KADİM CADI 80

2K 293 40
                                    

Oy veren yorum yapan elleriniz dert görmesin ^^. İlk defa bir hikayem bu kadar çok bölüme sahip oldu kendimi kutluyorum vuhuuuu....

"Eilese..."

Yansıyan ışık altında beyaz ejderha görkemli bir şekilde tepeye indi.

Sözleri herhangi mana yoksunu bir insanı öldürecek Ejderha dilinde çıkıyordu.

"Aoron?"

Eilese özlem dolu bakışlarını biricik dostuna dikti. Bunun bir rüya olduğuna ne kadar emin olsa da var olan her an'a tutunmak istiyordu.

"Ne bu bakışta ne? Görkemimden bu kadar etkilendiysen evlenmeye ne dersin?"

Eilese gülmek ağlamak arasında gidip geldi.

"Aptal~"
Sesinin titremesine engel olamadı. Nasıl bir iblis olduğunu bildiği halde kararmış kalbine rağmen ona bunu teklif etmeye devam edecek kadar aptaldı.

"Ne? Yüzünün şu haline bak! Ağlayacak gibi duruyorsun. Bir ejderha olarak ilk aşkım kendim olabilir ama ikinci sırada seni sevebilirim."

Eilese kahkaha attı. Aoron'un endişe dolu bakışlarına denk geldiğinde aynı huysuzlukla sordu.

"Ne? Bu bakışta nerden çıktı güzelliğimden o kadar çok mu etkilendin?"

Aoron kar gibi parlak ejderha görünümünü değiştirerek insan formuna geçti.
Beyaz kaftanının üzerinde parlayan mavi elmaslar ışıkta parladı.
Tacını gören herhangi bir kıralın kıskanacağı kadar lüks içindeydi.
Ejderhalar gerçekten parlak ve değerli şeyleri severlerdi.

Aoron yanına yaklaşıp elini Eilese'in yanağına koydu. Baş parmağını hareket ettirerek yanağını okşadı.

"Neden gözlerin bu kadar çirkinleşti. Bana gözlerine bu kırgınlığı yerleştireni söyle onu yeryüzünden sileceğim"

Eilese gelen sıcaklığa sıkıca sarılmak istercesine kendini Aoron'un kollarına attı.
En uzun yıllar ona eşlik eden dostunu o kadar özlemişti ki belki kendi anne ve babasını hatta ona verdiği aile sevgisini çoktan unutmuştu. Ancak Aoron onun ailesi gibiydi.

yoldaşı.

Annesi

Babası

Kardeşi

Abisi

Herseyi olmuştu..
Tabi ki ölümü en çok acıtan da o olmuştu.

Aoran sarılışına karşılık verdiğinde yavaşca kollarından kayboldu.

"Ağlama Eilese ağladığında gözlerin çirkin oluyor"

İhtişamlı ejderhanın vedası böyle oldu.

Parlak boşlukta bir süre daha ağladı.
Bir rüya ancak bir kez daha konuşabilirler mi?

Gercekten beklemekten vazgeçmekle doğru olanı mı yapmıştı?

Ölmekte gitmek değil miydi?
Beklese geri dönerler miydi?

Gözlerinde yaşlarla uyandığında küçük hizmetçi baş ucunda duruyordu.

"Bana su getir"

Sonya hemen hareketlenerek su almaya gitti.
Prenses neden ağladı? Gerçekten bir prenses de olsa insan üzülecek bir şeye sahip oluyor olmalı.
Acaba sayıkladığı Aoron kimdi?

***

"Viven!"

Sarı gül açık artırma evlerinin sahibi olan Lord Gaiden öfkeden deliye dönmüş haldeydi.

"Nerede bu kız! onu buraya çağırın! Hayır hayır Çabuk bana nerede olduğunu söyleyin!"

Lord Gaiden hizmetçilere bağırırken bir yandan çalışma odasına gitmekten vazgeçip şımarttığı kızının odasına yöneldi.

"O aptal arkadaşına vip üyelik vermek için beni ikna ettiğine inanamıyorum!"

Kilitli kapıyı açmaya çalışırken uşak telaşla bağırdı.
"Efendim sakinleşin doktor sinirlenmemenizi söyledi!"

Bu sözler Lord Gaiden'i sakinleştirmektense daha çok öfkelendirdi.

"Sakin mi olayım? Sakın mi olayım? Dük Valerec beni soyarken ben sakin mi olayım bu kız yüzünden ailemiz onun hizmetçisi gibi oldu!"
Eli ile kapıya sertçe vurdu.
O kadar ofkeliydi ki bıyıklarına kadar titriyordu.
Kırmızıya calan yüzü ile bağırdı.

"Ne hizmetçisi bir köle! Hizmetçi bile para alır. Bedava çalışan köle gibi olduk! Nerede anahtar? Ne duruyorsunuz anahtarları getirin!"

Lord Gaiden kapıyı açtığında sevgili kızı el sallayıp ikinci kattaki pencereden atlayarak kaçtı

"Viven! Seni kahrolası! Eve gelmeyi aklından bile geçirme!"
Pencerenin pervazinda avaz avaz bağıran Lord Gaiden'i biri görse gülmekten yere düşerdi.

Viven ilk pencereden atladığında kızının intaar ettiğini sanıp korkmuş sonunda rüzgar yeteneği sayesinde sadece 'kaçtığını" fark edince Viven'in pencereden atlaması öfkesini dindirmek yerine daha şiddetli olmasına neden olmuştu.

" Bundan sonra ikinci katta ki tüm pencereleri mühürleyin! Nasıl eve girecek göreceğim! "

Bu kaçışı çoktan yedinci kez gerçekleşmişti.

Bir ay bile olmadan yedi kez pencereden atlamak...

Nt Nt Nt... İnsana iç çektiriyordu.

***
"İşte böyle oldu Qwen gerçekten bu sefer evden kovuldum! "
Viven ağlamak için akademide yakın olduğu arkadaşına gitti.

"Öncelikle Viven seni düzeltmeliyim ki sen kovulmadın babandan korktuğun için kaçtın"

Ruhsuz arkadaşının cevabına iç çekti.
"Bana hiç acımıyorsun değil mi o yaşlı adam başta benimle aynı fikirdeydi. O da onaylamıştı."
Qwen anlayışla sırtını sıvazladı.
"Kim dük Valerec'in bu kadar yüzsüz olduğunu tahmin ederdi ki açık artırmadan aldığı her ürüne komisyon koyarak tekrar sizde satışa çıkarıyor. Babanın öfkelenmesi normal. Her işlemde zarar ediyorsunuz"

Viven ağlamaklı ifade ile onayladı.

"Değil mi? O yüzsüz adam yüzünden düştüğüm duruma bak Bretia ne zaman hafızasını kazanacak. Qwen sana saçma gelecek ama sanki benim tanıdığım usta değilmiş gibi hissediyorum bir insan bu kadar değişemez!"

Qwen de aynı düşüncedeydi.

Arkadaşını teselli etmek için davetiyeyi masadan alıp gösterdi.

" Hadi daha fazla düşünme neden Velihat prensin av etkinliğine katılmıyoruz biraz kafan dağılır belki. "

Viven dudaklarını büzerek mırıldandı.
"Peki"



KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now