KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)

KADİM CADI 14

Dük Valerec'in resmi eşinin adı Maria o büyük büyücü soyundan gelen yetenekli bir büyücü kızı Ariet'te onun genlerini alarak bir büyücü olarak uyandı. Baskın geni çocuklarının görünüşleri üzerinde de etkili oldu. Nadir görünen pembemsi saçları hem oğlu Cales hem kızı Ariet'te vardı. Gözleri Mavinin nadir bir tonuna sahipti. Lisa'nın güzelliğini yaşına rağmen geçen bir güzellikti.
Yemek masasında onu görmek Eilese için ilkti.
Düşes Maria kocasının sol yanında oturuyordu. Sağ tarafı oğlu ve varisi Cales'in yeriydi. Düşes'in yanı Ariete aitti. Cales'in yanına Luce ve Ariet'in yanına Lisa oturduktan sonra ancak Lisa 'nın yanında ki dördüncü sandalye ona aitti.
Şimdi sandalyeler boşken hala kurala göre yerine oturmak Brita'yı dışlanmış gibi göstermişti.
Tabi bu Eilese için hiç önemli değildi. Aslında bu masada onlarla oturmak dahi istemedi.
"Tebrik ederim Brita"
"Teşekkür ederim Düşes Maria"
Resmi sözler bittikten sonra kimse konuşmadı. Aslında Eilese biraz Düşe Maria'yı merak ediyordu. Üç metres yetiştiren Dük'e rağmen bu kadar sakin ve kabul etmiş bir eş olması ilginç gelmişti. Öyle ki gayri meşru çocukları ile aynı masada oturup tebrik bile verebiliyor.
Bakışları bir kaç saniye sürüp yemeğe odaklandı.
"Kraliyet akademisi sınavsız kabul kağıdı verdi. Bir kaç gün sonra okul başlayacak"
Dük'ün konuşması Maria içindi.
Artık bu evde kalmayacağını söyler gibiydi.
"Anlıyorum"
Düşes kısa keserek yemeğe devam etti.
Dük tekrar bir konu açmadı düşes de konuşmadı. Sessiz geçen akşam yemeğinden sonra odasında bekleyen sis gelinciği kuyruğunu saran elleri ile parlak gözlerini dikmiş sevimli bir poz çizdi.
"Tebrik ederim Leydi Bretia"
Neşeli ses Eilese'in zihnini doldurdu.
"teşekkür ederim Opir"
Gelincik hızla harketlenip yataktan atlayarak çalışma masasının üstüne çıktı.
"Tebrik hediyesi olarak size bir kaç haberim var. Öncelikle simya kazanı zevkinize göre miydi?"
Eilese başı ile onayladı.
"Evet beyendim"
"Hahaha... Öyleyse haberleri de beğenmenizi umut ediyorum. Düşes varlığınız yüzünden rahatsız bir çok kez dük ile bu konuda tartıştığı biliniyor. leydi Ariet uyandırdığınız yetenek konusunda kıskanç durumda lord Cales'e gelirsek sadece " oh.. Anlıyorum " şeklinde tepki verip daha o konuda durmadı. "
Eilese acı çekerek yatağa oturdu.
" Haber derken dedikodu mu getirdin Opir? "
Opir gür bir kahakah attı.
Eilese beyninin sarsıldığını hissetti.
" Hayır bunlar meze asıl bilgi şu kraliyet ailesi Dük'ün çeşitli dölleri yüzünden evlilik önerisi sunmayı düşünüyor. Leydi Lisa leydi Ariet ve tabiki siz tercihler içindesiniz. "
Eilese kaşlarını çattı hızla "Dur dur dur"
Dedi.
"Ne dedin Prens ile evlilik mi? İyi de neden bende varım henüz on üç yaşındayım ve bedenim dokuz yaşında bir çocuk gibi duruyor"
Ani itiraz Opir'in daha çık gülmesine neden oldu.
"Unuttunuz mu mana dahisi olarak nadir bir yetenek olan Cadı olarak uyandınız. Elbette siz de tercihler arasındasınız. Açıkçası. Leydi Lisa hariç siz ve Ariet arasında seçim olacaktır."
Eilese yatağa kendini attı. Bilgiyi sindirdikten sonra özetledi.
"Beni tercihler arasına alsalarda gayri meşru bir çocuk olduğum için teklif Ariet'te son bulacak."
Gözleri beyaz tavana dikti.
"Bilgi güzeldi en azından dük için mutlu bir haber"
Şiş tilkisi yatağa çıkıp gözlerini dikti.
"Leydi Bretia neden heyecan yada hayal kırıklığı göstermiyorsunuz başka biri bunu duysa büyük tepkiler verir"
Opir'in sorusu makuldü.
Eilese ise Prens olsa da bir çocukla evcilik oynayamayacak kadar sıkıcı hissediyordu. Onun yerine soruyu anlamazlıktan geldi.
"Tepkilerimde ne var?"
"sizin evlilik adayı olduğunuzu duyduğunuzda rahatsız ve bıkkın bir ifade verdiniz. Aday olsanız da seçilmeyeceğinizi anladığınızda hayal kırıklığı yerine rahatladınız"
Eilese omuz silkti.
"Herkes bir prensle evlenmeyi hayal etmez Opir kimisi kendi prensini kendisi seçer"
Opir küçük bir çocukla değilde sanki yaşlı bir kadınla konuşuyormuş gibi hissetti.
"Peki ya siz Leydi Bretia seçtiniz mi?"
Eilese soruyu geçmiş yıllarda kendine bir çok defa sordu ancak sonuç şuan ki gibi büyük bir sessizlik oldu. Sesinde derin bir yalnızlık vardı.
"Ve bazıların hayali Opir kendine bir prens bulmak değildir"
Eilese boş beyaz tavanda geçmişinde ki yaşamları canlandırdı.
Her hayatında zirvede hüküm sürerken yanında sadece astları vardı.
Bir hayatta bile bir çocuğu olmadı.
"Kadim olan " ünvanı adlandırıldığında ona ata olarak ibadet etti. Hayranlık ve hürmet dışında bir duygu görmedi gözlerde.
Yalnızlık gözlerinde yerleştiğinde Opir kendini gereksiz hissetti. Dokunmaması gereken bir yaraya mı dokunmuştu.
Daha sonra konuştuğu kızın on üç yaşında ve altı yaşından beri düklükten çıkmamış bir çocuk olduğunu hatırladı. Ne tür bir geçmiş yaşamış olmalı ki yarası olsun. Aşk bir çocuk için çok erkendi. Sise bürünerek ortadan kayboldu.