KADİM CADI 48

2.7K 369 24
                                    

1Ay Sonra

Prens Reizel'e kral dalga geçer gibi sadece on tecrübesiz şövalye verdi.
Ölüme gönderirken kendi birliğini de yok etmesini istiyor gibiydi.
Ethan sınırda yetiştirdiği otuz kişilik eğitimli adamını kral'ın cömertliği adı altında yanına aldı.
Ethan da hemen yanında soğuk ifade ile ileri bakıyordu.
"Geri dönmek istersen gidebilirsin"
Prens Reizel'in sözleri Ethan'ın bir kulağından girdi diğerinden çıktı.
"Neden sizde mi geri döneceksiniz?"
Yani geri dönmeye niyetiniz yoksa bana geri dön demeyin!
Sözlerinin altında yatan anlam Reizel için barizdi.
"Pekala eski dostum. Yaşamak için"
Ethan da onu onayladı.
"Yaşamak için!"

***
"Akademiye hoş geldiniz! "
Müdire platformun üstünde beş kişi ile birlikte duruyordu.
Normal bir dönem başlangıcı değil Her Akademinin yarışma için seçilen beş öğrencisini karşılama töreniydi.
Büyücüler bölümünde ki beş kişinin içinde Ariet bulunurken savaşçılardan Cales vardı. Simyacılar bölümünde Luce bulunuyordu. Bir tek Lisa eğitimini bitirdiği için yoktu.
Oh ne hoş dük evinin dört çocuğu birden yarışmaya katılıyor (!)
Görenlerin zihninden geçen düşünce buydu.
Konuşmayı simyacı akademisinin başkanı Vulpa aldı.
"Büyü akademisi, Savaşcı akademisi, simya akademisi, Cadı akademisi olmak üzere dört büyük akademiden kendi içlerinde yapılan eleme turları ile seçilen öğrencileri Ana kulede beş yıl da bir yapılan yarışma için topladık. Bir çoklarınız bu yarışmadan haberdar bilgisi olmayanlar için ise yarışma hakkında kısa bir bilgi paylaşması için sözü büyük büyücü Deoman'a bırakıyorum.
Deoman içlerinden en yaşlı adam olarak öne çıkarken usta simyacı yerine geçti.
"Yarışma olarak bilinse de bu ülkeler arası rekabet üstünlük savaşı olarak görülür. Ne yazık ki yedi ülke arasında sıramız iç açıcı sayılmaz son dört yarışmadır sondan ikinci oluyoruz. Bu yüzden Wenthar ülkesi adına genç yeteneklerimizi bir yıl sonra yapılacak yarışma için özel eğitime almaya karar verdik. "
Büyük büyücü Deoman sözünü bitirdiğinde sıra gri saçları olan iri yarı kaslı adama geldi yüzünde çapraz şekilde uzanan ince yara izi göz korkutucu duruyordu.
" Dört kule bir araya gelerek Wenthar akademisi oluşturma kararı aldı.... Bu ana kulede... kısa sürecek bir yıllık özel eğitimle ilk mezunlar sizler olacaksınız...Başka ne demem gerekiyordu?..." Bakışlarını geride duran Müdire'ye dikti. Cadı akademisinin Müdiresi çağresiz bir gülümseme gösterdi.
" Hah... Başarılarınız geleneğin devamını getirip getiremeyeceğimiz konusunda yol gösterici olacak. Anladınız mı çömezler!"
Müdirenin ona ses iletim yolu ile zihnine sesini aktardığı uzaktan bile anlaşıldı.
Bu adamın bir şeyleri ezberlemek yada yüreklendirici bir konuşma yapma gibi yeteneği yoktu.
"Anlaşıldı!"
Savaşçı akademisi öğrencileri aynı anda bağırdı.
Ortam askeri bir kamp yeri gibi hissettimişti. Neyse ki Cadı akademi Müdiresi konuşmayı ele aldı.
"Şifacılar eğitim süresince herhangi bir yardımı esirgemeyecek amacımız yirmi öğrenci içinden En iyi olan savaşcı, büyücü, simyacı ve Cadı ile dört kişilik grup kurmak. Şifacı için seçim özel nedenlerden dolayı çoktan yapıldı. Grupta ki diğer öğrenciler seçimi belirlendikten sonra takım çalışması için yeterli zamanınız olacaktır. Tekrar hepinize hoş geldiniz diyorum."
Açılışı yapan platin sarı saçlı adam öne çıkıp gülümsedi.
" Sağlıklı ve uzun bir yaşam sizlerle olsun "

Eilese yatak odasına geldiğinde hafif bir parıltı ortaya çıktı.
Göz alıcı bir güzellikti.
Güzelliği melek olamayacak kadar Şeytani gülümsemeye sahipti. Ancak şeytan olacak kadar çılgın değildi. Duruşun da tuhaf bir asalet aynı zamanda haylazlık vardı.
Herseyi içinde barındıran bu şey ne bir insan ne bir canavardı.

"Kadim Cadı Valerec Eilese de Bretia!"
Sesi zihninin içine aktı. İsmini doğru telefuz eden parıltıya baktı Eilese. Ne olduğunu binlerce yıllık ömrüne rağmen anlayamadı.
"Bu dünyanın zamanına ait değilsin yaşadığın hayatlar sana ait değil ancak ısrarcı ruhun ölümü Reddediyor."
Sonunda parıltıdan gelen ışığın içinde bir miktar kutsallık hissetti.
Eilese'in ruhu çığlık çığlığa bağırdı.
"Kaç! Git buradan! Uzaklaş!"
Ne yazık ki tek bir adım dahi atamadı.
Parıltı zihnine akmaya devam etti.
"Hükmettiğim dünyamın dengesini bozan bir anormalsin."
Eilese iradesinin bir kısmını kullanarak Ecel ruhunu çağırmaya çalıştığında bedeninde soğuk bir acı geçti.
"Aradığın yardım bana ait olanlardan. Bu dünyada ruhundan başka sana ait bir şey yok."
Ecel ruhunun kayıp olmasından anlaşılıyordu.
Parıltı Eilese'in etrafında döndü.
"Seni bu dünyada ısrarla tutan ney sevgili çocuğum?"
Eilese de çevresinde ki herkesten farklı olarak bir süre uykuya dalıp tekrar yaşamak için başka bedende uyandığının farkındaydı. Ancak bu onun yeteneği gibi olmuştu bilinç altında.
Anormallik olarak görmedi hiç bir zaman.
"Bu dünyada sevdiğin biri yok. Tüm o edindiğin arkadaş ve dostlar sadece birer araç senin için. Kimseye aşık olmadın. Hiç çocuğun olmadı. Binlerce yıl senin için hayatlarını feda edenler ve seni öldürmek isteyenler arasında gezdin. Onları yararlı yada yararsız olarak sınıflandırdın. Ne kadar ürpertici. İlk doğumunda bile seni doğuran annen bile yararsız olduğunda artık terk edilmeye mahkum oldu. "
Eilese gözlerini kapatmak istedi. Beyninde ki cinsiyetsiz ses ruhunu okuyor gibiydi. Tüm yaşamları özel hayatı onu elbiselerinden soyundurmuş gibi ortada çıplak bıraktı. Bundan hoşlanmadı hemde hiç!(!)
" oh.. Güç sanki ebedi gücü arzulayan bir yaşam formu gibi iraden bile bunun için şekil almış. Söyle bana Kadim Cadı Valerec Eilese de Bretia sen insan mısın? Kendini gerçekten insanlardan biri olarak mı gördün?"
Parıltı titremeyi bitirince ışık hafifçe soldu.
Beş yaşlarında beyaz saç beyaz ten ve kör gibi gösteren beyaz gözlere sahip bir çocuk çıktı. Cinsiyet belirsizdi ne kız ne erkek.
" Benim dünyamın daha fazla dengesini bozmana izin veremem anormal. Sana yeterince tahammül ettiğimi düşünüyorum."
Eilese o zaman konuşamadığını fark etti.
Ondan konuşma yetisi bir şekilde alınmıştı.
O kimdi ki ona tahammül edemiyor? O halde yok olmalı önünde engel olmamalı!
Daha güçlenmesi gerekiyordu Eilesin en güçlü cadı olması gerek dünyanın bunu görmesi kabul etmesi gerek. O kadimlerden daha güçlü olması gerek!

Beyninden geçen düşünceleri duymuş gibi çocuğun kör beyaz irisleri kısıldı.
"En güçlü olanlar Kadimler mi sence? Bu dünyanın güçlüsü olmak yeterli mi sana?"
Daha güçlü olanlar var mı? Bu dünyadan daha güçlü kişiler? O halde Eilese ne kadar güçsüz?
"Belki de Kavonozun içine sıkışmış bir karınca gibi güçsüzsün. Kendine belirlediğin hedef sadece kavanozda ki diğer karıncalar arasında ki en büyük olanlar? Dışarıya çıkmak ister misin anormal? Senden güçlü olan milyonlarca varlık var."
Eilese bir süre terettüt ettikten sonra geriye baktı. Ödünç aldığı beden arkadaşlar ve aile... Terk edemeyeceği hiç bir şey yoktu.
Bir an bile üzülmeden" Evet! " diye bağırdı içinden." En güçlü olmak istiyorum. "

Çocuk parmağını Eilese doğru uzattı.
" O halde vazgecemezsin seni güçlülerin bulunduğu dünyaya göndereceğim. "
Eilese kabul ediyorum bile diyemeden odada kayboldu.
Dünyanın içinde varlığı silindiğinde çocuk rahatlayarak iç çekti.
" Bir an kabul etmeyecek yada vaz geçecek diye çok korktum. Dünyamda daha fazla o anormale dayanamazdım. "
Aklına gelen fikirle kıkırdadı.
"Eski tanrıların onu fark ettiğinde tepkilerini merak ediyorum(!)"
Kıkırtılar kahkahalara döndü.
"Tanrılar Sunağı onun gibi bir anormal için en iyi yer!"
"Efendim. Orada ölürse ruhu da yok olacak"
Küçük pırıltı kelebek haline dönüşüp çocuğun parmağına kondu.
"Oh bunu ona söylemeyi unuttum!"
Yüzünde hiç bir pişmanlık olmadan söylenen sözlerle sırıtıyordu.
"yapacak bir şey yok... Binlerce yıldır dünyamın dengesini bozduğu için küçük bedel olarak düşünelim"

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Where stories live. Discover now