KADİM CADI 46

2.8K 390 19
                                    

Asillerin parıltılı geceleri kumar genelev dışında gizli toplantılara ev sahipliği yapan Dul Düşes Feyli'nin Aşığı Lord Elvis yer altı dünyasını elinde tutan biriydi. Lord Elvis hakkında bir çok söylenti vardı. Kimisi Krallığın kurulmadan önce bu topraklarda var olan güçlü bir asil aileden geldiği krallık kurulduğunda ailenin sessizce yer altına çekildiği söylendi. Kara borsa ve suikast Birliği gibi bir çok el altından geçen işlerin onlara ait olduğu söyleniyor.
Diğer bir söylenti ise Dul Düşes ile ilgili. Dul Düşes Feyli Aşık olduğu Lord Elvis için yaşlı ve inatçı huylu kocasını öldürdüğü şeklindeydi. En basit söylenti bile ne kadar çılgın olursa olsun kimse gerçeği bilmiyordu. Kanıtların sunulmadığı dünyada suçlar da suçlular gibi karanlıkta saklandı. Gün ışığı gören tek şey çay partilerinde yer alan dedikodulardı.

Kraliyet ailesinin düzenlediği Balo daveti bu iki ünlü işime de ulaştı.

"Gitmeyi düşünüyor musun sevgilim?"
Düşes Feyli seksi bir Elbise için de oldukça nefes kesici görünüyordu.
Elvis elinde ki davetiyeyle oynadı.
"Eğer gitmezsek bu kraliyet ailesini gücendirmez mi?"
Sözleri övgü dolu görünse de sesinde ki küçümseme barizdi.
Düşes Feyli cilveli bir şekilde kıkırdadı.
"Haklısın."

***

Kraliyet'in düzenlediği balo günü geldiğinde Eilese'in üzerinde siyah dantellerden fırfırlı bir elbise vardı. Elbisenin yakası göğüslerini örtecek kadar mütevazi ancak on üç yaşında bir kızı çarpıcı gösterecek kadar da açıktı. Elbisenin ayrıntıları bir santim kısa veya uzun olması rüküş ya da annesinin kıyafetini giymiş bir kız gibi görünmesine neden olurdu.
"Bu benim şaheserim!" laritta kesilen nefesini sonunda dışarı verebildi.
Sonya onaylayarak başını salladı.
Gözlerinde ki bakış onunda aynı şeyi düşündüğünü gösteriyordu.
Üç ay içinde beklenmedik şekilde aşırı uzamış saçları dalgalı olarak şekil verilmesine rağmen omuzlarına değiyordu.
Eilese parlak menekşe gözlerini aynada ki yansımasına dikti.
Her hayatı için bir kural gibiydi içine girdiği beden onu büyüten insanların bakışları altında yavaş yavaş değişip gerçek bedeninin görüntüsünü almaya başlardı. Onu yakından tanıyan aile üyeleri bile görünümü tamamen değiştiğinde bir farklılık görmeden normal karşıladı.
"Bir lanet gibi..."
Eilese'in mırıltısı dikkat kesilmediği sürece duyulmayacak kadar sessizdi.
Bedene ilk girdiğinde orjinal buğday teni başta değişen şey olmuştu. Hasta görünüm Bretia'nın kamufilajı olsa sa küçük kız iyilestiğinde soluk Ten kalmaya devam etti. Donuk ve açık menekşe gözler hızla mücevher gibi parlayan yoğun bir renk kazanmıştı. Artık gölge ruh ile anlaşma yolunda gitmediği için geçmiş hayatında gözlerinin aldığı kızıl parıltılar yerine ecel ruhu yüzünden renk değişmedi ancak insanlara baktığında onları çıplak hissettirecek en gizli arzusunu görüyormuş gibi derinlik kazanmıştı. "Ölum karşısında hiç bir sır gizli kalamaz"
Yada "Mezara kadar bu sırrı saklayacağım" denilen sözleri bakışlarında ki derinliğin sebebini kanıtlıyor gibiydi.
"Güzel"
Ona gergin bir şekilde bakan Laritta'ya istediği cevabı verdi.
"Pear'a faturayı ver sana ödemeni yapacak"
Laritta iki tane yeni aldığı yardımcısı ile teşekkür sözleri şarkıyarak odadan ayrıldı.

Balo sarayın en büyük ikinci salonunda yapılıyordu. Geniş alan beş yüz kişinin koşuşturması için yeterliydi ancak davetli sayısı yüzü geçmedi. Geri kalan kalabalık hizmetçi ve müzisyenler görevliler ve korumalar tarafından oluşturuldu.
Gece en yoğun rengi ile gökyüzünü kapatmıştı.
At arabasından inen Eilese Sonya ve Axen'in eşliğinde Kapıya kadar geldi.
Yeşil saçlar beyaz takım elbisesiyle egzotik görünen Luce ona sırıttı.
"Gitgide daha güzelleşiyorsun Bretia bana söyleme başımın belada olması için mi çabalıyorsun?"
Eilese kıkırdayarak Abisinin uzattığı eli tuttu.
Sonya ge Axen'e bakmadan konuştu.
"İkiniz eğlenmenize bakın bu gün abim bana eşlik edecek"
Ne kadar isteselerde içeriye göremeyeceklerinin farkında olan Sonya ve Axen Leydilerini onaylayarak at arabasına döndüler.
Bu davet halka açık değil daha doğrusu şahsi olarak davetye almayan hiç bir soyluya açık değil.
"Sen de fark ettin mi?"
Luce kız kardeşinin koluna girmesini izledikten sonra kulağına doğru sessizce konuştu.
Yüksek bir duyuru yapıldı.
"Valerec Düklüğünden Lord Luce Valerec ve Leydi Bretia Valerec giriş yapıyor"
Çığırtkan onların girişini duyurduktan sonra görkemli salon gözler önüne serildi.
Kraliyet içinde en çok güç nüfusu ve etkisi olan üç düklük dışında üç Marki evi beş kont ailesi iki vikont ve yedi Baron olmak üzere Davetin tamamı yirmi asil aileden oluşuyordu.
"Krallığın tüm gücü bu gece burada toplanmış gibi"
Luce'in yorumu Eilese'i güldürdü. Şakayla karışık karşılık verdi.
"Kral savaş başlatmayı düşünmüyor değil mi?"
Korkunç bir varsayım olduğu için Luce ve Eilese başta ki kayıtsız tavırlarını bir kaç saniye sürdüremediler.
Gerçekten ne kadar düşünürse o kadar mümkün gibi görünen sözler hiciv özelliğini yitirdi.

"Eilese!"

Qwen'in heyecan dolu sesi etrafında ki kalabalığın dikkatini çekti.
Eilese? Oda kim?
Luce bile önce ki konuyu unutmuş karışık bakışlarını Bretia ve kimsenin olmadığı arkalarına dikti.
"Annemin verdiği çocukluk isimdi"
Eilese kısaca açıkladı.
Tüm yalanlarında görmediği anne ve soyunu kullanmak onu sonunda biraz utandırdı.
Luce kız kardeşinin utancını yanlış yorumladı.
"Oh yani bizim küçük Bretia'mız Eilese olarak çağrılmak istiyor. Bunu ihmal ettiğim için üzgünüm tatlım"
İkilinin konuşması onlara yaklaşan Qwen'e bölündü.
"Merhaba ben Qwen Eilese'in yakın arkadaşı!"
Eilese'in alnında sinirden sıçrayan damar mutsuzluğunu gizlenmedi.
Bu kız! Tüm ay boyunca ona usta diyerek çağırmış ve sonunda yakın arkadaş mı olmaya karar vermişti? Yüzsüzlüğün böylesi!
"Oh ben Eilese'in abisi Luce onun yakın bir arkadaşı ile tanışmak şereftir. Lütfen leydim kız kardeşime iyi bakın bazen utangaç olabiliyor."
Utangaç?
Qwen gözlerinde bariz yerleşen soru ile Eilese baktı. Gerçekten tanıdığı usta utangaç mı?
Onun abisi olduğuna emin misin?
Sorusu ağzından kaçmadan Eilese araya girdi.
" Abim samimi bir insan lütfen anı yakınlık seni rahatsız etmesin "
Luce'u tanıyan kalabalıkta ki insanlar duyduklarına inanmadılar.
Lord Luce dahi simyacı samimi bir insan mı? Daima yüzünde gülümseme olsa bile ne düşündüğünü anlayamazsınız. Aranızda çizdiği çizgiyi geçmek gülümseyen yüzüne rağmen imkansız! Biri o çizgiyi geçtiğinde hala gülümsemesine rağmen çıkan soğuk kelimeler sizi dehşete düşürür!
Kalabalık iki kardeşin yakın bir ilişki olup olmadığını daha da merak etti.
Qwen utanarak Luce'un yakışıklı yüzüne baktı.
Hafif pembeleşen yanaklarla "Hiç rahatsız olmadım"
Diyerek inkar etti.
"Bende samimi olmayı severim."
Eilese 'in dudakları sinsice kıvrıldı .
"Buna sevindim zira Abimin yakın davrandığı herkes özel olduğu yanılgısına düşüyor. Onu en iyi sen anlamalısın Leydi Qwen"
Kalabalık yüzünde gülümseme ile acımasız sözleri söyleyen kıza baktı.
Gerçekten Luce'e benziyor. Abi kardeş olmaları anlaşılır. İkisi de aynı huyda!
Qwen imayi anlayınca kızıp somurtmadı tam tersi odak noktası Eilese kaydı.
"Sana olan samimiyetim gerçek! Sen benim için özelsin şüphen olmasın!"
Ah... Eilese akademide onlara daha acımasız davrandığı için onun tarafından istismar edilmeye alıştıklarını unutmuştu.
Gerçekten pamuktan duvara sert bir yumruk atmıştı.
Karşısında ki insan sözlerine alınmayıp birde onunla arasında ki ilişkiyi sağlamlaştırmaya çalışmıştı.
Eilese'in çarpılan yüzüne Luce gerçek bir gülümseme gösterdi.
Gözleri tekrar Qwen'e döndüğünde bu sefer önceki sahte samimiyeti yoktu.
"Bir ara ziyarete gelin Leydi Qwen kız kardeşim arkadaşlığınızı seviyora benziyor."
Kalabalık Eilese'in yüzünde ki çarpık ifadeyi bu şekilde yorumlayan dahi simyacıya baktılar. Bu kardeşler göründükleri gibi yakın değilde büyük düşman olabilir miydiler?
İçlerinden dedikoducu bir bayan iç çekti.
" Neden iş Valerec Düklüğüne gelince olaylardan hiç bir şey anlamıyorum?"
Etrafında ki kadınlar hızla onayladı.
Gerçekten hangi kardeşin hangisi ile düşman yada dost olduğu anlamak borsayı tahmin etmekten daha zordu.






KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin