KADİM CADI 78

1.9K 320 47
                                    

Yorumlar ve beğeniler azaldı. Nerede 100 yorum görünce çıldıran ben? Hayalet okurlarım en azından beğeni tuşuna basın olur mu? Yorum yapmasanız bile tamamıyle "ücretsiz " olan beğeni butonları ile beni mutlu edebilirsiniz.

"Majeste! "

Bretia onu bekleyen Prens Arche'si görünce sevdiği kişinin kendisi olduğuna daha da emin oldu.

Velihat Prens Arche gerçekten gelmek istemiyordu. Ancak kızın ona sağladığı yararlar yüzünden hafızası geri gelme ihtimali uğruna bir kaç defa iyilik yapmıştı. Neredeyse bir kaç ay olmuştu ancak bu kızın önce ki halinden eser yoktu. Gerçekten hafızasını kaybeden birinin karakterinin bu kadar değişebileceğine inananamadı. Rol yaptığını düşündüğü bir zaman bile olmuştu.
"Bana söyleyeceğiniz önemli bir şey olduğunu söylemiştiniz Leydi Bretia"

Bretia gergin bir şekilde ellerini sıkıştırdı.
"E-evet bu çok önemli."
Velihat Prens ilgili bir bakış atmak için bile üşengeçti.
"Oh öyle mi?"

Eilese utangaçlığını heyacanı ve beklentisiyle yendi.
"Evet evet! Size söylemem gereken şey sizin de merak ettiğiniz bir şey"

Velihat Prens Arche kaşlarını kaldırdı. Yeni bir formül yada büyü olabilir miydi? Hayır şuan ki ifadesi hafızasını kazandığını göstermiyordu. Aynı aptal bakışlarla bakıyordu.

"Bu nedir?"

Bretia derin bir nefes aldı.
"Ben-"
"Oh Arche buradasın demek seni arıyordum!"
Ariet kıskanç bakışlarla Bretia'yı ters ters bakıp nişanlısının koluna girdi.
"Neden buradasınız? Eğer biri görürse dedikodu yapacaktır"
Bretia kaşlarını çattı. Nasıl burada olabilir? Nerden biliyor? Gizli bahçe hususu aranmadığı sürece uğranılacak bir yer değildi. Kim ona haber vermiş olabilir?
Velihat Prens Arche alayla güldü.

"kim buna cesaret edebilir?"

Sözleri biter bitmez bir kaç kadının bir arada bulunduğu sesler yükselmeye başladı.

"Burası çok güzel gerçekten!"
"Değil mi Leydi Eva?"
"Balonun gürültüsünden kurtulmak için uzakta olsa daha sakin ve rahatlatıcı."
...
Aralarında Lisa'nın da olduğu dört kadın onları gördüğünde Bretia şaşkın bir bakış attı.
Burası o kadar gizli değil mi gerçekten? Nasıl herkes kolaylıkla burayı bilip gelebiliyor?
Yer seçimi için kendine kızmaya devam etti.
Lisa Ariet'i görünce bir kaç saniye şaşkın ifade gösterse de hemen düzeltti.
"Majeste yi selamlıyorum.!"
Onun başlattığı selamı diğerleri de devam ettirdi.
Bu karşılaşma beklediği gibi gitmemişti. Kim Ariet'te haber vermişti?

Bahçenin uzak bir köşesinde bekleyen Sonya olayları izledikten sonra geri döndü.

***

"Prenses Amor çiçekleri odaya yerleştirmemi ister misiniz?"
Sonya'nın sorusu cevapsız kaldı onun yerine Amor dalgın bir şekilde oturduğu koltukta çayına bakıyordu.
"Söylesene küçük kız sence de dünya bu şekilde de güzel mi?"
Sonya Prensesin ne ima ettiğini anlayamayarak kaşlarını çattı.
"Nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum prenses cahilliğimi affedin"

Prenses Amor Sonya'ya tanıdık gelen ulaşılmaz menekşe gözlerini üzerine dikti. Kaç yaşındaydı on mu on bir mi? Yaşına göre olgun tavrı ve kaybolan çocuksu neşesi sanki gittiğinden beri yıllar geçmiş gibi hissettirmişti.
Amor gerçekten kimseyi geri almak istemedi. Ne Sonya ne ona usta diyip peşinden koşan akademide ki çocukları ne de abisi Luce...
Hiç birini geri istemedi. Bu yüzden bu dünyaya geldiğinden beri hiç bir şey yapmayı tercih etmedi.

"Eğer bir şey yapmazsan bu bulunduğun durumdan memnun olduğunu göstermez mi?" sorusu bir şekilde kendisi içinde sorulmuş gibiydi.

Daha açıklayıcı soruyla Sonya sonunda Prensesin onun Bretia'nın yanında aşağılanmasından behsettiğini fark etti.
Utanç verici anı düşününce yanakları kızardı.

"Be-ben sadece bir hizmetciyim efendim."

Amor aldığı cevaptan sıkılmış bir havaya büründü.

"Doğru sadece bir hizmetçi..."

İlgisi Sonya'nın üzerinden pencereye kaydı

Gerçekten ne bekliyordu. Ne duymak istemişti? Onun durumundan şikayetleri mi? Atistokrasinin uygulandığı bu ülkede alt kesimden bir hizmetçi hırslarını dilediği gibi söze dökebilir mi?

" Ne acınası bir hizmetçi"
Sonya Prensesin git gide soğuyan ve uzaklaşan ses tonunu duyunca indirdiği gözlerini tekrar kaldırdı

Evet bir hizmetçi! O hiç bir zaman hizmetçi olmaktan utanmadı. Tek hayali efendisinin şahsi hizmetçisi olmak onun yanında yer almak. Bu aşağılamalarla dolu günler bir zamanlar taparak baktığı leydisinden gelmiş olsa da Sonya efendisinin geri döneceğini bekliyordu.
Gerçekten efendisi sadece bir hizmetçi için geri döner miydi?

Prenses Amor kitap okumaya başladığında Sonya çiçekleri vazoya yerleştirmeyi bitirmişti. Bir alışkanlık gibiydi. Sessiz oda ona geçmiş günlerini leydisi ile olduğu zamanları hatırlatmıştı. Koltukta oturan Prenses Amor'a bakınca özlemini duyduğu o günler geldi. Kibirli soğuk duruş daima uzak bakan ilgisiz gözler. Konuşurken sabırlı olmaya çalıştığı bariz olan ifade ve sessizlik. Aynı bu şekilde. Bir zamanlar bu sessizliği sıkıcı bulurdu. Sonya ne zamandır sessizliği özlemeye başladığını hatırlamaya çalıştı.

Leydi Bretia hafızasını kaybettikten sonra odada sessiz bir an olmadı. Daima gürültü. Kıyafetler ve dedikodu. Hiç bitmeyecek hengame.
Yararsız boş konuşmalar.
Gitmek için attığı adımlar emirlerinin dışına çıktı. Sabit bir şekilde durduğu yerden prenses Amor'a baktı.

"Ben birini bekliyorum"

Neden bu açıklamaya girmek istediğini bilmiyordu ancak Prensesin uzaklaşan sesi onu rahatsız etmişti. Sanki leydisi Eilese'i hayal kırıklığına uğratmış gibi.

Prenses Amor sözlerini duymamış gibi kitabını okumaya devam etti. Saniyeler dakikaları dakikalar saatleri kovaladı. Sonunda varlığını fark etmiş gibi başını okuduğu kitaptan kaldırıp ayakta onun cevabını bekleyen Sonya' ya baktı.

"Küçük hizmetçi sence birini beklemek için ömür yeterince uzun mu?"

KADİM CADI (Revize edilip düzenleniyor.)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt