KADİM CADI 77

2.1K 274 82
                                    

>>>>Media da Cales var <<< küpeleri görmeyin ama 😂

*Lütfen açıklamayı atlamayın *

Kimin kim olduğunu karakterleri unutanlar için gönderdiğim Eilese'in olmadığı bölümler kişileri hatırlatmak adına yazılmış kısa olayları içeriyor. Önce ki bölümde Akademi arkadaşlarını Manevi hayvanları ve ruhlar hakkında kısa bir hatırlatma oldu. Umarım Eilese'in olmadığı bölümlerden sıkılmazsınız. Birde yazdığım bölümde Amor'un Eilese olduğunu anlamayanlar olmuş. Amor Eilese olarak karşımızda.
Hikayeyi bir sonuca bağlamak konusunda endişesi olanlar içinde açıklama yapmak istedim. Hikayenin sonucu ben yazmaya başladığım da belirlendi. Evet kesinleşmiş bir sonuç var bu yüzden hikaye için endişe etmeyin. Hikaye ruhu uyanan bir cadı ile başlayıp gelişme bölümünde cadının arkadaşları maceraları ve düşmanları olacak sonuçta şu şekilde bitecek gibi kesinleşen bir katogoriye bağlı. Gelelim diyaloglara kimin ne söylediği anlaşılmadığı hakkında bir yorum okudum.
Eilese: ben geliyorum
Cales : sen git
Şeklinde bir konuşma metni yazamam bu romandan daha çok tiyatro türüne kayıyor. Açık açık konuşmayı belirtmek hikayede göze batıyor bence bu yüzden
Eilese endişeli bakış attı. "Ben gidiyorum" sözlerini bıraktığı gibi arkasını döndü.
Cales Eilese'in tavrından rahatsız olduğu için sertçe cevapladı.
"Sen git"
Bu şekilde bir diyalog yazıyorum. Daha anlaşılır bulduğunuz yöntem varsa göze batmayan önerilerinize açığım tabi ki ama Elise şunu dedi Cales şunu dedi olmasın lütfen.

Uzun bir konuşma oldu farkındayım ama yorumlarda yazdığım açıklama gözden kacabiliyor. Bu yüzden sesimi bu şekilde herkese duyurabiliyorum.

İyi okumalar...

"Prenses Amor?"

Cales kız kardeşine benzeyen pembe saçları ve mavi gözleri ile sevimli dursa da hesap dolu bakışlar Dük'ün bir kopyası gibiydi.
Velerec Dük'ü daima insanları ona yararlı ve yararsız olmak üzere ayrır ona göre arkadaşlık kurardı.
Lord Cales'de babasından aldığı bu tavrı ile genetiğini kanıtlamış oldu.

Amor ona seslenen Cales'in bakışlarından kaçınmadan gülümsedi.
"Üzgünüm bugün biraz yorgun hissediyorum sözlerinizi tekrarlar mısınız?"

Prens Eduard endişe ile kız kardeşine baktı.
"Amor kötü hissediyorsan Nişana katılmak zorunda değilsin evde dinlenebilirsin. Geri dönmen için arabayı ayarlamalı mıyım?"

Amor endişeli abisini yatıştırmak için kolunu okşadı.
"O kadar da kötü değilim. Dayanamayacak gibi hissedersem söylerim"
Lord Cales 'de endişesini belli etmeye çalıştı.
"Evet katılmasanız bile size gücenmeyeceklerdir. Lütfen sağlığınıza dikkat edin prenses"

Amor mavi gözlere bakarken yapay bir gülümseme sundu.
"Endişeniz için teşekkür ederim Lord Cales ancak şuan idare edebilecek kadar iyiyim."

Konuşmayı bölen tanıdık bir ses tam bu sırada geldi.
"Ah buradasınız."

Prens Eduard Colin tanıdık gelen sese döndüğünde kaşlarını çattı.
"Beal seni hayırsız! Bu zamana kadar beni görmeye gelmemenin sebebi ne?"
Beal gelir gelmez azarlanmaya başlayınca gözleri daha önce görmediği kıza yöneldi. Konuyu değiştirmek için kuzeninin zarfına dokunmaya çalıştı.

"Prensesinde katıldığını duydum. Sizi görene kadar inanmamıştım. Baharın neşesi sizin üzerinize de olsun majeste ben Beal Corvin"

Amor ilgi ile Beal'i süzdü. İlk gördüğünde yaşadığı duygu yerli yerindeydi. Gerçekten Ejderha kralına benziyordu. Beyaz saçlar ve gözlerinde ki ilgiz bakış.

"Corvin Kraliçe'nin evlenmeden önce ki soy adı değil mi?"

Prens Eduard kız kardeşinin sözlerine iç çekti.
"Evet bu işe yaramaz şey benim anne tarafından kuzenim Amor sizi tanıştırayım"

***
Balo salonunda ki hareketli Ariet ve Velihat Prens Arche'nin geri dönüşü ile durdu.

"Velihat Prens Arche ve Valerec ailesinden Leydi Ariet teşrif ediyorlar!"
Anons dikkatleri ikiliye çekti.

Ariet kendisi ile gurur duyuyordu. Evet o en iyisiydi. Kısa bir süre başarıları yüzünden Bretia onun üzerinde ki ilgiyi almış olsa da şimdi hak ettiği gibi tekrar ona dönmüştü. Çenesini hafifçe kaldırıp tüm salonu süzdü. O en tepede olmak için doğmuştu.

Uzun zamandır sessiz kalan Lisa tırnakları avuç içine geçecek kadar sertçe yumruk yaptı.
Orada Ariet değil kendisi olmalıydı (!) kutsal görünümü aile içinde kaybolmuş olsa da dışarı da hala o iyilik meleği gibiydi.

Yanında ki çekingen kıza yan gözle baktı.
Bu aptal yüzünden Dük'ün resmi kızı olma ihtimalini kaçırmış ve şimdide prens onunla değilde Ariet ile nişanlanmıştı.

"Bretia iyi misin?"

Bretia meraklı gözlerini ablasına dikti.
"Neden iyi olmayım ki abla"
Lisa üzgün bir görünüm sergiledi.
"Sonuçta Velihat Prens seninle ilgileniyordu. Ancak Ariet onu aldı. Üzülme olur mu? Eminim Velihat Prens hatasını anlayacak"

Bretia morali bozuk bir şekilde tekrar ikiliye baktı.
"Ariet'in beni bu kadar kıskandığını bilmiyordum. Ancak abla ne yapabilirim ki sonuçta Velihat Prens de kabul etti. Eğer beni sevseydi bana sorardı."

Lisa kız kardeşinin omzunu okşadı.
"Cesaret bulamamış olabilir sonuçta senin duygularını bilmiyor Bretia. Eminim ki majeste senin hislerini bilseydi Arietle seni görmek için evlenmezdi."

Bretia parlak gözlerini Lisa'ya dikti.
"Beni görmek için Mi?"
Gerçekten Velihat Prens onu görebilmek adına mı Ariet ile evlenmişti. Ona bir çok kez yardim ettiği zamanı hatırlayınca daha çok emin oldu. Evet lisa ablası yanılıyor olamaz Velihat Prens onu seviyor olmalı. Ama...

"Elebette bunu göremiyor musun ne zaman bize gelse daima seninle de görüşmeye çalışıyor. Ariet ile baş başa kalmak isterdi eğer seninle ilgilenmese"
Bretia iyiden iyiye emin oldu.

"Bunu benim için yapmasına izin veremem. Sonuçta mutlu olmak onunda hakkı"

Lisa başı ile onayladı.
"Ne yapabiliriz ki sen ona duygularını açmadığın sürece bundan vaz geçmeyecektir. Üstelik kız kardeşin nişanı ona söylemek uygun olmaz. Ah ne kötü ve acınası bir durum"
Bretia kaşlarını catip Ariet ve Velihat prense baktı.
Eğer ona duygularını söylerse evlenmek zorunda kalmazlar. Ayrıca Ariet onun öz kardeşi bile değil! Neden onun için susması gerekiyor?

Lisa ablasına sessizce baktı. Ona çaktırmadan Velihat Prens ile konuşmalıydı. Gizlice ikisinin görüşmesi gerekiyor ama nasıl?
***

Davet ilerlemeye devam ederken Lisa kız kardeşinin yanından ayrılmak zorunda kaldı. Çok geçmeden hizmetçisi yanına geldi.
"Tahmin ettiğiniz gibi leydim Leydi Bretia Velihat Prens'e iletmem için ban bir not verdi."

Lisa hizmetçisini Sonya gittikten sonra Bretia'nın yanına yerleştirme fırsatı yakalamıştı. Notun içeriğine göz gezdirdi.

"Gerçekten bu kadar aptalca bir yemi yediğine inanamıyorum. Notu emrettiği gibi Velihat prense ilet ve notta yazan yere salonda ki sosyeteden bir kaç kişi getireceğim. Bakalım beni rezil ettiği gibi rezil olmak nasıl bir duyguymuş. Babamın gözünden düşmesini istiyorum "
O gün masada Düşes Ebony'e bunak dediği günü hala hatırlıyordu. Kanıt bulamasa da Bunu yaptıran kesinlikle bu kızdı. Şimdi eskiye göre hafıza kaybı yaşadığından beri aptallaşmışken neden ondan intikam almıyordu?

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz