KADİM CADI 69

2.1K 343 41
                                    

Bölümlerden birine kırk yorum gelmiş dedim bunu neden yeni bir bölümle kutlamıyorum. Teşekkür ederim millet ^^

Zehir vadisi tepesine çıkmak için uzun bir yol yürümesi gerekti. Vücudun aldığı yetiştirme hapları sayesinde zayıflayan ruhu daha belirginleşmişti.

İki dünya arasında ki geçiş yaşam enerjisinin çoğunu sömürmüştü.
Sahte tanrı yüzünden yaşadığı durumdan dolayı kızgınlığı geçmedi.

Eğer ruh gücü yeterince sağlam olsaydı o dünyayı terk etmesine gerek kalmazdı.
Kendi kontrolü dışında ki şeyler Eilese'in tahammül edemediği bir şeydi.
Boynuzlu deve ile ilerlerken kılıç sesleri kulağında çınladı.

İki iri adam beş yaşlarında bir çocuk yanında olan savaşcı ile savaşıyordu.
"Kaç ben onları durduracağım!"
Savaşçı zor bir durumda kalmış yaraları yüzünden savaş erken bitecek gibiydi.
Haydutlardan biri kılıcı savurdu.

Asker karşılık verirken diğeri ise boynunu hedef aldı.
Ne yazık ki ölürken haydutlardan birini yaralayabildi.

" Hahahah... "

" Lanet olsun pislik!"

Küfreden haydut yarasını tuttu. Hala korkmamış tepkisiz çocuğa gözlerini dikti.

"Lordun oğlu bu değil mi ödüle deyse iyi olur"

Eilese yolunu değiştirmek üzereyken çocuk ileri atıldı.

"Gitme!"

Kısa barış Eilese be çocuğun göz göze gelmesi dışında haydutlarında Eilese görmesi ile sonuçlandı.
Eiles emindi(!)
Bu çocuk bilerek ona seslenmisti!

Başına Yeni bir iş almak istemiyordu. Neden tüm problemler bir şekilde onu buluyordu?
Merhametli biri değildi. Başkalarının işine karışmayı sevmezdi.
O halde neden?

Eilese belinde ki hançerle dokunmadan ona doğru dönen iki hayduta işaret etti.

"Oh bu bir kız!"

Haydutlardan diğeri geniş bir gülümseme sundu.

"Gel babana bebeği..."

Cümlesini bitirememesinin sebebi Eilese'in büyüsü oldu.
Kaos büyüsü birinci derece kara mumba

"Kah¬i°ros~"

Büyü dili kadim dildendi.
Çoğu basit büyü için sözcükler gerekmiyordu. Ancak basit büyükleri daha güçlendiren sözcüklerdi.
Parmağını işaret ettiği haydut.
Derisi içinde bir soluncan geziyormuş  gibi hareketlendi. Çok geçmeden siyah bir sıvı saçarak patladı.

"Se-seni lanet..."

Yaralı haydut konuşamayacak kadar şok olmuş yüzünde ki arkasından saçılan siyah sıvıyı silmeyi düşünemedi.
Yere yalpalayarak düştü ardından arkasını dönüp ayağa kalkarak koştu.
İki çocuk haydutun kaçışını izledi.

"Onu öldürmeyecek misin?"

Hala korkusuz görünen çocuğa Eilese tek kaşını kaldırarak baktı.

"Onun hala yaşayacağından emin misin?"

Haydut gerçekten bir metre koştuktan sonra arkadaşı gibi patlayarak öldü.
Kara mumba zifir gibi yanıcı bir iltihapın hızla damarlara yayılıp vücutta bulunan kanı emerek çoğalan bir lanet büyüsü. Kişinin gücü fazla ise daha uzun süre patlamadan kalabilirdi. En kötü ve en güzel tarafı patlamadan çıkan siyah sıvı kısa bir süre hayatta kalır aktif olur. Eğer yaşayan birine geldiyse o anda bol su ile yikanmadığı taktirde aynı kaderle yüzleşir.

Bir ordu içinde birini lanetlerden binlerce kişiden oluşan düzenli ordu bir kaç dakika içinde yok olur. Bu derece korkutucu bir büyüydü.

Çocuğun bunları izleyipte sakin kalması Eilese'i tedbirli kıldı.
Boynuzlu deveyi hareket ettirip ayrılmaya karar verdi.
"Deh!"
Devenin arkasından takılıp onu takip eden çocuğu görmezden geldi.

Yolculuğun yarısında havanın kararmaya başlaması yüzünden kamp kurmak en mantıklısıydı. Gece fark etmeden dokunduğu bir zehirli bitki yada zehir düzeni içinde dikkatsizken yakalanmak istemedi. Ancak geldikleri nokta ateşin etrafında oturan bir boynuzlu deve ve iki çocukla sonuçlandı.

"Beni takip etmeyi bırakıp geri dön çocuk"

Küçük çocuk gözlerini Eilese dikti.
"O adama hangi zehri verdin?"

Eilese bir anda aynı frekansta olmadıklarını fark etti. Yapışık çocuk ne derse desin onu duymuyor gibi kendi bildiğini okuyordu.

"Bunu öğrenmek için çok küçüksün"
Çocuğun hafifçe kaşlarını çatmasını keyifle izledi.
Sonunda bir sözü dikkate alınmıştı.
Ancak gitmesi gerektiğini söyledikleri dışında(!)
Vadiyi tırmandığı yarım günlük süreçte boynuzlu devenin arkasından ayrılmadı. En kötü olansa boynuzlu deve hızlı değil hantal ağır ağır yürüyen bir hayvandı. En hızlı hızı bir insanın koşma hızı ile aynı olsa da insanlardan daha çabuk yorulması uğraştırıcı.

En iyi ve tek yönü yem konusunda seçici değil yerde ki otları yer susuzluğa uzun süre dayanır.
Bu bineği aldığı için pişmanlık hissettiği ilk andı.

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now