KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)

KADİM CADI 57

Arabanın içinden gelen cevap bir çok yaşlının ilgisini çekti. Onu görür görmez öldürmek isteyen Kançiceği bile "Bir köle cariye mi olmak istiyor?" diye yanıt verdi.
Yine de arabadan hiç bir ses gelmedi.
"Hey sana dedim köle kız cevap ver!"
Eilese'in içinde bulunduğu araba sessizliğini korudu.
Kançiceği öfke ile kırbaçı arabaya salladı.
"Bu ne kibir!"
Nitekim arabaya ulaşmak üzere olan kırbaç geldiğinden beri ifadesiz olan gardiyanlar tarafından durduruldu. Soğukceset adıyla bilinen yaşlı gözlerini irice açtı.
"Onlar ceset savaşçı mı?"
Beş gardiyan dan biri hariç dördü kırbaç değer deymez anında parçalara ayrıldı. Ancak içlerinden biri tuhaf bir şekilde kıvrak ve hızlıydı.
Eilese pencereden avucunu çıkarıp salladı. Beyaz toz yerde ki ceset parçaların üstüne düştü. Cesetler ardında kemik tozu bırakarak yok oldu. Zehirmisina, soğukceset kadar sakin değildi.
"Küçük Kız egeer bu zehri bana söylersen seni cariye olarak görürüm."
Sonuçta cariye yada köle iki şekilde de bu kız acı bir sonla ölecekti. Ölmeden önce onun bildiği şeyleri öğrenmek bir kazançtı.
Kançiceği kırbaçından kaçan ceset yüzünden sinirliydi. Kendi Yetişiminin yarısı ancak nasıl bu kadar hızlı bu adam?
Ceset yerinde zıplayınca arkasında ki rün işlenmiş kağıt ve boynunda ki kaplumbağa şeklinde parlayan kolye dikkat çekiciydi.
"Onlar rün!"
KaraSutra heyecanla yanında ki gölge'nin omzuna vurdu.
"Ceseti güçlendirmek için rünleri kullanmış!"
Şimdiden üç yaşlının dikkati çekilmişti. Kırbaç ceseti yok etmek için yakalamak üzereyken soğukceset araya girdi.
"Ne yapıyorsun aptal adam!"
Kançiceği çılgına dönmüş gibiydi. Sarı gözleri daireler içinde siyah elipslerle doluydu. Eğer bir ceset değilde yaşayan bir rakip olsaydı şuanda hipnoz olup ölmek için bekliyor olurdu.
Eilese karmaşayı pencerenin deliklerinden izledi. Gözleri taş tahta oturan Lorda çevrildi. Baktığını hissetmiş gibi lordun gözleri ile kesişti. Kan kırmızı gözler ve dudaklar temi saçı beyaz olan odam iblis tarikatının bir efendisi değilde daha çok doğruluk tarikatının lordu gibi parlıyordu.
Onu gören... Evet melek aklına gelen ilk düşünce onun bir melek olduğu şeklinde olurdu.
Yüzü kusursuz bir porselen bebeği andırıyordu. Her hangi bir mimik olmadan dönük. Gece uyurken ölü olup olmadığını merak edeceğiniz kadar ruhsuz.
Eilese gözlerini kaçırmadı. Tam tersi doğruca bakmaya devam etti.
"Durun"
Ses ne yüksekti ne kısıktı ancak tüm adamlar durdu. Yaşlılar geri çekildiğinde cesette arabanın önüne geri döndü.
"Henüz karar vermedim. Cariye mi yoksa köle mi? Bana hangisi olduğunu göster"
Eilese lordun dondurucu soğuk sesine rağmen kıkırdayarak arabadan indi. Siyah saçları omzundan aşağı akıyordu. İki aylık bakım yüzünden büyük ölçüde de de kaos manası nedeniyle teni yüzü daha güzelleşmişti.
Onu güzellikte geçen tek kişi karşısında ki lorddu.
"Cariye isem önce yaşlılara hediyeleri sunmak isterim."
Sözlerini bitirir Bitirmez ceset gardiyan KaraSutra yaşlısına Kaplumbağa kolyesini iki eliyle taktim etmek için gitti.
KaraSutra rünleri görünce yüzünde ki memnun ifadeyi gizlenmedi.
"İyi iyi iyi çocuk "
Ardından kıvrak hareketlerle Gölge'nin önüne geçip ağzında ki tilki boncuğunu çıkardı.
Bu Eilesin bulduğu tilki boncuğunun aynısı değildi. İçinde kaos enerjisi ile işlenmiş büyü çemberi vardı.
Gölge almadan önce ona hediye veren kıza baktı.
" Yaşlı bu boncuğu yanında taşıdığı sürece hızı yükselecek. Ne yazık ki uzun ömürlü değil. Bir yıl sonunda içinde ki güç solacak" Eilese'in açıklaması diğer yaşlıların da ilgisini çekti.
Gölge boncuğu aldığından gücü hemen hissetti.
Boncuğu hızla diğer yaşlılar el atmadan bel kesmesine koydu.
Ceset daha sonra Zehirmisina'nın önüne geçip bir şişe çıkardı.
"Yaşlı zehrimle çok ilgiliydi. Kusurlu bir ürün umarım sizi memnun eder."
Zehirmisina istediğini elde etmenin memnuniyeti ile sakalını sıvazlayarak hediyeyi aldı.
Daha sonra Kançiceği'ne sıra geldiğinde ceseti elinde bir pusula belirledi.
"Güzel bayanın dişli rakiplerle savaşmayı sevdiğini düşünüyorum. Bu pusula sahibini kendinden güçlü olan kişileri göstermek için üretildi."
Kançiceği ilgisiz görünümünü hemen kaybetti.
"Hih!"
Kibirli bir şekilde hediyeyi alsa da memnun olduğu ışıltılı gözlerinden belliydi. Son olarak Ruhçalankırbaça geldi sıra bulut odunundan yapılma bir flüt uzattı.
"Bu bulut odunundan bir flüt sadece fırtına kuşlarını etki altına alsa da yaşlının memnun olacağını düşünüyorum"
Gerçekten Ruhçalankırbaç memnundu. Kanatlı hayvanlar yakalanması en sıkıntılı olanlardı.
Geriye Soğukceset yaşlısı kaldı.
Ceset gardiyan onun önüne geçip boyun eğdi.
"Yaşlının bu ceset askerle ilgilendiğini fark ettim. Neden incelemek için hediye olarak kabul etmiyorsun? Onu kontrol etmek için sadece benim olanı çıkarıp mananızın izini kalbine yönlendirin. Küçük bir miktar yeterli."
Soğukceset otuz iki dişini de gösterecek kadar sırıttı.
" Beğendim! "
Eilese Binkesikkılıç  yaşlısına baktı.
" Efendim sizin için hediyem bu"
Elinde ki bin yıllık sıcak yeşimi ceset gardiyana fırlattı. Ceset gardiyan yeşimi yakalayıp Binkesikkılıca uzattı.
"Yetişim için bin yıllık sıcak yeşim iyi kabul edilir. Umarım küçük hediyemi beğenirsiniz"
Kılıç üzerine gelişim mana gibi değildi. Daha çok kişinin azmine ve kılıç aurasına dayanan bir eğitimi.
Binkesikkılıc memnun bir ifade ile yeşimi aldı.
"Bunlar yeterli mi cariye olmak için?"
Eilese soğuk sese kahkaha attı.
"Hayır bunlar dürüstlük tarikatının gardiyanlardan hoş hiçbiri hayatta değil ancak bunları size vermekten onur duymalılar"
Sesinde ki tiksinti barizdi. Öyle ki yaşlıların hepsi şaşkındı.
Buraya tavşan gibi basit bir çocuk köle beklerken sanırım elde ettikleri doğruluk tarikatından nefret eden bir akrepti.
İğnesi çoktan geldiği tarikata yönelmişti.
"O halde köle misin?"
Eilese başını saygıyla eğdi önce ki kibiri kaybolmuş gibiydi.
"Ne cariye ne köle bu çocuk size hizmet etmek için kendini kanıtlamak ister!"
Kelimeleri ortama düşen bombaydı adeta yaşlılar ve Lord bir süre sessiz kaldı.
Bekledikleri bu değildi. Hemde hiç.
İlk gülen kişi Kançiceği oldu.
Alay dolu kahkahası sessizliği kesti.