerinde zıplayarak neşe ile gülümsedi.

"Ruhlar aşkına Idolümü buldum! Neden kadın olarak doğdum ben?"

Qwen arkadaşının sözlerini duymadı koyu mavi  yelek içinde beyaz av kıyafetleri giymiş olan prenses Amor saçlarını toplayarak mesafeli bakışları etrafında ki kalabalığı süpürdü.

Sanki herkesin şaşkın  tepki dolu ifadeleri ona yönelmemiş gibi rahat bir tavırla Prens Eduard Colin'e döndü.

"Bu krallıkta kadınların avlanması yasak mı?"

Velihat prens Arche hoş bir kahkaha attı.
"Hayır böyle bir yasa yok ancak Prenses krallığımızda ki Leydiler katılmaktansa izlemeyi tercih eder."

Prens Eduard Colin yaşadığı şoku yeni atlatabilmişti.

"Yeni iyileştin ava katılmayı da nereden çıkardın Amor? Babamın beni sürgüne göndermesi ya da idam ettirmesi gibi bir amacın mı var?"

Eilese yeni abisine soğuk duruşundan zıt bir sıcaklıkla gülümsedi.

"Babamın sana söylediklerini yapmayacağını ikimizde biliyoruz abi"

Prens Eduard Colin altından inip kız kardeşinin yanına seri hareketler gitti.

"Eğer başına bir şey gelirse bunu yapan sadece babam değil abimde olacak Amor lütfen Leydilerin yanına dön"

Eilese endişeli abisinin koluna girip omzunu yasladı.

"Sadece tavşan avlayacağım söz"

***
Kılıç kolunda ki kumaşı kesip geçerken Eilese abisine verdiği sözü hatırladı.

"Sadece tavşan avlayacağım söz"  mü?

Evet şuan avlamıyor avlanıyordu(!)

Hemde zamanında yardım ettiği Prens Raizel tarafından!
Nefes nefese kalmış bedeni zorladığı son noktadaydı. Titreyen bacakları üzerinde durmak güçtü.
Bu noktaya nasıl mı geldi?

Bir kaç saat önce

"Unutma Amor av sahasının dış bölgesinde avlanacaksın"

Eilese iç çekti.

"Tamam!"

Eski tanıdık iki kişiye döndü.
"Gidelim mi Leydiler?"

Prens Eduard Colin'in ısrarcı karşı koyuşları sonunda Leydi Viven ve arkasından sürüklediği arkadaşı Leydi Qwen prenses Amor'a eşlik edeceğini söylediğinde Prens Eduard Colin biraz daha sakinleşti.

Sadece dış bölgelerde avlanma koşulu ile  üç leydinin ve arkalarında eşlik eden iki şövalye sayesinde izin verdi.

"Prenses Ülkenizde kadınların av etkinliklerine katılması normal mi?"

Viven'in sorusu Eilese'i güldürdü.
"Ah bilmiyorum. Yıllardır yatağa mahkum yaşadım. Ve iki hafta önce ayağa kalkacak kadar  iyileştim"

Qwen yüzüne gelen  kızıl saçlarını geri süpürdü.
" geçmiş olsun prenses"
Sesinde herhangi bir acıma yoktu. Eilese bundan memnun olarak yerde onlara eşlik eden Cehennem Çakalı yavrusuna baktı.

" önemli değil. Yatakta kaldığım sürece dünyayı kitaplardan öğrenmeye çalıştım. Şimdi ayağa kalktığıma göre kendimi geri tutacak sabrım yok." gözleri ile manevi canavarı işaret etti"Ateş nitelikli manevi canavar? O halde siz ateş büyücüsü yada Ateş ruhuna yatkınlığı olan bir cadı mısınız?

Qwen gururla yanıtladı.
" Evet bir Cadıyım. Peri kanı taşıyanların gelişimi farklı oluyor diye biliyordum. Cadı yada büyücü hakkında bilginiz olmasına şaşırdım."

Eilese kıkırdadı.
"Okuyacak bol zamanım oldu"

"Şuraya bak Qwen bu bir Çift kulaklı benekli sincap!"

Basının iki yanında ikişer tane olmak üzere kulakları olan açık kahve kürkünde siyah büyük beneklerle süslenmiş sincap bir izci yeteneğe sahip manevi canavardı.
Canlısı oldukça pahalıydı.
Viven atını ileri doğru sürdü.
Hemen ardından şövalyelerden biri onu takip etti.

Qwen giden arkadaşının arkasında endişe ile baktı. Sorumluluk duygusu yüksek olmasa prensesi burada bırakıp Viven'in arkasına koşardı(!)

Bir süre geçtikten sonra hala dönmeyen arkadaşı yerine davetsiz bir misafir geldi.

"Neden dış bölgede bu kadar nadir hayvanlar var?"

Gerçekten bu Eilese'in de dikkatini çekti. Bu sefer gelen yarasa kanatlı gece panteriydi. Çok nadir gündüz avlardı.

Onları koruyan şövalye manevi canavarlar savaşmaya gidince Qwen'de ona yardım etmek için ilerledi.

" Bekle... "
Ne yazık ki Eilese zamanında ikiliyi durduramadı.
Bir şeyler tuhafı.
Özellikle onu yalnız bırakmak için planlanmış gibi duruyordu.
Sol tarafından gelen oku engellerken atı hızla sürdü.
Kamp alanına geri dönmesi gerekiyordu.
Şuan ki bedenin potansiyeli öncekilerden daha iyi olsa da yeni yataktan kalkmıştı ve henüz gücünü oluşturmamış olduğu için Bretia'dan hatta sonra ki Larina'nın bedeninden daha zayıf durumdaydı.

"Nereye kaçtığını sanıyorsun?"
Atın boğazını kesen kılıç yüzünden Eilese bindiği attan yere atladı.
Gözleri ona saldıran kişiyi görünce şaşırdı.

"Prens Reizel?"

Prens Reizel'in gozlrrinden alaycı parıltı hızla geçti.

Kılıcını daha seri bir şekilde sallamaya başladı.

"Bir de bunu karşıla"

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now